KULÜP

Yönetim Kurulu Üyemiz Fethi Pekin’den açıklamalar

22 Mayıs 2019 Çarşamba 14:51

Yargıtay 9. Ceza Dairesi’nin 3 Temmuz Davası’nı onayan eski Yargıtay üyesine FETÖ’den 12 yıl hapis cezası vermesi üzerine Yönetim Kurulu Üyemiz Fethi Pekin, Fenerbahçe Televizyonu’na bağlanarak kararı değerlendirdi.

Bugün verilen kararla Fenerbahçemize ve değerli mensuplarına kumpas kurulduğunun bir kez daha açıkça ortaya konduğunu belirten Fethin Pekin, sözlerine şu şekilde sürdürdü:

 “Bugün hem ülkemiz hem de Fenerbahçemiz için çok önemli bir gün. Bugün, Türk adaleti tarafından verilen ve birazdan detaylarından bahsedeceğimiz kararla, Fenerbahçemize ve değerli mensuplarına kumpas kurulduğu bir kez daha açıkça ortaya konmuş ve bunu yapanlar bir kez daha gözler önüne serilmiştir. Nerden nereye geldik kısaca hatırlatmakta fayda görüyorum. Türk kamuoyu ve büyük Fenerbahçe camiası tarafından da oldukça iyi bilindiği üzere, FETÖ tarafından 3 Temmuz 2011 tarihinde Fenerbahçemize “şike davası adı altında” bir kumpas kurulmuştur.

Dönemin başkanı Sayın Aziz Yıldırım ve yöneticilerimiz, “futbolda şike” adı altında yürütülen ve camia olarak ilk günden itibaren haksızlığını ve hukuksuzluğunu her yerde dile getirdiğimiz bir soruşturma neticesinde, soruşturmayı yürüten, sonrasında FETÖ mensubu olduğu ayyuka çıkan, savcı Zekeriya Öz tarafından gözaltına alınmıştı. 

Daha sonrasında soruşturma savcısı olan Savcı Mehmet Berk, 93 şüpheli hakkında birkaç ay içerisinde iddianame düzenlemiş, yargılama Özel Yetkili İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 14 Şubat 2012 tarihinde başlamıştı.

Yaklaşık 4 ay sonunda Sayın Aziz Yıldırım 3 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırılmış ve yapılan temyiz başvurusu üzerine dosya Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nce 17 Ocak 2014 tarihinde yerel mahkeme kararının bir kısmı onanmış, bir kısmı bozulmuş ve bir kısmı ise düşmüştü. Tam da o dönemde 06 Mart 2014 tarihinde özel mahkemeler kaldırılmış ve dosya Yargıtay’dan döndükten sonra İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi nezdinde görülmeye başlamıştır.

09 Ekim 2015 tarihinde mahkemece hukuka uygun olarak tüm sanıkların beraatına karar verilmiş ve adalet yeniden tesis edilmiştir. Ancak hepimizin de bildiği üzere dosya halen Yargıtay’da olup kararın bir an önce onanarak kesinleşmesini beklemekteyiz. Bu konunun da yakinen takipçisi olduğumuzu buradan tüm camiamıza ayrıca belirtmek istiyorum. İnşallah Yargıtay’dan gelecek onama neticesinde bunca yıldır kulübümüz üzerinde oynanan ve bizi yıpratmaya çalışılan bu süreçten alnımızın akıyla tamamen çıkmış olacağız.
 Şimdi konuya tekrar dönecek olursak,  hatırlarsınız Sayın Aziz Yıldırım Aralık 2014'te FETÖ'nün Fenerbahçe'ye kumpas kurduğu ve Şike soruşturmasının bir kumpas olduğu iddiasıyla savcılığa başvurmuştu. Bu konuda ne kadar haklı olduğunu/olduğumuzu, o dönem Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nde görev yapan ve ceza kararlarını onayan heyet içerisinde yer alan Mesut Kundakçı’nın, bugün ilk derece mahkemesi sıfatıyla Yargıtay 9. Ceza Dairesi nezdinde FETÖ mensubu olmakla yargılanması ile bir kez daha anlıyoruz.

Peki, kimdir bu Mesut Kundakçı? Şuan halen devam etmekte olan davanın iddianamesi incelendiğinde bu şahsın ne kadar kirli ve karanlık işlere bulaşmış olabileceği gözler önüne serilmektedir. Bakın şimdi size bu şahıs hakkında savcı mütalaasında yer verilen bir takım hususlardan örnekler vereyim:

 -          Bu şahsın hakimlik mesleğine başlamadan önce FETÖ ile ilişkili olduğu,  FETÖ mensuplarının Türk yargısını adeta örümcek ağı gibi sardığı dönemlerde hakimlik mesleğe başladığı ve örgüt içerisinde talimat ile Yargıtay üyeliğine seçildiği ve sonrasında da bu örgüt ile irtibat halinde olduğu tespit edilmiş.

-          Yine bu şahsın ByLock'u kullandığı ve hatta uygulamadaki kullanıcı adını isminin ve soyadının baş harfleriyle çocuklarının doğum tarihlerinden oluşturduğu dahi tespit edilmiş.

-          Ankesörlü telefonlarla örgüt tarafından kendisiyle iletişim kurulduğu, bu kapsamda sanığın 5 ayrı hat üzerinden 12 kez arandığı tespit edilmiş.

-          FETÖ'nün Yargıtay Ceza ve Hukuk Daireleri Genel Sorumlusu Ali Akın'a bağlı "Yargıtay Ceza Daireleri Üst Sorumlusu" olarak hiyerarşik yapıda yer aldığı, FETÖ'deki örgüt yöneticiliği görevinden dolayı Kundakçı'nın, emrinde yaklaşık 70 örgüt mensubunun bulunduğu, bu kişilere çeşitli talimatlar verdiği dahi ortaya çıkarılmıştır.

-          Yine bu şahıs, himmet adı altında para toplanması işinde rol aldığı, “gaybubet” isimli FETÖ mensuplarının saklandığı evlerde bulunduğu, Örgütün sivil imamlarından Mehmet Baysal ile Celil Kalyoncu'yla iletişiminin bulunduğu ve örgüt mensuplarına yardım ve yataklık ettiği tespit edilmiş.

-          Bu şahıs ayrıca, FETÖ lehine birçok soruşturma ve davanın sonuçlanmasına yardımcı olmuş.
Savcılık mütalaasında yer verilen ve az önce bahsettiğim örgüt üyelerine yardım ve yataklık etmesi, belirli davaların örgüt lehine sonuçlanması için faaliyetlerde bulunması ve örgütün sivil imamları ile ilişkili olması ve diğer hususlar birlikte değerlendirildiğinde, Mesut Kundakçı’nın nasıl kirli bir ilişki ağı içerisinde olduğu ve aziz Fenerbahçemiz’in FETÖ tarafından ele geçirilmesi amacıyla, kulübümüzün şike yaptığına yönelik üretilen asılsız ithamlar neticesinde oluşturulan kumpasın aktörlerinden olduğu tüm açıklığıyla ortaya çıkmıştır.

Başta Başkanımız olmak üzere ben ve yönetim kurulu üyesi arkadaşlarım ile tüm camiamız olarak bu davayı,  3 Temmuz Davası’nı, Kumpas Davası’nı, bu konuyla ilgili daha birçok davayı ilk günkü inancımızla sahiplenme çağrımızı yineliyorum. Ayın 27’sinde Kumpas Davası’nın duruşma haftası başlayacak. Bizler, yöneticiler olarak orada olacağız. Kulüp olarak taraftarlarımız için de bir organizasyon yapacağız. Taraftarlarımız da talepleri doğrultusunda bu organizasyona dahil olmalarını bekliyoruz.”