Bir zamanlar Futbolcularımızın soyunma odası olan Todori Kahvesi, şimdilerde Ciğer Tavası ve Paçanga Pöreği ile yine eski günleri yaşatmaya başladı.
TODORİ SİZLERİ BEKLİYOR
Kalamış Fener Caddesinden vapur iskelesine inen yolun sağ tarafında Vasilin, sol tarafında Todorinin meyhaneleri vardı. Bir de ayaküstü bir iki kadeh atılan bakkal Filipin dükkanı... Filip Kızıltoprakta bugünkü Migrosun yerinde bakkallık yapar, çok kere Vasilin müşterileri önce buraya uğrar, bir iki kadeh içtikten sonra Kalamışa Vasile yürürlerdi.
Kurbağalıderenin karşısındaki Todoriinin Kahvesi olarak bilinen yer de Fenerbahçeli futbolcuların soyunma odası, Yoğurtçu dere yokuşunun solundaki Kördere ve Kurbağalıdere yanındaki Kemikçi diye bilinen arsalar Modalı gençlerin sürekli maç yaptıkları alanlardı.
Vasil Kalamışta iş yaparken Todori ikinci planda kalmıştı, fakat Vasil batarken Todori adeta şahlandı. 1927de Carliston ve Fokstrot çılgınlığı İstanbulu sarınca, Todori bahçeye bir pist yaptırıp, pazar günleri caz getirerek Rum gençlerinin dans ihtiyacını karşılamışsa da Belvü Gazinosu bütün debdebe ve şaşaası ile ön plana geçince bundan vazgeçmişti. Todoriyi meşhur eden iki mezesi vardı. Patlıcan turşusu ve ciğer tavası...Bugün Todoride belki eski patlıcan turşusu yok ama; ciğer tavası ve paçanga böreği yemek için kilometrelerce uzaktan gelenler var.Kulübümüz tarafından yenilenerek hizmete açılan ve Özcan Özsu tarafından yönetilen Todoriye rezervasyon yaptırabilmeniz için 0216- 450 20 44 nolu telefonu aramanız gerekiyor. Hele fasıl olan bir geceyi yakalamışsanız, Konservatuarda hocalık yapan üstadlar eşliğinde muhteşem bir gece geçirebilir, Selahattin Pınar şarkıları dinleyebilirsiniz.Bu arada unutmadan yazalım. Todori gündüz 12.00den itibaren herkesin hizmetinde toplu davetler, özel günler için yukarıdaki telefonlardan irtibat kurabilirsiniz.
Selahattin Pınarı Andık!
6 Şubat 2006 Pazartesi, Türk Musikisinin büyük bestekârı ve yorumcusu Selahattin Pınarı kaybedişimizin 46. yıldönümüydü. Bilindiği üzere; Kulübümüz tarafından işletilen Kalamıştaki Todori adı ile ünlü tesis, büyük üstadın her zaman geldiği, devrin entelektüel dostları ile birlikte olduğu, eserlerini terennüm ettiği tarihi bir mekân. 1960 yılının gene böyle bir 6 Şubat akşamı, Todoride her zamanki masasında yanında bazı şarkıların güftelerini yazan şair Selim Aru ile birlikte akşam yemeğine başlarken saat 19:35 sıralarında bir kalp krizi geçirir, hastaneye yetiştirilmek istenirken yolda hayata veda eder.
Değerli bestekârın kaybından sonra her yıl 6 Şubatlarda Todoride anma geceleri düzenlenir, Türk musiki eserleri icra edilir ve kendilerinden söz edilirdi. Yaklaşık yirmi yıldır Todorinin kapalı oluşu nedeniyle burada bu gecelerin yapılmasına ara verilmişti. Fenerbahçe Spor Kulübü, Todoriyi devralırken bir kurumun sosyal sorumluluk bilinci içinde, tarihi bir mekânı, kültürü, mutfağı, müziği ve misyonu ile birlikte devir aldığını, oraya sahip çıktığını, yaşatmayı ve gelecek kuşaklara devretmeyi de hedeflemişti. İşte bu nedenle 2005 yılındaki açılıştan sonraki ilk 6 Şubatta Selahattin Pınarı ilk anma gecesi düzenlendi.
Üstadın her zaman oturduğu masası, kendilerinin Dem dostu Yüksek Divan Kurulu Üyemiz Naci Barlas ağabeyimiz tarafından biliniyordu ve önceden gösterilmişti. Todori Tesisleri Müdürü Özcan Özsu, o masayı çiçeklerle ve mumlarla donatmıştı. Her masaya Pınarın musikimize kazandırdığı eserlerin güfte ve notalarının yer aldığı üstadın kendi el yazıları ve imzalarıyla doğruluğu onaylanmış orijinal şarkı kitapçıklarının tıpkı basımlarını dağıtmıştı. Baş köşede üstadın hayranlarından Müjdat Gezenin tavsiyesi ile Erkan Tokmak ve arkadaşlarından oluşan Fasıl Heyeti, Pınarın eserlerini gece boyunca icra etti.
Başkanımız Aziz Yıldırım erken saatlerde Todoriye geldi. Kısa bir süre arkadaşları ile oturdu. Hazırlıklar ve program hakkında bilgi aldı. Üstadı hep beraber andık.
Tanburi Selahattin Pınar, bestekarlığı yanında kendine has üslubu ve boğuk sesi ile eserlerini icra eden ve çevresinde saygı uyandıran bir sanatkar idi.
Gecenin açış konuşmasını Tarih, Arşiv ve Müze Kurulu Başkanımız Araştırmacı Yazar Dr. Sertaç Kayserilioğlu yaptı. Fenerbahçesi, Kalamış, Todori, Pınar sözcükleri üzerine geçmişten güzel bir gezinti yaptırdı hepimize. Büyük bestekarın yeğeni Mülkiyeli Altın Pınar, amcası ile olan anılarını anlattı. Özellikle otoritesi ve ciddiyeti üzerinde durdu. Atatürkün yakın arkadaşı, Valisi ve Üniversitede hukuk hocası olan Pınarın babası, Sadık Beyin, Selahattin Beyin müziği seçmesi nedeniyle oğlu ile konuşmadığını ve dargın öldüğünü anlattı. Altın Pınarın yeğeni Memoli de, Pınarın Hanginiz daha usta sorusuna cevaben Saadettin Kaynak için söylediği ünlü sözü hatırlattı. O Türk Musikisinin kaynağı, ben pınarıyım.
Daha sonra Todorinin elli yıl önceki müdavimi Naci Barlas, Pınarın masasında yer alan dostlarını sanki bu günmüş gibi hatırladı ve tek tek bizlere saydı. Tiyatro sanatçısı Vahdi Ersin, Meşhur Tarihçi Feridun Fazıl Tülbentçi, Dr. Server İskit, Terlikçi Hilmi gibi dostlarını masasına kabul ederdi. Masa sohbetleri gece yarılarını geçerdi. Sohbetin en tatlı yerinde masayı terk edip gitme alışkanlığı olanları masasına kabul etmezdi. 50li yıllarda İstanbulu hiç gündüz gözü ile görmedi. Sabah 5de yatar, akşam 5lerde kalkardı. Eserlerinin külliyatı takdir ettiği sanatçı Sadun Aksütteydi. Evleri Semai Şatıroğlu ile yakın olduğundan en çok sevdiği Fenerbahçeli Semai idi. Ülkenin en şık giyinen insanlarından biri idi. Çok muntazam bir adamdı. Dışarıdan sert tabiatlı görünmesine rağmen ipek gibi bir kalbi vardı. İktisatçı Bestekar Osman Nihatın zekasını takdir ederdi. Kaliteli espriyi zeki adamlar yapar derdi. Sağlıklı ve çalıştığı zamanlarda Taksim Meydanındaki Kristal Gazinosunda Hamiyet Yücesese çalardı. Programdan önce Tokatlıyan Balo Salonunda saat akşam altıda özel bir masa hazırlanırdı. Altıyı beş geçe geleni masaya almayacak kadar prensip sahibiydi. O masada Prens Fazıl, Osman Nihat, Piyanist Fevzi Aslangil, Haldun Aksüt, Naci Barlas olurdu. Sofrada afaki laflar konuşulmaz, müstehcen hikayeler anlatılmazdı. Mutlaka ciddi bir konu konuşulurdu. O yüzden konuya ortadan girilmez ve konu terk edilemezdi.
Üstadı anlatan samimi ve tatlı konuşmalardan sonra geceye Pınarın eserleri okunarak devam edildi.
6 Şubat gecesi yoğun bir kar yağışı vardı. O nedenle geleceğini bildiren pek çok kişi geceye katılamadı. Özellikle geleceğini televizyonda kendisi anons eden Gönül Yazar, Müjdat Gezen Savaş Dinçel, Ercan Akın ve dostları hava muhalefetinden bizlere ulaşamadı. Gecenin konukları arasında Ekrem Bora, Tahir Perek, Volkan Ballı, Murat Kuş, Mehmet Çatay, Cengiz Solakoğlu, Sabih Karahanoğlu, Dr. Engin Altuğ, Dr. Sertaç Kayserilioğlu, M.Ali Alabora, Altın Pınar, Sabit Uluhan, Naci Barlas, Osman Ak eşleri ve dostları ile göze çarpıyordu.