VOLEYBOL

Naz Aydemir Akyol, 18. Eğitimde İyi Örnekler Konferansına katıldı

01 Ekim 2021 Cuma 22:22

2004’ten bu yana her yıl Sabancı Vakfı’nın ve Sabancı Üniversitesi’nin desteğiyle Eğitim Reformu Girişimi tarafından düzenlelen Eğitimde İyi Örnekler Konferansı ile Türkiye’nin farklı bölgelerinden eğitimcilerin, kendi öğrenme ortamlarında ürettikleri birbirinden değerli projeleri derleyip yaygınlaştırmaya, böylelikle öğretmenlerin birbirinden ilham almasına ve eğitimde yenilikçi fikirlerin çoğalmasına katkı sunan ve bu yıl 18.’di düzenlelen Eğitimde İyi Örnekler Konferansı’nın açış etkinliğine Milli voleybolcumuz Naz Aydemir Akyol da katıldı.

Panel moderatörünün yönelttiği “Oyun senin için ne?” sorusuna;

Naz Aydemir Akyol:

“Spor aslında bir oyun ve biz sporu ülke olarak çok fazla anlayabilmiş değiliz. Ölüm kalım meselesi gibi bakıyoruz ama gerçekten bir oyun. Benim yaptığım spor; içinde sayıların olduğu, kazanmanın kaybetmenin olduğu bir oyun. Belki çocuk oyununda bunlar yok. Çocuk oyunu sadece keyif odaklı, çocuğun yönlendirmesi gereken ve yanında ebeveynlerin eşlik etmesi gerektiği bir oyun. Bizim oynadığımız oyun ise kurallı oyun. İçinde sayıların, kuralların olduğu, dışarıdan müdahalelerin oldukça fazla olduğu bir oyun.

Apayrı iki oyunun içindeyim diyebilirim. İkisi de birbirinden keyifli benim için. Bir çocuğun oyunla neleri anlatabildiğini ya da kendini ifade edemediği zamanlarda oyuna bir şeyleri yedirerek yanındaki yetişkinlere aktardığını gördükçe oyunun ne kadar mucizevi bir şey olduğunu her geçen gün çok daha iyi anlıyorum. Bu yüzden oyun benim için çok değerli. Geçtiğimiz 3 yılı göz önünde bulundurursak bizim evde her şey oyun. Her şeyi oyunla yapmaya vesile olabiliyorum. Değişik bir sürü şeyle çocuk oyuna dahil olup eğlendikçe keyif aldıkça her şey çok daha kolay ve şahane oluyor.”

“Biz sporcular için bence en önemlisi keyif almak. Skora bakmayı bıraktığımız zaman tribündeki sesi yoğun destek olarak duyduğumuz zaman ve birbirimizle olmaktan keyif aldığımız zaman gerçekten az önceki bahsettiğim çocuk oyununa dönüşüyor. O zaman zaten en iyi performansınızı sergiliyorsunuz, her şey çok kolay oluyor.”

“Kuralları değişik voleybol antrenmanı yapıyor musunuz? Kurallarla oynama ne kadar sık gerçekleşiyor kendi aranızda?” olarak yöneltilen soru üzerine;

Naz Aydemir Akyol:

“Dönem dönem değişiyor. Antrenmanın şekline ve antrenörün antrenmandan ne istediğine göre. Şöyle örnek verebilirim. Bizim yaptığımız sporda her şey 1 sayı. Yaptığın her harekette, o ralli içinde 1 sayı var. Örneğin o gün antrenör o gün bir mevkiide bir oyuncunun bir şey çalışmasını istiyor, diyor ki onun aldığı sayı bugün 3 sayı. Karşı taraf ona önlem almaya daha fazla çalışırken diğerlerinin aldığı 1 sayı oluyor. Diğerlerine örneğin daha az önem vererek bu sefer çalışması gereken 3 puanlık oyuncunun 3 puan almasını engelliyorlar. Böyle bir örnek verebilirim ama bu tarz şeyler çok fazla oluyor. Parça parça çalışırken bazı şeyleri çok sık yaşadığımız durumlar, bize de keyif veren durumlar aslında. Karşı tarafa, sağ tarafa adım attırırken sol tarafa pas verip olması gerekenin dışında bir şey olduğu zaman biz de eğleniyoruz yaptığımız şeylerden. Hep aynı monotonluk aynı şeyi çalıştığımız zaman dürüst olmak gerekirse sıkılıyoruz. Ne kadar çok çeşitlilik, ne kadar çok kural değişikliği olursa o zaman bizler için daha keyifli oluyor."

Moderatör tarafından “Biz o kadar kurallara bağlıyız ki hilebaz ve oyunbozanlara kızıyoruz” diyerek sorulan soru üzerine;

Naz Aydemir Akyol:

“Oyunbozan genelde vazgeçmeyen karakterler oluyor. Sonuna kadar kazanmak için zorlayan, kazanmak için o anda her yolu mübah gören bu karakterler aslında sporu zenginleştiren karakterler. Benim açımdan da takım olgusunu yansıttığı için de bunlar güzel. Örneğin ben anneyim, 17 yaşında takım arkadaşım var lisede okuyor. Biri Brezilya’dan gelmiş… Yani bu kadar apayrı ve farklı karakterlerin kuralcı, otoriter, oyunbozan, çocuksu, sorumluluk sahibi olması ve bir araya gelmeleri güzel oyunu oluşturan öğeler. Takım sporunun güzelliği bu kadar farklılığın güzel bir şekilde uyumlu olabilmesi."

“Benim mevkiimde biraz işler oyundan çıkıyor ve düşünmeye yöneliyor. Çok fazla da düşünce girdiği zaman işin içine bence performans da düşüyor. O yüzden oyunun içinde kalmaya çalışmak biraz meditasyon gibi de düşünmek gerek bizim yaptığımız sporu. Anda kalabilmek geleceği fazla düşünmemek, geçmişteki hatayı çok düşünmemek ve sadece oyunun içinde kalabilmek performansı da arttırabilecek şeyler. Çocukla oynadığımız oyunda performans belki çok önemli değil ama bizim oynadığımız oyunda performans çok önemli."

Basın Fotoğrafları