Başkanımız Ali Y. Koç, Faruk Ilgaz Tesislerimizde düzenlenen Yüksek Divan Kurulu Toplantımızda önemli açıklamalarda bulundu. Başkanımızın konuşmasının tamamı şöyle:
“Değerli Fenerbahçeliler, hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Dostum olan, futbolcuyken bizlere hizmet eden Bülent hocamızın kendisine ve ailesine başsağlığı diliyorum. Allah rahmet eylesin. Allah kimseyi evlatlarıyla sınamasın, çok zor bir durum. Sevgili kızı Almina nurlar içerisinde yatsın. Bu acılı günlerin tek ilacı zaman. Kısa zamanda da inşallah çabuk geçer. Sabır, kuvvet ve metanet diliyorum.
Güneş Hanıma da ayrıca başsağlığı dilemek istiyorum. Güneş Hanımı biraz anlattılar, tekrar anlatayım. Kadın basketbol ve voleybol şubelerimizin efsanelerinden. Son dönemde sık sık görüştüğümüz biriydi. En son burada Hulusi Belgü’nün voleybol etkinliğine katılmıştı. Sağlığı biraz kötüye gitti, yardımcı olduk ve tekrar huzurevine döndü. Takip eden günler içerisinde maalesef kaybettik. Milli takımın ilk kadın kaptanıydı. Babası Doktor Selim Çapa, Türkiye ve Fenerbahçe’de kadın basketbol ve voleybolunun kurucularındandı. Çok kupa kazandı ama bir özelliği daha Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın yöneticisiydi. Nurlar içerisinde yatsın.
BİZİM ÜZÜLÜP ŞİKÂYET ETME LÜKSÜMÜZ YOK. ÇALIŞMAK VE BU SIKINTILARI GİDERMEK ZORUNDAYIZ
Evet, biz geçen hafta bu toplantıya hazırlanırken çok heyecanlıydık. Size çok güzel haberlerin müjdesini verecektik. Tabii para pul konuları tüm camiayı etkilemese de sizler camiamızın büyükleri akil insanları olarak sizlere daha çok hitap ediyor. Finans konularından Erol Bey bahsetti, ben girmeyeceğim. Çok mutluyduk psikolojik üstünlük bize geçmişti. 11 puandan 3 puana kadar inmiştik. Kalan fikstürde de bu farkın kapanacağı yönündeydi. Dolayısıyla tam motivasyon ve enerjiyle bu toplantıya gelecektik. Hafta sonu 5 müsabakamız vardı, hepsi kendi alanlarında finaller ve final etap turlarıydı.Kadın basketbolda bir kez daha şampiyon olduk.
Ancak kimsenin öngöremediği ve ne yazık ki geçmiş yıllarda da, sadece bizim dönemimizde değil beklenmedik rakiplere karşı hiç beklenmedik dönemde hem de kendi stadımızda kaybettiğimiz puanlarla şampiyonluk şansımızı sekteye uğrattık. Her ne kadar futbol her türlü sonuca açık olsa bile haklı olarak bütün camianın haletiruhiyesi değişti, karamsarlaştık ve çok üzüldük. Hatta birçoğunuz haklı olarak öfkelendi. Bizim burada olmamız, sizden farklı duygular içinde olmamız demek değil. Bizler de aynı derecede üzgün durumdayız ama bizim üzülüp şikâyet etme lüksümüz yok. Çalışmak ve bu sıkıntıları gidermek zorundayız. Hepinizin içinde yaşadığı duyguları, hayal kırıklıklarını biliyoruz. Çünkü biz de birebir aynı duyguları yaşıyoruz.
FENERBAHÇE DEMOKRASİNİN DEĞERLİ OLDUĞUNU HERKESE GÖSTERDİK
Demin Ahmet Bulut’un da dediği gibi umutla başladığımız, farkı üç puana kadar indirip psikolojik avantajı elde ettiğimizi düşündüğümüz bir sezonda izahatı son derece zor bir beraberlikle geldiğimiz nokta maalesef bizi çok dezavantajlı bir duruma düşürdü. Burada rakamlarla, tablolarla sizi ikna etmeye çalışmayacağız. Siz gönül koydunuz, ben de gönülden konuşacağım. Her şeye rağmen, kulübümüzün geleceği açısından bize güvenen ve istikrar açısından yanımızda olanlara şahsım ve yönetim kurulum adına teşekkür etmek istiyorum. Geçen sene renkli, çetin yeri geldiğinde gergin bir kongre yaşadık ama bir kez daha Fenerbahçe demokrasinin değerli olduğunu herkese gösterdik. Bu kongrede camiamız bizleri 3 yıl daha göreve getirdi. Camiamızın uzun süre beklediği şampiyonluk özlemini gidermek için çok daha programlı ve geçmişten kazanılmış büyük tecrübelerle çalışmalarımızı kongre öncesinden başlattık. Seçilelim bir bakalım demedik. O dönem de seçilme garantimiz yoktu.
FUTBOL TAKIMI HAKKINDA
Futbol tarihinin gelmiş geçmiş en iyi 5 hocasından biri, tüm dünyanın takdirini kazanmış, başarıları ortada olan Mourinho’yu hem Başkan Sayın Aziz Yıldırım, hem de biz istedik. Netice itibarı ile kim kazanırsa kazansın gelecekti. Çok büyük bir coşku, umut ve sevinçle zaten imza töreninde de gördüğünüz üzere büyük bir motivasyonla karşılandı. Sadece Türkiye’de değil tüm dünyada yankı uyandıran ve Fenerbahçe’nin konuşulmasına sebep veren bir transfer oldu. Onunla hedefimiz ki bu hedef hala geçerlidir. Sadece bugünü değil geleceği de planlamak ve teknik açıdan da istikrar sağlamak. Sizin tabii ki beğenmeme, eleştirme lüksünüz var. Biz, 99 puan alan İsmail Hocayı da eleştiren bir camiayız. Son yıllarda aldığımız puanlar pek çok yılda şampiyon olduğumuz puanların çok çok üstünde. Bu sene de böyle olacak. Sonuçta şampiyonluk çok çok önemli. Hocamızın transferleri doğrultusunda sürece erken başladık. Uzun yıllardır yaşananların aksine transfer planlamamızı yaz kampından önce bitirdik. Tabii bunun bir maliyeti de oluyor. Geçmişte finansal fair-play cephanemizin zayıflığıyla mecburen kiralama yöntemleri. Kiralayan kulüpler de futbolcularını son dakikaya kadar transfer etmiyorlar. Bu sefer biraz pahalıya mal olmak kaydıyla planlamamızı yaptık. Kısacası çok daha cesur davrandık ve neticesinde Fenerbahçe tarihinin finansal açıdan en değerli kadrosunu ve doğal olarak da en yüksek bütçeli kadrosunu kurduk. Kaliteli, deneyimli Türkiye ve Avrupa’da mücadele gücü yüksek bir takım kurduğumuzu düşünüyorum. Bunu sadece biz düşünmüyorduk eminim sezon başında sizler de düşünüyordunuz ama daha da önemlisi spor kamuoyu da bunu ifade ediyordu.
Ben bugüne kadar ne yaşarsam yaşayayım hiç kimseyi mazeret göstermedim. Başarısızlık ve hayal kırıklığı varsa bunun tek sorumlusu vardır ve o da başkandır dedim. Bu sorumluluğu, yükü ve eleştirileri yeri geldi mi hakaretleri, yeri geldi mi iftiraların altında ezilmedim kimseyi de mazeret olarak kullanmadım. Bu da böyle devam edecektir, böyle bilmenizi istiyorum. Şunu da söyleyebilirim. Futbol ve futbol yapılanması açısından bence ben ve arkadaşlarım, tabii ki her zaman takdir sizlerindir ama elimizden gelenin, maddi güçlerimizin en iyisini yaptığımıza inanıyorum. Ancak futbol sadece plan ve doğru kadro mühendisliğiyle, çok büyük yatırımlarla değil; mücadele, adalet ve bazen de şansla yazılan bir hikâyedir. Bazen futbolda akıl ve mantığın algılanamadığı şeyler oluyor. Ligin ilk yarısında inişler-çıkışlar yaşamamıza rağmen takımımızı şampiyonluğun en güçlü adayı olarak konumlandırdık ve mücadelemizi sürdürdük. Devre arası geldiği zaman bence Fenerbahçe tarihinin en başarılı devre arası transferlerinden birini yaşadık. Kadromuzu güçlendirmek, şampiyonluk şansımızı pekiştirmek için yatırımlarımızı daha da artırdık. Talisca gibi yaratıcı ve skorer bir oyuncuyu, Skriniar gibi savunmada lider bir ismi, Diego Carlos gibi Premier Lig tecrübesi olan bir savunmacıyı kadromuza kattık. Bize göre zaten güçlü olan yapımızı daha da sağlam bir zemine oturttuk. Bu sezon hem futbol kalitesi hem de rekabet ve mücadele gücü açısından doğru yolda olduğumuzun bir göstergesiydi. Yeri geldi evet hepimizi çıldırtacak bir futbol kalitesi vardı ama o maçları da kazandık. Tabii ki ikincilik hiçbirimizi kesmiyor. Yıllardır hep yarışın içindeyiz, hep tepeye uğruyoruz ama bir şekilde ikincilikle yetinmek zorunda kalıyoruz. Biz sadece sahada rakiplerle değil adil rekabet açısından kronik olarak hasta olan sistemle önceki sezon başladığımız mücadeleye devam ettik. Yıllarca bu sistem bizden önce de hakkımızı yedi, sesimizi kısmaya çalıştı. Bu sezon mücadelemizi bir çatışma olarak değil haklılıkla, hukukla ve sabırla yürütülen bir adalet mücadelesi gibi konumladık.
YAPI ÇATIRDAMAYA BAŞLADI
Yıllarca değiştirilmeyen o yapı artık neredeyse futbolla ilgilenen herkesin kabul edeceği şekilde çatırdamaya başladı. Kolay kolay yerlerinden edilemeyecek, hatta hiç düşünülmeyecek; başta bir önceki federasyon başkanı, yönetim kurulu, özgür ağırlığı yüksek hakemler, gözlemciler, TFF profesyonelleri ve kurullarda görev yapan bazı isimler artık Türk futbolundan silinmişlerdir. İnşallah da bir daha dönmemek üzere.
MÜCADELEMİZ YERİ GELDİ, BİZE ÇOK PAHALIYA MAL OLDU
Bu mücadelemiz hem çok zor oldu hem de yeri geldi bize çok pahalıya mal oldu. Örneğin Riyad konusu. Sadece bize yazıldı. Bizim verdiğimiz mücadeleden pahalıya mal oldu derken, küçük bir örnek. Veya biz federasyonla görüş ayrılığı yeri geldi mi çatışma içerisinde iken bizim elimizden bir siyasetçi tutup federasyonla aramızı yapmadı. Ne demek istediğimi anlıyorsunuzdur. Veya yapmaya çalışmadı.
YABANCI HAKEM VE YABANCI VAR, SİSTEMİN GERİ ADIMIDIR
Yıllar sonra ilk kez bir derbiye yabancı hakem atandıysa, ligin ikinci yarısında yabancı VAR hakemleri kullanıldıysa bu sadece bir yabancı hakem kararı değil, sistemin mecbur kaldığı bir geri adımdır. Yabancı hakem devam etmemesi kanaatimizce son derece hatalı ve gereksiz bir karardı. Federasyona ilettik. Kamuoyu konuyu satın almış. Bu konuya karşı gelenlerde Galatasaray-Fenerbahçe maçından sonra federasyonun ne kadar doğru iş yaptığını ve hakemin ne kadar başarılı olduğunu konuştu. Böyle bir kritik maçta hakem konuşulmamış. Türk hakemleri korunmuş. Bu hakemler işi bitince uçağa binip gidiyor. Buradaki sosyal medya ve geleneksel medya baskısı ile televizyonlarda yorumcuların ağzında cıklık olma sıkıntıları yok. Adam gördüğünü çalıyor ve gidiyor. Yeri geldi VAR hakemleri bizim aleyhimize hata yaptılar. Sesimizi çıkarmadık çünkü bizim için yabancı hata yapmaz diye bir şey yok. Bizim için niyet önemliydi. Bence çok önemli bir milattı. Federasyonun bu kararından dönmesine ne anlam verebildik, ne anlayabildik. Kendilerine de ifade ettiğimiz için bunu açık açık söylüyorum. Son derecede hatalı bulduk. Hem de spor kamuoyunun yanında Beşiktaş, Trabzonspor ve Samsunspor’un da yabancı hakem talep ettiği, diğer rakibimizin ne dediğini bilemediğim için onlar da hadi talep etti, diyelim. Böyle bir ortam varken bununla devam etmemek bizim kafamızda çok büyük bir soru işareti bıraktı.
Bu sezon gelişmeleri adil futbol için bir milat olarak görüyoruz çünkü biz yalnız kendi hakkımız için değil Türk futbolunun daha adil, daha şeffaf olması için mücadele ettik ve etmeye de devam edeceğiz.
Şüphesiz bu süreç hiç kolay değil. Sizler için bir kıymeti harbiyesi de olmayabilir. Bu bizim dönemimiz için değil Türk futbolu için gelecek için yapılan bir mücadeledir. İnandığımız uğruna savaştığımız bedel ödediğimiz uzun ve zorlu bir yoldur, bu. Bu yolda bugüne kadar yaptığımız her şeyi daha güçlü bir şekilde, daha bilinçli bir şekilde daha kararlı yapmaya devam edeceğiz.
Şunu da düşünmeyin, ‘Bu mücadele sonuçta meyvelerini verdi.’ Evet, meyvelerini veriyor ama bizim anladığımız, arzu ettiğimiz ve uğruna mücadele verdiğimiz adil rekabet iklimine daha yolumuz var.
FENERBAHÇEMİZ, HER OLUMSUZ GELİŞMEDEN SONRA, HER KRİZDE KONGRE TARTIŞMALARINA SÜRÜKLENECEK, SOSYAL MEDYADA YARATILACAK ALGILARLA BAŞKAN DEĞİŞTİRECEK, TRİBÜNDEN YAPILAN TEZAHÜRATLARLA YÖNETİMİ DEĞİŞTİRECEK BİR KURUM DEĞİLDİR VE HİÇBİR ZAMAN DA OLMAMALIDIR
Değerli Fenerbahçeliler,
Bugün geldiğimiz noktada çok ağır bir sorumluluğun yükü ile karşınızda duruyoruz. Bu görev bize emanet edildiğinde kulübümüzü hak ettiği yere taşımak için elimizden gelenin en iyisini yapacağımıza söz vermiştik. O günden bugüne, bugün de dâhil camiamızın taleplerini hep dikkate aldık. Yönetim Kurulumuzla büyük bir özveriyle maddi, manevi her türlü katkıyı sağladılar. Onlara bir kez daha huzurlarınızda teşekkür etmek istiyorum. Ama şunun da iyi bilinmesini istiyorum; birilerinin Fenerbahçe’yi sürüklemeye çalıştığı bir yönetim zafiyet içerisinde algısı için mücadele edeceğimizi, böyle bir şeyi kabul etmediğimizi ve böyle bir durum içerisinde asla olmadığımızı sizlere ifade etmek istiyorum. Bugün buradan bizi izleyen tüm camiamıza, taraftarımıza, kamuoyuna açık ve net bir mesaj vermek istiyorum: Biz, yönetim kurulu olarak görevimizin başındayız ve mücadelemize devam edeceğiz. Fenerbahçemiz, her olumsuz gelişmeden sonra, her krizde kongre tartışmalarına sürüklenecek, sosyal medyada yaratılacak algılarla başkan değiştirecek, tribünden yapılan tezahüratlarla yönetimi değiştirecek bir kurum değildir ve hiçbir zaman da olmamalıdır. Eğer ki biz bu kapıyı açarsak başka kulüplerde gördüğünüz ‘Allah’a çok şükür bizde böyle şeyler yaşanmıyor’ dediğiniz şeyler bizim kulübümüzde de yaşanmaya başlayacaktır. Bizim içimiz acımıyor mu? Bu kadar mücadele, bu kadar uğraş, yeri geldiğinde savaş, kendi camiamızın belli yerleri tarafından olmayan şeyler üzerinden iftiralar, hakaretler, haklı eleştirilerin dozunu artırıp bambaşka yerlere taşımak… En kolayı ‘Yeter artık’ deyip gitmek ki biz ve bizden sonrakiler sağlam durmalı. Aziz Başkan da çok sağlam durdu. Ancak biz bu kapıyı açarsak inanın kudretli bir Fenerbahçe Spor Kulübü yönetimini unutun derim sizlere! Dolayısıyla henüz yapacak işlerimiz var ve az önce de ifade edildiği gibi tamamlanacak yolumuz var. Çektiğimiz bütün cefanın, yaşadığımız bütün sıkıntının, en azından finansal açıdan bir iki ay içerisinde üstesinden gelmeye ve bundan dolayı bambaşka projeleri… Mücadele edip ucuna gelmişiz. Güvenoyu diyen güvenoyu desin ama biz, yönetimde kulübümüz için görevimize devam edeceğiz.
FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ ARTIK KİMSEYE MUHTAÇ KALMAYACAKTIR
Geldiğimiz nokta itibarıyla az önce ifade edilen ve kulübümüze çağ atlayacak projeleri yarım bırakacak, terk edecek durumda, lüksünde değiliz. İnanın buraya getirene kadar canımız çıktı. Erol Bey’in bahsettiği borç seviyesi inene kadar bir kuruş hisse satmadık. Ne yaptık, ettik kendi imkânlarımızla gemiyi yüzdürdük. Mali bağımsızlık hedefi için büyük fedakârlıklar yaptık ve Allah’ın izniyle bir daha buluştuğumuzda ki inşallah o buluşmayı Maltepe’deki tesislerimizde inşaatı sizlere göstermek için yapmayı planladığımız o buluşmada hep beraber bana göre her bir şampiyonluk kadar önemli olan Fenerbahçe Spor Kulübü artık kimseye muhtaç kalmayacaktır. Evet, üzüldük ve üzdük, yıprandık, hayal kırıklıkları yaşattık ama biz, görev süremiz boyunca inancımızdan hiçbir şey kaybetmedik. Ve sizler de iki sene sonra ‘İyi ki bu adamlar tırsmadılar, baskıyla kaçmadılar, iyi ki kaldılar’ ve burada anlatılanlar hayata geçtiği zaman sizler de aynı şeyi söyleyeceksiniz.
GENÇLER, ÖZELLİKLE SOSYAL MEDYADAKİ GENÇLER, FENERBAHÇE İÇİN BİRİLERİNE DESTEK VERMEK TABİİ Kİ HAKKINIZDIR. DESTEK VERDİĞİNİZ KİŞİLERİ İYİ İNCELEYİN, İYİ TARTIN
Sosyal medyadaki gençlere sesleniyorum: Çok dinamik bir ülkede yaşıyoruz. ‘Ya böyle bir gündem olur mu?’ dediğimiz gündem bir gün sonra değişebiliyor. Bambaşka daha önemli gündem olabiliyor. Bazen takip etmekte de sıkıntı yaşayabiliyoruz. Gençler, özellikle sosyal medyadaki gençler, Fenerbahçe için birilerine destek vermek tabii ki hakkınızdır. Destek verdiğiniz kişileri iyi inceleyin, iyi tartın. Onların ilkesel duruşlarını ve değerlerini anlayın, çünkü sizden önce de bir hayatları vardı. Ona göre kararlarınızı verin, lütfen!
BİZ, İLKESEL DURUŞUMUZDAN ŞARTLAR NE OLURSA OLSUN HİÇBİR ZAMAN TAVİZ VERMEDİK
İki tane hedefimiz vardı: Sportif başarı ve finansal bağımsızlık! Bugün şunu düşünmüş olabilirsiniz ki öyle düşünüyorsanız da bizim üzücü olsa da gayet normal karşılıyorum: ‘Ya burada projeyi anlattılar, bu Yüksek Divan Kurulu’nu geçiştirmek için’. Ben, bugüne kadar size hiçbir konuda ne yalan söyledim ne de günü kurtarmak için gündem değiştirmedim. Belki bir nebze öyle yapsaydık daha farklı şeyler de olabilirdi ama biz, ilkesel duruşumuzdan şartlar ne olursa olsun hiçbir zaman taviz vermedik. Sportif başarı dediğimizde futbol dışında zaten tartışacak bir şey yok. Her sene hem içeride hem dışarıda büyük başarılara imza atıyoruz. Amatörlerde de öyle, Olimpiyat geldiği zaman vs. bunları tekrarlamayacağım, anlatıldı. Bunu takdir edenlere de çok teşekkür ederim. Sağ olun, var olun.
AMA TOPYEKUN BAKTIĞINIZ ZAMAN BENCE BU SENE GERÇEKTEN FENERBAHÇE TARİHİ AÇISINDAN DA FUTBOL ADINA ÇOK CESURCA DAVRANILAN BİR SENEYDİ
Futbolda ise tabloyu değiştirmek için her şeyi yaptık ve henüz ne yazık ki istediğimiz hedeflere ulaşamadık. Lütfen şu an için söylüyorum varsa bu seneki futbol tasarruflarımız ve yatırımlarımızla ilgili ‘Şunu çok yanlış yaptınız’ dediğiniz bir şey varsa söyleyin, bunu duymak istiyorum ama topyekun baktığınız zaman bence bu sene gerçekten Fenerbahçe tarihi açısından da futbol adına çok cesurca davranılan bir seneydi. Biz havlu atmadık, bizim ne havlu atma anlayışımız var ne de lüksümüz var. Futbolda neyin ne olacağı hiç belli olmaz. Biz, mücadelemize devam edeceğiz. Finansal bağımsızlık hedefimize ulaştık. Ben ve arkadaşlarımın size en büyük mahcubiyetimiz tabii ki en önemli yer futbol tarafı. Ama unutmayın ki bu sıkıntılı dönemleri biz ilk defa yaşıyoruz. Diğer kulüpler uzun uzun yaşadılar, sonra işler rayına girdi. Biz, bu sene bu buhran döneminden kurtulmayı planlıyorduk. Kim bilir belki de kurtulabiliriz. Evet, bazılarınız ‘İş mucizelere kaldı’ diyebilirsiniz, doğru söylüyorsunuz.
BİZ BU İŞTEN ÇIKIYORUZ VE BU FENERBAHÇE CAMİASININ BÜYÜK BİR ZAFERİDİR, SADECE BİZİM DEĞİL! BU SADECE BİR EKONOMİK HAMLE DE DEĞİLDİR. KULÜBÜMÜZÜN GELECEĞİNİ İPOTEKTEN KURTARMA KARARLILIĞIMIZIN BİR GÖSTERGESİDİR. TÜM OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN KULÜBÜMÜZÜN TAM BAĞIMSIZLIK YOLUNDA VERDİĞİ MÜCADELENİN ZAFERİDİR
Size şunu söylemek istiyorum: Bu en büyük hedefimiz olan finansal bağımsızlık kesinlikle en sessiz ama en zorlu mücadelemizdi. Kulübümüzü ayakta tutan, geleceğini güvence altına alan bu alanda artık herkesin de ifade ettiği gibi çok önemli bir eşiğe geldik. Arkadaşlarımızın da detaylıca aktardığı gibi attığımız adımlar sayesinde inşallah yaz aylarından itibaren Fenerbahçe, finansal olarak kendi ayakları üzerinde duracak ve her şeyden kıymetlisi eylül ayında gerçekleştireceğimiz Mali Genel Kurul’da Bankalar Birliği anlaşmasından çıkışımızı resmen ilan etmeyi hedefliyoruz. Bunu da aslında ilk Yüksek Divan Kurulu’nda kutlayacağız ama ne olur olmaz diye Erol Bey, eylül ayını işaret ediyor. Niye buradan kurtulmalıyız? 3 Milyar 628 Milyon TL Bankalar Birliği anlaşmasından sonra ödeme yapmışız. O diğer bağıran arkadaşlar hiç merak ediyorlar mı; kulübün bu kadar geliri buraya giderken bu kulüp nasıl oluyor da tarihin en büyük yatırımlarını yapıyor? Gemiyi bir şekilde yüzdürüyor? Futbol dışındaki sportif branşlarda da yatırımlarını kesmiyor diye hiç düşündünüz mü? Buradan çıkmak zorundayız, niye biliyor musunuz? 3 Milyar 628 Milyonun sadece 140 milyon TL’si anaparaya gitti. Yani 3,5 Milyar biz iki senede faiz ödedik. Biz, bu anlaşmayı yaptığımız zaman faizler %9,5 idi. Değişken faiz %52’ye kadar çıktı, bugün %49,5’tur. O yüzden biz bu işten çıkıyoruz ve bu Fenerbahçe camiasının büyük bir zaferidir, sadece bizim değil! Bu sadece bir ekonomik hamle de değildir. Kulübümüzün geleceğini ipotekten kurtarma kararlılığımızın bir göstergesidir. Tüm olumsuzluklara rağmen kulübümüzün tam bağımsızlık yolunda verdiği mücadelenin zaferidir ve bundan sonra da kimse buradan çıkıp finansal açıdan Bankalar Birliği vs. konuşmayacak konuma gelmişiz demektir. Arkadaşlar, bu ne demek biliyor musunuz? Yeni stat projesinin düşünülme hamlesidir. Yeni stat projesini bir yere koyun, Hamdi Bey anlattı. Burada sunulan sunumun Adnan Aksu Mimarlık ile mühendislik açısından her türlü detayı düşünülmüştür. Bu, göstermelik bir sunum değildir. Bu kendi kendini ödeyecek bir projedir. Diyeceksiniz ki, ‘Parayı nereden bulacaksınız?’ Az önce söylendi, ‘Fenerbahçe kendi emeğiyle, teriyle, parasıyla sahibi olmadığı, devletin sahip olduğu stadı yapan ilk ve tek kulüptür.’ Aziz Başkanın buna cesaret ettiği dönemlerde de Türkiye’nin ekonomisi çok kötü durumdaydı. Şimdi geldiğimiz nokta itibarıyla Hamdi Bey anlattı, geçmişte de Nihat Özbağı ile bu projelerde çalışmış olmasından dolayı zaten aşinadır, Adnan Aksu gördünüz ne kadar Fenerbahçeli, ne kadar ince detayına kadar bu işler planlanılmış. Şimdi Allah’ın izniyle önümüzdeki mayıs sonu başlayacağız. Gerekirse sezonun ilk yarısını başka bir stadyumda oynayacağız. Bunun için 4 ay diyorlar, ben 6 ay diyorum ne olur ne olmaz diye ama her halükarda böyle bir şeye sahip olmak için bu fedakarlığı yapmak zorundayız. Aynı zamanda lego gibi Adnan Bey’in de ifade ettiği gibi parçalar hazırlanacak. Yani mayıs sonundan sonra olacak sadece yerleştirme işi. Ben de inanamadım ama üç beş toplantı sonrası mimarlık ofisi hepimizi ikna etti. Bu bağımsızlık ne demek biliyor musunuz?
BİZ ALTYAPI YAPARKEN, NE DEMİŞTİM İLK SEÇİLDİĞİMİZDE? ‘FUTBOLU BİR YERE TAŞIYACAĞIZ, DEREAĞZI TAMAMEN VE TAMAMEN FUTBOL DIŞI BRANŞLAR İÇİN KULLANILACAK
Altyapı! Altyapı projemizin maliyetinden bahsedilmedi. 60 milyon dolar! Ama biz altyapı yaparken, ne demiştim ilk seçildiğimizde? ‘Futbolu bir yere taşıyacağız, Dereağzı tamamen ve tamamen futbol dışı branşlar için kullanılacak. Eskidi, yorgun, faz faz özellikle de Hulusi Bey’in baskısıyla ilk olarak voleyboldan başlayacağız. Sadece orada voleybol tesisimiz olmayacak, 4-5 bin kişilik bir voleybol tesisi de yapmayı kararlaştırdık. Biz, bunları konuşabilecek konuma geldiysek nereden nereye geldiğimizi algılamanızı sizlerden rica ediyorum.
HOCA KONUSUNDA HERKESİN DİYECEĞİ BİR ŞEY OLABİLİR. BURADA DA İSTİKRARDAN YANAYIZ
Bu akşam maçımız var. Samandıra’ya gittim, hocayla da, futbolcularla da konuştum. Bizim yönetim olarak yapacağımız tek şey takımın başını dik tutmak, destek ve moral vermek, motivasyon vermek. Kadroyu biz yapmıyoruz. Tabii ki biz yapmayacağız, yapmadık, hiçbir zaman da o yatağa girmeyiz. Ama biz futbolcularımıza inanıyoruz, destekliyoruz. Hoca konusunda herkesin diyeceği bir şey olabilir. Burada da istikrardan yanayız. Artık her sene baştan başlayı istemiyoruz. Onun için 2 sene kontrat yaptık, böyle bir yükümlülüğe girdik. Bunu da burada ifade etmek istiyorum.
FENERBAHÇE’NİN EN BÜYÜK RAKİBİ FENERBAHÇE’DİR
Bedri Baykam’a teşekkür etmek istiyorum. Çok önemli noktalara değindi. Her zaman dediğim gibi, başkan olmadan önce de, ‘Fenerbahçe’nin en büyük rakibi Fenerbahçe’dir.’ Bunu unutuyoruz. Bu duygu, realite ne yazık ki her geçen gün kuvvetlenerek daha da ileri noktaya gidiyor.
BİZ BU HİSSE SATIŞINI FUTBOLCU MAAŞI ÖDEMEK İÇİN YAPMADIK. KULÜBÜMÜZÜN GELECEĞİ İÇİN YAPTIK
Mesela hisse satışımız. Bütün kulüpler hisse sattı. Bizden önceki yönetimler de bizim hissemizi sattı. Biz yapınca olay oluyor. Bir de hisseyi ben almışım. Ben öyle gizli saklı bir işi, 60 bin üyesi, 30-35 milyon taraftarı olan Fenerbahçe’den gizli yapıp gece yatağa girerken rahat uyuyacağımı mı düşünüyorsunuz. Neden gizli saklı yapma ihtiyacım olsun? ‘Bu konjonktürde Trump’ın borsaları altüst ettiği, ülke realitesinde ekonominin siyaseten negatif etkilendiği bir ortamda bu satışı yapmak hem de CitiBank üzerinden, helal olsun’ demek madalyonun bir yüzü, öbür yüzü burada paranoya yaratmak. Biz bu hisse satışını futbolcu maaşı ödemek için yapmadık. Kulübümüzün geleceği için yaptık. Onu da Erol Bey anlattı.
BANA DEĞİL, FENERBAHÇE BAŞKANINA ÇOK AŞAĞILIK ŞEKİLDE DİL UZATANLARA NİYE HİÇ TEPKİ VERMİYORSUNUZ? BİZ CAMİA OLARAK TEK TEPKİYİ KENDİMİZE VERMEYE ARTIK ALIŞTIK
Veya her kulüp Cumhurbaşkanımıza gider. Ama Ali Koç gidince olay. Camiamızı şu konuda da tenkit ediyorum. Bana değil, Fenerbahçe Başkanına çok aşağılık şekilde dil uzatanlara niye hiç tepki vermiyorsunuz? Biz camia olarak tek tepkiyi kendimize vermeye artık alıştık. Bizi o noktaya getirdiler. Farkında değilsiniz. Bırakacağım gün bunları çok daha farklı bir şekilde… İçimde tutuyorum yıllardır ama bu da gidişat değil.
BEĞENSENİZ DE BEĞENMESENİZ DE MEVKİYE SAYGI DUYMAK DURUMUNDAYIZ VE BİZİ KİM YÖNETİYORSA SONUNA KADAR DESTEKLEMEK DURUMUNDAYIZ
Kaç kulüp Cumhurbaşkanımızı ziyaret etti, niye biz ziyaret edince problem? Arazi işlerimiz var, vergi işlerimiz var, banka yapılandırmamız var, ecrimisiller var, vakıflarla işimiz var, millî emlakla işimiz var… Biz dayanırız. Ben de bu kadar dayanıklı olduğumu bilmiyordum. Ama inanın her seferinde böyle bulamazsınız. Biz yönetimimiz, başkanımız kimse Aziz Başkana da son dönemde çok çirkin saldırılar yapılmıştı, beğenseniz de beğenmeseniz de mevkiye saygı duymak durumundayız ve bizi kim yönetiyorsa sonuna kadar desteklemek durumundayız. Burada ültimatomlar vermek, ‘Fenerbahçe dinamiklerini bilmiyorsanız şöyle olur vs.’ demek… Saygı duyarım. Ders alacağım bir şey varsa da o dersi alırız. Katılmıyorsam da ‘Katılmıyorum.’ derim. O yüzden lütfen kenetlenelim ve ileriye dönük olumlu hedeflere odaklanalım.
Kim bilir şu önümüzdeki haftalarda neler olacağını? Ben Jose Mourinho’ya buraya ilk geldiği zaman şunu söylemiştim; ‘Burası her yere benzemez.’ Aslında hiçbir yere benzemez. Bazen biz bile tanıyamıyoruz neye benzediğini. ‘Ne kadar büyük hoca olursan ol bir evvelki Portekizli hocamız da benzer hatayı yaptı ülkeyi iyi tanı. Bu sene ne olur bilmiyorum, seninle seneye şampiyon olacağımıza hiç şüphem yok, bu sene de yaparsan arka arkaya şampiyonluklar gelir.’ dedim. Ama bu ülke senin çalıştığın hiçbir yere benzemez dedim. O da öğreniyor.
İSTESEK BUGÜN BASINA KAPALI YAPARDIK. BİNLERCE KİŞİ GELECEKMİŞ, EN ELEŞTİRİLER OLACAKMIŞ, ADAYLAR ÇIKIP KONGRE ÇAĞRILARI YAPACAKMIŞ… CANLI YAYINLAMAZDIK KORKSAK, KENDİMİZE GÜVENMESEK, İNANMASAK
Hepinizi tenzih ediyorum. Beni herkes eleştirebilir. İlk yılımız. Aldığım en büyük eleştiri Fenerbahçe TV’de eleştirilere izin vermemizdi. İstesek bugün basına kapalı yapardık. Binlerce kişi gelecekmiş, en eleştiriler olacakmış, adaylar çıkıp kongre çağrıları yapacakmış… Canlı yayınlamazdık korksak, kendimize güvenmesek, inanmasak.
KİMSE FENERBAHÇE’Yİ SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN ELE GEÇİREMEZ. GEÇİRMEMELİ. HEPİMİZ BU KONUDA VAR GÜCÜMÜZLE DİKKAT ETMELİYİZ
Bugün bir hashtag yapmışlar. Neredeyse onu yapanların çoğu trol hesaplar ama aynı hashtag. Yaş icabı ben bile tam anlamıyorum bu işlerin sosyal medyada nasıl döndüğünü ama kimse Fenerbahçe’yi sosyal medya üzerinden ele geçiremez. Geçirmemeli. Hepimiz bu konuda var gücümüzle dikkat etmeliyiz. Sizleri tenzih ediyorum. Bize vereceğiniz her türlü tenkite de açığız. Ben hayatımda ne bir gazeteyi, televizyonu aradım. İçimden geçen bir medya mensubuyla ilgili patrondan, müdürden bir talepte bulundum. Bir kişi ‘Yaptı.’ diyemez. Veya sipariş haber de yaptırmadık. Belki o yüzden bize saldırmanın maliyeti olmadığı için ipini koparan bu şekilde yapıyor.
FENERBAHÇE’Yİ ELEŞTİRECEKSENİZ YERİ BURASIDIR. BU KÜRSÜ HERKESE AÇIKTIR
Sizleri tenzih ediyorum, söyleyeceklerim sizlere ve Fenerbahçe’nin futboldaki sonuçlarını saf ve temiz duygularıyla üzülerek haklı şekilde eleştirenlere değil hiçbir şekilde. Ama bir de ilk gününden beri Fenerbahçeli gibi görünüp her bir başarıda sessiz kalıp en küçük olumsuzlukta camiamızı moral ve motivasyon açısından düzenli ve kasti bir şekilde yıpratmaya çalışanlara mesajım. Gayet de iyi biliyoruz kim olduklarını. Fenerbahçe’yi eleştirme yeri burasıdır. Hakan Bey’e de geldiği için saygı duyuyorum. Çıkıp beslediğiniz, insanlara haberler yaptırıp röportajlar verip olmaz. Aziz Başkan da diyordu, ben de Aziz Başkana zamanı geldiği zaman dedim, ‘Fenerbahçe’yi eleştirecekseniz yeri burasıdır.’ Bu kürsü herkese açıktır. Oradan bağırıyorsun ‘5 dakika, 5 dakika…’ Ne olur 2 dakika ekstra konuşsa? 3 ayda bir toplanıyoruz. Çok mu zor? ‘Dinlemek istemiyorsan git.’ diyorum ‘gitmeyeceğim.’ Diyorsun. O zaman dinleyeceksin. İlkokul arkadaşımdır konuştuğum kişi. Hepimiz saygısızlık ve hakaret olmadığı müddetçe birbirimize her şeyi söyleyebilmeliyiz. Buradan çıkarken de yek vücut çıkmalıyız. Medeniyet budur. Medeni kulüpte böyle işler. Rica ediyorum. Eski yöneticiler vs., gelin burada konuşun. (YDK) Başkanımız da eski yönetici. Eski yöneticilerimize daha uzun süre verelim. Ama burada konuşalım, aramızda konuşalım. Onun için Bedri Baykam’a teşekkür ediyorum.
CUMHURBAŞKANI ZİYARETİ
Cumhurbaşkanımız sağ olsun bizi kabul etti. Toplantıda Çevre ve Şehircilik Bakanımız Sayın Murat Kurum da vardı. Uzun süredir bekleyen gayrimenkul projelerimizi istişare ettik. Burada konuştuğumuz 3 proje vardı. Biri salonumuzun yanındaki arazi, Ülker’le ortak olduğumuz. İkincisi kolej, üçüncüsü de Maltepe’de bize verilen araziye 60 dönüm daha arazi lazım. Niye lazım? 7 sahamızı sığdırdık ama bize bir gölet lazım. Bu işteki en büyük masraf su. Doğal sularla sahalarımızı suladığımız suların akacağı bir gölet. Bir depo düşünün. Onun üzerine bir, iki tane daha saha koyabilirsek o da çok önemli bizim için. Onu konuştuk, koleji ve Ülker’i konuştuk. Stat projemizi ilk defa size sunduk. Sayın Bakanımızla stat projemizin üstünden henüz detaylı şekilde geçmediğimiz için Cumhurbaşkanımıza sunmayı şeklen doğru bulmadık. Diğer taraftan Nedim Keçeli’nin –Seba Grup bu işin duayenleri- çok fazla göstermediği, Kenan Evren’deki proje gerçekten dinleyince bizim ağzımız sulandı. Hamdi Bey Maltepe’de izinleri, her şeyi aldı, inşaatı başlattı, bitirişi Nedim’e veriyor. Kendisi tamamen Dereağzı ve Ülker’le ilgileniyor.
MALİ BAĞIMSIZLIK KONUSUNDA HEPİNİZİN İFTİHAR EDECEĞİ BİR DURUMA İKİ BİLEMEDİNİZ ÜÇ AY SONRA GELECEK OLMAKTAN DOLAYI ÇOK MUTLUYUM
Birçok gece sabahın nasıl olmayacağını bilerek yattık. Ne demek? Biz bu maaşı nasıl ödeyeceğiz yarın? Çok direndik, yalvardık, insanlara gittik, Allah razı olsun hepsinden. Sanmayın ki hepsini kendimiz yaptık. Ama bir şekilde Fenerbahçe’nin mekanizmasını hayata geçirerek yaptık. Ama yükümlülüğü yerine getirememek için gece uyuyamamak kimseye nasip olmasın. Herkesin kendi dertleri, üzüntüleri, acılar var ama şunu söyleyeyim; o kadar mutluyum ki, en azından mali bağımsızlık konusunda hepinizin iftihar edeceği bir duruma iki bilemediniz üç ay sonra gelecek olmaktan.
Sayın Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyorum bizi kabul ettiği, projelerimizi dinlediği ve destek verdiği için. Sonra Bakanlığa gittik, Murat Bey’le orada biraz daha istişarelerde bulunduk. Kendisi çok pragmatik ve sonuç odaklı. Ziraat Bankası’yla ertesi gün görüştük. Dolayısıyla daha fazla bunları uzatmak istemiyorum. Sayın Cumhurbaşkanımıza ve Sayın Bakanımıza çok teşekkür ediyorum. İnşallah konuştuğumuz projeler mutabık kaldığımız noktalar en kısa zamanda hayata geçecektir.
Kamil Mehmet Bilge Bey’e teşekkür ederim açık ve eldivensiz şekilde konuştuğunuz için. Duygularınızın bir kısmına ortağım. Bir kısmına katılamıyorum. ‘Tesis duymak istemiyorum.’ diyorsunuz. 6 sene yöneticilik yaptığım dönemde de böyle olaylar olmuştu. ‘Başarı istiyorum, şapkayı önümüze koyalım.’ Hem tesis yapmalıyız hem de başarılı olmalıyız. Biri birinden bağımsız olmamalı. Sizin sarf ettiğiniz sözler benim de düşündüğüm, yaralayan sözler. Teşekkür ediyorum.
Katılımınız, sabrınız için teşekkür ederim. Buraya çıkıp olumlu, olumsuz konuşan herkese samimi duygularını paylaştıkları için teşekkür ederim. Genel Kurul çağrısı oldu. Mutabık değiliz. Artık demin ifade ettiğim konuları hayata geçirmenin zamanı. 6 hafta, 18 puan var. Neyin ne olacağı belli olmaz. Her hâlükârda biz görevimizin başındayız. Bir sonraki buluşmamızda göreceksiniz bambaşka bir havada bambaşka bir ortamda bambaşka şeyleri konuşuyor olacağız. Sizin yaşadığınız üzüntüleri, hayal kırıklıklarını inanın biz de yaşıyoruz. Onun için özür dileriz. Futbol açısından yapabileceğimizin en iyisini yaptığımızı düşünüyorum bu sene özelinde. Bu buhran dönemi de bir yerde bitecektir. İnşallah 6 hafta içinde biter. Bitecektir. Bittiği zaman da iş bambaşka yerlere gidecektir. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum, katıldığınız için teşekkür ediyorum.”