KULÜP

Başkanımız Ali Koç’un YDK toplantısındaki açıklamaları

27 Temmuz 2019 Cumartesi 16:14

Başkanımız Ali Koç'un Fenerbahçe Spor Kulübü YDK Temmuz Ayı Olağan Toplantısı'ndaki konuşması:

“Yüksek Divan Kurulu Başkanımız Vefa Bey, Yüksek Divan Kurulu heyeti, Denetim Kurulu, YDK üyelerimiz, Yönetim Kurulumuz ve basın mensupları herkesi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. Bugün 11 kişi konuşacaktı ama ikisi vazgeçti ve 9 kişi konuştu. Ancak saat yine de 14.00’e geldi. Sizi çok fazla tutmak istemiyorum. Tek tek üyelere de cevap vermeyeceğim ama konuşmamın içerisinde bazı üyelerimizin de değindiği konular olacak.  3 Temmuz’a Vefa Bey değindi. Evet, 3 Temmuz artık çok uzadı, biz de camia olarak sabırsızlanıyoruz. 13’üncü duruşma eylül ayında başlıyor. Bu sefer ilk defa 3 hafta arka arkaya olacak. İnanıyoruz ki sene sonuna kadar bir şekilde bir karar çıkacaktır. Bildiğiniz üzere Fenerbahçemiz müşteki değil, biz en fazla izleyebiliyoruz. Fenerbahçe’nin müşteki olmaması mantığa aykırı bir durum, çünkü bu işten en fazla zarar gören kurum Fenerbahçe’dir. Ama buna rağmen biz ancak konuyu dışarıdan takip edebiliyoruz. Şov yapmadan, tribünlere oynamadan doğru bildiğimiz hukuk çerçevesinde ziyaretleri yaparak, duruşmaları takip ederek konuyla yakinen ilgileniyoruz. İnşallah sene sonuna hak ettiğimiz kararlar çıkacaktır. 4 Nisan kurşunlanması da bildiğiniz üzere Fener Ol’un başlangıç günü seçilmişti ki özellikle seçmiştik, çünkü 4 Nisan’a dikkat çekmek istedik. Yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızdan Fethi Bey ve Alper Bey geçen hafta Trabzon’a gittiler. Oranın Cumhuriyet Başsavcısı ile görüştüler. Bu konudaki ısrarımızı, ciddiyetimizi anlattılar. Oradan da benzer intiba ile ayrıldık. İnanıyoruz ki oradan da yakın zamanda enteresan gelişmeler, hızlı gelişmeler olacaktır.

UEFA’DAN MEN KARARI ÇIKMAMASI BÜYÜK BİR BAŞARI

Bu ayın önemli konularından bir tanesi, UEFA kararıdır. Bildiğiniz üzere bu karar Finansal Fair Play ile ilgilidir. UEFA’nın Yargı Dairesi, karar verdi ve çok şükür ki Avrupa’dan men kararı çıkmadı. Bu aslında çok büyük bir başarıdır, prestij konusudur. Avrupa’yı ilk hak ettiğimiz sene yani bundan sonraki senede gitmemiz hem gelir açısından hem prestij açısından. 2 milyon Euro ceza yedik, 23 oyuncu kısıtlaması var, pozitif transfer dengesi yani sattığın kadar alabilirsin. Bunları da bekliyorduk. Ama devraldığımız tablo, yapılan Finansal Fair Play anlaşması ve bu anlaşmaya uymanın çok ötesinde kalmasına rağmen Kulübümüz, bu konuda bence büyük bir başarı elde etmiştir, çok olumlu bir sonuçtur. Buradaki ana etkenleri de sizlere anlatmak istiyorum. Öncelikle UEFA bilmektedir ki, bu tabloyu biz devraldık ve bu devraldığımız tabloyu değiştirmek için de iyi niyetle, var gücümüzle çalıştık. Sermaye artırımına önem vermişlerdir, ticari gelirlerdeki artışlara önem vermişlerdir, Fener Ol kampanyasına önem vermişlerdir, bununla beraber pozitif ilişkiler, şeffaf olmak, gerçek bilgileri paylaşmak onların kararında olumlu etki yapmıştır. Bununla beraber Bankalar Birliği’nden yeniden yapılandırma beklentisini ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun yeni talimatnamesini hepsini bir araya koyduğunuz zaman burada olumlu bir sonuç çıkmıştır. Burada taraftarlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. Çünkü UEFA’nın kararında taraftarımızın sonsuz desteği, güç ve inancı, Fener Ol kampanyasındaki performansı, kombine ve forma satışları, ticari gelirlerin artmasındaki katkıları, küçük hissedarların sermaye artırımına yüzde yüz katılımı, işte bunların hepsi olumlu etki bırakmıştır ve bu noktaya gelinmiştir. Hem yönetim kurulumuz adına hem de camia adına bir kez daha binlerce teşekkür ediyorum.

Bankalar Birliği demişken orada da görüşmelerimiz devam ediyor. İnşallah 1 hafta 10 gün içerisinde biz de imzalayacağız. Gönül isterdi ki böyle bir kaynağa, anlaşmaya muhtaç olmamamız. Çünkü doğal olarak da çok ciddi kısıtlamalar, sınırlamalar getiriyor. Bunu da anlayışla karşılamak lazım ve inşallah bizler mali bağımsızlığımızı, bu devraldığımız borç batağı durumundan bir şekilde hep beraber omuz omuza olduğumuz zaman çok daha sağlıklı finansal kararlar verebilmeliyiz.

FENER OL’DA 150 MİLYON TL’YE GELDİK, 200’Ü YAKALAMAK İSTİYORUZ

Fener Ol dedik. Fener Ol’da 150 Milyon TL’ye geldik. Bildiğiniz üzere bu senenin bütçesi 200 Milyon TL. Bu senenin bütçesinde Fener Ol’a 200 milyon ayırmıştık. İnşallah bu rakamı yakalarız. Fener Ol’da ağustostan sonra bir daha gaza basacağız ve şu ana kadar topladığımız rakamın ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlayabilmeniz için söylüyorum; geçen sene 41 bin kombine sattığımız sezon yarattığımız gelir 105 milyon liraydı. Yani Fener Ol, tribün gelirlerinden neredeyse yüzde 50 daha fazla bir performansı şimdiden sergilemiştir. Bu çok büyük bir başarıdır. Buna değinmek istiyorum, tekrar emeği geçen herkese teşekkür etmek istiyorum. UEFA’nın kararı ve Fener Ol ile ilgili size bahsettiğim rakamlar bize sadece nefes aldırmak için yeterlidir. Daha gidilecek çok yolumuz var, çok daha uzun vadeli yolculuk, sıkıntılı bir yolculuk ama hep beraber bu yolculuğu yapmak zorundayız. Çünkü bir tane Fenerbahçemiz var ve Fenerbahçemizi çok daha sağlıklı bir hale getirmek durumundayız. Dolayısıyla Fener Ol’maya devam etmeliyiz. Bir de SMS deyip geçmeyin. Bugüne kadar sadece Acun Ilıcalı’nın yaptığı kampanyada 1.1 milyon toplamda 1.6 milyon SMS atılmıştır. Evet, toplanan rakam bugüne kadar toplanan herhangi bir kampanyada toplanan rakamın çok çok üzerindedir. Bu da doğrudur. Katılım sayısına baktığınız zaman tekil sayıya baktığımız zaman eşi ve benzeri olmayan bir katılımdır. Ama biraz önce Mustafa Halil Özaydın’ın söylediği gibi camiamızın potansiyelinin çok daha gerisindedir. Mustafa Bey, çok önemli bir noktaya değindi. Biz de kendi aramızda konuşuyoruz. Bu kadar büyük camia, bu kadar milyon taraftar; evet, rakamlar çok büyük. Geçmişle kıyasladığınız zaman muhteşem ama bu camianın gücünden çok çok daha fazla katılım ve meblağ sağlayabiliriz, toplayabiliriz. Mustafa Bey %5’i dedi, %5’i ya da %10’u ama potansiyelimizin çok uzağında. Fenerbahçeliler her zaman Fener Ol’urlar. Ama inşallah bugünler geçecek ve biz hiçbir zaman bir daha böyle bir borç batağının içine düşmeyeceğiz. Fener Ol’da katkısı geçen herkese bir kez daha teşekkür ediyorum. Ağustos’tan sonra devam ettireceğiz, gaza basacağız. Bu konuda da desteklerinizin devamını sizden rica ediyorum.

BİZ TENHADA DA KALABALIKTA DA AYNI KONUŞAN İNSANLARIZ

Fener Ol demişken rakiplerimizden birinin başkanının kampanyamıza dil uzatması. Kendi takımının hocasını göstererek kinayeli ve yakışıksız konuşmasını üzülerek izledik. O seviyeye düşmeyeceğiz. Biz, tenhada da kalabalıkta da aynı konuşan insanlarız. Fakat şunu söylemek istiyorum; kendi hocasının verilen tazminatıyla ilgili daha bizim söyleyeceklerimiz bitmedi. Çok yakın zamanda yönetim kurulu üyesi arkadaşlarımızdan bir tanesi zaten gerekli bilgileri basına da verecek. Burada da sistemin ne kadar kokuşmuş olduğunu, insanların kayrıldığı zaman değerli kaynakların nasıl heba edildiğini daha iyi anlayacaksınız. Yok efendim mahkeme karar vermiş de, öyle olmuş. Evet, mahkeme karar vermiş de, siz mahkemede kendinizi doğru dürüst savunamazsanız mahkeme öyle karar verir. Halbuki o işin hiç mahkemeye bile gitmemesi söz konusuydu. Bunun detaylarını Alper Bey, çok yakın zamanda basına aktaracak. Dolayısıyla inşallah rakiplerimiz de bizler gibi kampanya etrafında kenetlenebilirler.

ALTYAPI OYUNCULARIMIZI YA GERİ ALMA YA DA GELECEK SATIŞTAN BÜYÜK BİR YÜZDE ALMA MADDESİYLE YOLLUYORUZ

Altyapı konusuna değinmek istiyorum. Altyapıya da bugün birkaç kişi değindi. Evet, altyapı çok çok önemli. Bizimle altyapı ile ilgili ciddiyetimiz, önceliğimiz kesinlikle ve kesinlikle değişmemiştir, aynen devam etmektedir. Sayın David Badia, çok ısrar etmemize rağmen kendi arzusuyla ayrıldı. Ona buradan teşekkür edeceğim, neden teşekkür ettiğimi de biraz sonra size anlatacağım. Çünkü 1 sene içinde bir sistem, bir yaklaşım, bir metodoloji geliştirdi. Size şunu söylemek istiyorum; bu söyleyeceklerimiz Sayın Köksal Özbek de iyi dinlesin. Çünkü atıp tutmak o kürsüden çok kolay. Yerlilerle oluyor, yabancılarla olmuyor şeklinde ifade ediyor. Biz aldığımızda yerli bir sistemden almıştık. Bizim öyle yerli ve yabancı takıntımız da yok. Biz geldiğimizde ne bir rapor, ne bir dosya, futbolcularla ilgili bilgi, istatistik… hiçbir şey almadık. Tek aldığımız idman saatleriyle ilgili bir rapordu. Onun dışında da ek olarak bizlere, Sayın Comolli’ye altyapıda çok da fazla yetenekli futbolcular olmadığı iletildi. Şimdi 2 sene evvel Fenerbahçe Spor Kulübü U21 takımı Türkiye şampiyonu oldu ve ne hikmettir ki o takımdan hiçbir kişi A Takıma geçemedi. Ama o takımdan Merih Demiral şu an Juventus takımında, gazetelerden takip ediyorsunuz. O takımdan Doğan Aksu’nun Lille’e transfer olacağı söyleniyor. İstanbulspor’a gitti. Kendisinin geçenlerde bir röportajı vardı; ‘A Takımla altyapı arasında bir köprü olmadığını gördük, onun için İstanbulspor’a gittim’ diyor. O takımdan Recep Niyaz çıktı, o takımdan Türkiye Kupası’nda bize 2 gol atan, Ümraniyespor’da oynayan Yasir Subaşı çıktı. O takımdan Bolu’da oynayan Melih Okutan çıktı ama bu futbolcuların hiçbiri Fenerbahçe’ye yar olmadı. Bir tek Yasir Subaşı’ya parantez açabiliriz çünkü Yasir bizim dönemimizde gitti. Diğerleri bizden önce gitmişti. Biz Yasir’e geri alma maddesi koyduk, her genç oyuncumuzla yaptığımız gibi. 1 milyon Lira’ya geri aldık, aynı şekilde bir kar ve gelecek satışından Kayserispor’a kendisini bonservisiyle verdik.

Tüm genç oyuncularımızı geri alma maddeleriyle ya da gelecek satışlarından büyük bir yüzde koyarak yolluyoruz. İlgili hocalara sordum, niye bu arkadaşlar bizde değil? Altyapıdaki arkadaşlar, ‘Biz A Takıma yolladık, onlar beğenmedi’ dedi. Geçenlerde A Takımdan sorumlu eski takım menajeri, şimdi Belçika’ya giden Hasan Çetinaya’nın da bir demeci var; ‘Bize bu futbolcular iletilmedi’ gibi. Yani alt taraf üst tarafa, üst taraf alt tarafa parmak gösteriyor. Bir sıkıntı vardı. Bu kadar futbolcuyu insan elinden kaçırınca ister istemez neden böyle oldu diye sormak durumunda hissediyor. Biz, büyük yetenek olsun, averaj oyuncu olsun tüm genç oyuncularımızı başka kulüplere verdiğimiz zaman ya geri alma maddeleriyle ya da gelecek satışlarından büyük bir yüzde koyarak yolluyoruz. Çünkü her birinin Fenerbahçe’ye katkı sağlama imkanı var. Bu, geçmişte hiç böyle yapılmamış. Onlarca oyuncu altyapılardan, takımlardan ayrılmış. Bir adım öteye gideyim, belki de bizim altyapılarımız menajerler için maden olmuş. Ama sonuç ortada. Dolayısıyla Köksal Bey yerlilerle olsun diyor. Yerlilerle neler olduğunu bugüne kadar gördük. Siz liyakattan falan bahsediyorsunuz. Liyakat bazlı onun adamı, bunun adamı olmadan atamalar yapılsın diyorsunuz genel olarak. Herhalde oralara liyakat bazlı atamalar yapıldı ama neyin çıktığı ortada.

Cebrail, Yusuf, Mahsun A Takımla idmanlara çıktı burada iyi futbolcular yok denmesine rağmen. İleride daha çok oyuncular çıkacaktır. David Badia bize binlerce sayfalık raporlar bıraktı. Bu raporlarda idman, fitness, gelişim, mental gelişim, fiziksel gelişim, analiz programı ve metodolojiler bulunmaktaydı. Her bir futbolcu için; U9’dan U21’e kadar. Her türlü performans ve sağlık dataları, teknik dataları, mental durumları, yaş-yağ oranları, kas oranları, zayıf ve kuvvetli yönleri, kaç maç oynadıkları, maçlardaki istatistikleri ve bunlarla beraber tüm idman videoları kulübümüzün kurumsal hafızasındadır. Kendisinden sonra geleceklere bir metodoloji, bir sistem, bir altyapı bırakmıştır. Keşke bizi bırakmasaydı. Ama ne yazık ki Fenerbahçe’de nasıl bizi yemeye çalışan bir sistem varsa –bu yönetimi- demin de ifade edildi, orada da ne yazık ki kendisinin şu ifadesi var, ‘Burada bir yabancı barınamaz.’ Ve ayrılmayı tercih etti. Bakalım bundan sonra oraya getireceğimiz kişi ne kadar barınabilecek, ne katma değer sağlayacak bilmiyorum. Buna özellikle değinmek istedim.

ALTYAPI ÖNCELİĞİMİZ DEVAM EDİYOR

Altyapı önceliğimiz devam ediyor. Pek çok eksiğimiz var, gidermeye çalışıyoruz. Bunlardan bir tanesi sporcularımızın kaldıkları yer. Dereağzı’ndaki tesislerimiz az ve yetersiz ve şartlarda biraz eskimiş. Dereağzı’na bitişik bir yerde bir bina yapılıyor. Biz orayla anlaşma yaptık. İnşallah 3-4 ay içerisinde sporcularımızın yatıp kalkabileceği çok daha makul, medeni, modern, günün şartlarına uyan bir binamız olacak. Eski binayı da tekrar düzelteceğiz, modernize edeceğiz. Bir kısmının yatak odaları olacak, bir kısmı çok ihtiyacımız olan antrenörlere ofisler olacak. Belki bir kısmı da şu an çocukların ihtiyacı olan ama mevcut olmayan bir fitness salonu olacak. Tabii bu, ihtiyaçların sadece küçük bir parçasını gidermek. Ama bu yönde çalıştığımızı, bu yönde ciddi olduğumuzu bilmenizi isterim.

Her hamlemize, her olayda şu an yaşadığımız dünyada –bizim yönetim için söylüyorum- olumlu yaptıklarımız ya hiç gazetelerde yer almıyor ya da çok küçük olarak yer alıyor. Olumsuz olabilecek ya da olumsuz olarak algı yaratabilecek her konu da büyütülerek kamuoyuna, medyaya, sosyal medyaya sunuluyor. Bunlar bir tesadüf değildir. Sizce tesadüf müdür ki sadece Fenerbahçe Spor Kulübü’nün Yönetim Kurulu konuşulur da Galatasaray’ın, Beşiktaş’ın, Trabzonspor’un ki hiç konuşulmaz. Sizce bu kendinden mi kaynaklanan bir şey? Tabii ki değil. Bununla ilgili konuşmamın sonunda doğru birkaç cümle edeceğim.

OLİMPİYATLARA 4 SPORCUMUZ GİDECEK

2020 Tokyo Olimpiyatları’na 4 tane sporcumuz gidecek. Bu rakamı daha da arttıracağız. Her birini can-ı gönülden kutluyorum. Efsanemiz Can Bartu için Yönetim Kurulu’nda karar aldık. Kendisinin heykeli yapılacak. Doğru bir yere konulacak. Bunu niye burada gündeme getiriyorum? Bunun için daha evvel Lefter ve Alex heykelleri yapılmıştı. Aynı heykeltraş, ona da gidiyoruz. Bir fikriniz, bir öneriniz olursa veya medyadan bizi dinleyen, bu projeyle ilgilenmek isteyen sanatçılarımız varsa lütfen bizimle temasa geçsinler.

Forma dağıtımıyla ilgili bir şey söylemek istiyorum kıdemli üyelerimize. Biz 444 1907’li numaradan aradık. Bugün öğrendik ki bazı üyelerimiz konuşmayı reddetmişler. Niye? Haklı olarak reddetmişler. Çünkü biz her zaman bağırıyoruz; ‘Telefon satışımız yok, dolandırıcılara dikkat edin’ diye. Sizlere de bu konuda hassas olduğunuz için teşekkür ediyorum. Demek ki çağrılarımız yer bulmuş. Ama biz bunu düşünemedik. Biz seçimden önce kendi kampanyamızı yaparken Call Center numarası için 1907’li, bir numara denedik 60 kişiyle. Sonra gördük ki 1907’li numaraları insanlar açmıyorlar satış vs. olur diye. Numaramızı değiştirmiştik. Burada da benzer bir durumu yaşadık. Dolayısıyla forma töreninde de söylediğim gibi bugün ekstra isimler aldık ziyaret edilmesi gerektiğini düşünüp atladıysak özür dileriz. İlk fırsatta isimleri bizimle paylaşırsanız… Biz reddedilen numaralara da geri döneceğiz. Bunu telafi edeceğiz. Özür dileriz.

HİÇBİR KULÜBÜN VEYA KİŞİNİN İMTİYAZLI OLMADIĞI BİR SEZON TEMENNİ EDİYORUZ

Yeni Futbol Federasyonu seçildi. Türkiye Futbol Federasyonu’na hayırlı, uğurlu olsun diyorum. Fenerbahçe Spor Kulübü olarak biz Türkiye Futbol Federasyonu’na herhangi bir isim önermedik. Ne kurullara, ne de yönetim kuruluna… Biz felsefe olarak, anlayış olarak bu yaklaşımın tamamen karşısındayız. Atamalar liyakat bazında yapılmalı. Spora katma değer katacak, futbola katma değer katacak, marka değerini arttıracak, daha izlenebilir bir tecrübe haline getirecek, altyapılardan sporcu fabrikası haline getirebilecek, iletişimci, markacı, finansçı, bu işten anlayan insanların bu görevlere gelmesi gerektiğine inandığımız için; bir başka deyişle takımlarının formalarını çıkaramayıp orada takımlarını temsil etmeye giden insanlardan oluşan bir yönetim kurulu olmaması gerektiğine inandığımız için hiçbir önerimiz olmadı. Tek önerimiz neyin olmaması gerektiğiydi. Eski sistemin anlayışının devam etmemesi üzerineydi. Bir nebze de orada çıkan sonuçlara baktığımız zaman arzulanan bir noktaya daha yaklaştığımızı görüyorum. Umarım bu sezon Türkiye Futbol Federasyonu’ndaki yeni yapılanma Türk futboluna yakışan, her takıma eşit mesafe ve adillikte bir yönetim anlayışı sergiler. Hiçbir kulübün veya kişinin imtiyazlı olmadığı, uygulanan kurallarda bir standart olduğu, hak edenin ismine bakılmaksızın cezaların verildiği, hiçbir takımın kayrılmadığı, hakemlerimizin renkleri ve kişileri, saha dışı ilişkileri ve lobileri görmeksizin rahatlıkla düdükler çalabileceği, bu toplumun hak ettiği bir rekabet ortamı sağlandığı anlayışla yeni sezona başlar ve öyle devam ederiz diye temenni ediyoruz. Nihat beyin ve ekibinin yolu açık ve şansları bol olsun diyoruz.

Yeni transferlerimiz ve burada da bizi hedef alan odaklar kullanıyorlar. Bu sene tamamen hocamızın istekleri, arzuları doğrultusunda Sportif Direktörümüzle yapılan istişareler doğrultusunda bir transfer politikası belirledik. Transferlerde tenkit ediliyoruz. ‘Biz, futbol kulübüyüz. Neden öbür branşlara transfer yapıyorsunuz? Futbolda transfer görmek istiyoruz.’ şeklinde transferlerde tenkit ediliyoruz. Doğrudur, her şeyin anası, amiral gemisi futboldur. Futbolda başarı olmadığı zaman diğer alanlardaki başarılar ve yapılanların kıymetiharbiyesi olmayabilir. Ama biz dünyanın en büyük spor kulübüyüz. Evet, mali sıkıntılar içerisindeyiz ama biz sadece futbol kulübü değiliz. Bu anlayışla diğer branşları yürütüyoruz. Orada transfer yapmak, yeni isimler katmak, isimlerle ayrılmak nispeten daha kolay. 

FUTBOLDA TRANSFERLERİMİZ BİTMEDİ

Futbolda o kadar kolay değil. Ama şu ana kadar genci olsun tecrübelisi olsun yaptığımız 7 transfer doğru istikamettedir. Transferlerimiz bitmemiştir. Bir veya iki stoper, bir 6 numara ve bir forvet daha alacağız. Ne yazık ki içinde bulunduğumuz durumları düşünürseniz hem maddi hem de UEFA kıskacı açısından parayı basıp alamıyoruz. Dışarıdan atıp tutmak, gazel okumak kolay. Bir de işin gerçeği var. O gerçekler çerçevesinde doğru olduğuna inandığımız çalışmaları yapıyoruz. Bence Vedat transferi gazetelerdeki yazılanları gördükten sonra büyük bir başarıdır. Rodrigues’in buraya geliş şekli büyük bir başarıdır. Detaylarına girmeyeceğim ama oradan da bize saldırıyorlar. Suudi Arabistan’dan kaynağını da henüz bulamadığımız bir açıklama var. Allah bilir Suudi Arabistan diye buradan üretildi. Biz 5 milyon veriyormuşuz da bütün maaşı veriyormuşuz da. Tereddüttü olan varsa da gelsin kulübe sözleşmeleri gösterelim. Biz ne diyorsak öyledir. Tabii en küçük fitne fesatla üstümüze geldiği için bu itibar cellatları, o yüzden bilgisizce diyeceğim ama belki de onlar üretiyorlar. Kendi ürettikleri haberlerden bunları yapıyorlar diye insan düşünmeden edemiyor. Dolayısıyla Fenerbahçe taraftarlarına buradan sesleniyorum. Evet, bu işlerin daha erken olmasını biz de tercih ederiz. Ama hocamız müşkül mevkideymiş, oymuş, buymuş… Hocamız müşkül mevkide falan değil. Elinde de çok daha iyi bir kadro var. O da çıkacak, en iyisini yapacak. Hiç kimse de mazeret üretmeyecek. Omuz omuza vereceğiz ve bu takımı şampiyon yapacağız. Yeni transferlerimiz de olacak. Mesajı alan buradan alsın lütfen.

Gelelim Eljif konusuna. Eski yöneticiler hortladılar, çıkıyorlar. Duruşma oluyor, oradan çıkıyorlar. Kendileri böyle federasyon ziyaretleri falan yapıyor. İlgiyle izliyorum. Onlara da bir iki lafım olacak. Eljif, çok genç yaşta çok büyük bir iş başardı. 18 yaşında Fenerbahçe Futbol A Takımı’nın formasını sürekli giydi. Çok disiplinli, ciddi, böyle bir meziyeti olduğu için Allah’a şükreden, ama meziyetini hafife almayan, gençliğin verdiği duygularla disiplinsiz davranmayan, her daim bu formanın altında görmek istediğimiz karaktere sahip ve geleceği çok parlak bir futbolcumuz. Onun yolu açık, şansı bol olsun. İnanıyorum ki kulübümüzü de en iyi şekilde temsil edecektir. Kulübümüz onun sayesinde ciddi bir transfer kaynağı elde etmiştir. Sattığın kadar alabilirsiniz. Bu satışı yaptık ama buradan da hedef haline geldik. Yok, efendim ben arkadan iş çeviriyormuşum. İş ilişkilerimle Napoli’ye para veriyormuşum. Yani bunların sonu yok. Ama kulübümüze transferinde emeği geçen, kendisine şans veren, gelişimini sağlayan başta hocamız Cocu, sonra hocamız Ersun Yanal ve yüksek bedelle satılmasını sağlayan, pazarlıklarda bulunan hem Sportif Direktörümüz Damien Comolli’den hem de Selahattin Baki’den ve camiamızda bu çocuğun kazandırılmasında, satışında emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Hepsine teşekkür ediyorum. Herkese cevap vermeyeceğim ama Aram Bey’in görüşlerine (kılık kıyafete dikkat edilmesi üzerine) katılıyorum. Uzun zamandır ben bunu ifade etmek istiyordum ama bir küçüğünüz olarak yakışıksız olur diye de ifade edemiyordum. Bu camianın da bir tarihi, ağırlığı var. Kürsüye çıkıldığı zaman da ona layık bir şekilde çıkılmalı. Konuşmalarda herkes özgür. İfade özgürlüğüne inanan biriyim. ama konuştuğu zaman da bizlere yol gösterecek, ışık tutacak, her türlü eleştiriler ve öneriler olmalı diye düşünüyorum. Bazen o paralelde konuşmalar olmadığını görüyorum.

Ferruh Bey, komisyon oluşturulması gerektiğini söyledi. Oluşturalım ama çok daha büyük bir tüzük tadilatı yapacağız. Her türlü üyenin görüşüne ihtiyacımız var. Acelemiz yok. Doğru yapılması şarttır. Tüzüğümüzde çok mükerrer maddeler vardır ve bunları düzeltilmesi gerekiyor. Daha dinamik ve daha çağdaş bir tüzüğe ihtiyacımız var. Dolayısıyla kendisini davet ederiz.

Köksal Bey, iki yılda bir seçim olmaz. Mümkünse de seçim dört yıllık olmalı ve üç kereyle sınırlanmalı. İki yılda seçim falan olmaz. Yeni yönetim ihtiyacı falan gibi laflar söylediniz. Laflarınızı aynen iade ediyorum. Dereağzı’nda oturup ahkam kesmek kolay. Siz bizim nelerle uğraştığımızı bilseniz, bence konuşmalarınız için biraz daha mahcup olurdunuz. Bugüne kadar sabrettim, yutkundum. Her şeyin bir yeri ve yordamı vardır. Samimi fikriniz için teşekkür ederim ama fikrinize katılmadığımı ve şiddetle reddettiğimi ifade ediyorum. Dereağzı’ndaki büyükler değerlidir, büyüğümüzdür, camiamız için önemlidir. Ama bu camia sadece Kıbrıs’ta oturanlardan teşkil olmaz. Bu camianın 33 bin üyesi, milyonlarca taraftarı var. Bu camia sadece bir avuç insan tarafından bir şekilde, o şekilde, bu şekilde itilip kakılacak bir camia değildir. Dolayısıyla bir yere kadar çekerim ama bir yerden sonra bu camia her şeyden önemlidir.

Uğur Bey, teşekkür ederim. Her zaman nazik ve yapıcı bir şekilde bizlerle paylaşıyorsunuz. Ufuk Bey, siz bir sürü sorular sordunuz. Arkadaşlar onlara cevap verecek. Ama Vefa Bey ile aranızda olan gerginliğe üzülüyorum. Vefa Bey bizim büyüğümüzdür. Saygıda kusur etmemeliyiz ama herkes özgürce kendi görüşlerini ifade edebilmeli. Ama inşallah sizin aranızda bir köprü olabiliriz. Ben herkesin özgürce konuşabilmesine inanan bir insanım.

Ahmet Bey, konuşmanız, desteğiniz ve motivasyonunuz için teşekkür ediyorum. Ama her şeyden önce Fener Ol ile ilgili insanlara yaptığınız yeni bildirimler için, onları teşvik ettiğiniz, onlara madalyanın öbür yüzünü gösterdiğiniz için teşekkür ederim. Aslında sizin gibi insanlar Fenerbahçe camiasını farklı kılan unsurlardır. Bu camianın en büyük özelliği ile güzelliği bu camiaya gönül vermiş, kayıtsız şartsız inanmış insanlardan oluşması ve bu insanların çokluğudur. Size teşekkür ederim.

BUGÜNE KADAR YUNUS YÜZÜMÜZÜ GÖRDÜNÜZ. ARTIK YAVUZ YÜZÜMÜZÜ GÖSTERMENİN ZAMANI GELDİ

Sözlerime son vermeden önce muhaliflere de bir sözüm var. Seçildikten bir sene sonra gelip burada onlara bir şey diyeceğimi düşünmüyordum. Ama Fenerbahçe’nin değerleri üzerine hem yönetimimiz hem şahsım hakkında spekülasyon yapan, karalamalara tenezzül eden, itibar cellatlığına soyunan, küçük akıllarıyla gazeteleri, televizyonları, sosyal medyayı kullanarak dedikodu üretenler; bilin ki hepinizi biliyoruz. Hepinizi not ediyoruz. Zamanı gelince sizlerle de uğraşacağız. Bugüne kadar Yunus yüzümüzü gördünüz. Artık Yavuz yüzümüzü göstermenin zamanı geldi. Fenerbahçemiz başarısız olsun, kendi gündemimizi yaratalım, yeniden gündeme gelelim, bunların yanında seçimlerde bana oy vermiş olan, nasıl olsa Aziz Yıldırım’ı deviremeyiz ama Ali Koç’u deviririz zihniyetiyle destek olmuş, hele şu ilk 6 hafta geçsin de biraz başarısız olduklarında gaza basarız, tribünleri etkileriz diye plan yapanlar ve kulis kovalayanlara bir mesajım var.  Ayrıca biliyorsunuz ilk 6 haftada en zor üç maçımızı oynayacağız ama bilhassa ikinci yarı bu durum bize fikstür avantajı sağlayacaktır. Kendi adıma değil de camiam adına, Fenerbahçelilik adına bir mesajım var. Artık ayağınızı denk alın. Kim olduğunuzu biliyoruz. Ne yapmaya çalıştığınızı biliyoruz. Kimlerle aşık attığınızı da biliyoruz. Neye uğrayacağınıza şaşırırsınız. Ayağınızı denk alın. Biz burada en iyi niyetlerle, en saf duygularla hata yaptığımızda da iyilik yapmaya çalıştığımızda da Fenerbahçe’yi şu an içinde bulunduğu durumdan çıkartmaya çalışıyoruz. Hak ettiği yere, daha sağlıklı bir konuma getirmek için mücadele veriyoruz. Bırakın dışarıyla mücadeleyi bir de sizlerle uğraşmayalım. Ama uğraşmamızı istiyorsanız seve seve uğraşırız. Geçen sene nasıl ‘Topunuz gelin’ dediysem bugün de aynı şeyi söylüyorum. Bu yüzden müsaade edin de şu içinde bulunduğumuz durumdan hep beraber bir şekilde çıkalım. Rahat bir ortamda çalışalım. Samimi Fenerbahçelilere söylüyorum, Fenerbahçe Başkanı ve Yönetim Kurulu hakkında dönen laflar, dedikodular neden başka kulüpler hakkında olmuyor? Bir düşünün. Zaten cevabı ortada. İnancınızı kaybetmeyin, biz buradayız. Burası emin ellerde. Var gücümüzle çalışıyoruz ve inşallah güzel günler yakında. Hepinize güzel bir yaz diliyorum. Sağ olun, var olun.”