Mart sayısı bayilerde

03 Mart 2013 Pazar 00:00

Fenerbahçe Dergisi’nin 121 no’lu Mart 2013 sayısı; Profesyonel Futbol Takımımız oyuncularının birlikte yer aldığı gol sevinci ve "Bu takımı artık kimse tutamaz" başlıklı kapağıyla bayilerdeki yerini aldı.Derginiz, bu sayısında da sizlere 50 x 70 cm. ebatlarında poster armağan ediyor. Bu ayki posteriniz; ara transfer döneminde yurduna ve Fenerbahçe’ye yani yuvasına dönen Emre Belözoğlu’na ait.Öte yandan, Fenerbahçe Dergisi yüksek tirajıyla Türkiye’nin en çok satan dergisi olmaya devam ediyor. Sadık birer okuyucumuz olan Büyük Fenerbahçe Taraftarı’na duyarlılıklarından dolayı teşekkür ederiz.Fenerbahçe Dergisi’nin taklitlerinden sakının, derginizi ekleriyle birlikte tükenmeden alın.Fenerbahçe Dergisi’ne abone olup, avantajlardan yararlanabilirsiniz. Abone olmak için FBDERGİ yazıp 3570’e mesaj atmanız yeterli!Hepinizin müptelası olduğu Fenerbahçe Dergisi’nin Martsayısından çarpıcı başlıklar:• Başkanımız Aziz Yıldırım Fenerbahçe Spor Kulübü başkanlığında 15 yılını tamamladı. Yazarımız Baki Aydın, Aziz Yıldırım başkanlığındaki sportif başarıları sizler için kaleme aldı. • Pierre Webo: "Futbol için yaşıyorum" Fenerbahçemizin ara transfer döneminde renklerimize kattığı ve takımımızın yoğun maç trafiğinde direk kadroya dahil olarak golleriyle hücum hattımızı rahatlatan, skora katkı sağlayan Pierre Webo’yu daha yakından tanıyalım istedik. Kariyerindeki kültürler arası futbol mozaiğinin şimdiki durağında bulunan Kamerunlu oyuncumuz, Fenerbahçe’deki hedeflerini ve nasıl bir iz bırakmak istediğini "Kupalar" cevabıyla süslerken bir yandan da diğer cevaplarıyla kendisinin ne kadar mantıklı, sorumluluk sahibi ve tam bir takım oyuncusu olduğunu görüyoruz. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Fenerbahçe gibi büyük hedefleri olan bir kulüp tarafından bir kez çağrılmışsanız, bir futbolcu olarak iki kere düşünmezsiniz. Ben de Fenerbahçe’de oynamak için çok fazla düşünmeden hemen "Evet" dedim. 02: Hedefim ve geride bırakmak istediklerim "Kupalar"dır. Fenerbahçe taraftarının beni sevmesini isterim. Takım olarak; onlara seyir zevki yüksek bir futbol izlettirmek istiyoruz. Çok büyük bir Kulübün en göz önünde olan takımlarından biriyiz. Gollerimle katkı yapmaya devam etmek ve kupaları kazanma yolunda takımdaki sorumluluklarımı yerine getirmek istiyorum. 03: Türkiye ve Fenerbahçe de bu mozaiğinin en güzel parçalarından birini oluşturuyor. Afrika’da doğdum ancak kendimi ve futbolumu Uruguay ve İspanya’da geliştirdim. 400’ü aşan maç tecrübesiyle buraya geldim. Profesyonel bir oyuncuyum. % 100’lük konsantrasyonumu sahaya yansıtırım. Aklımda kazanmaktan ve mücadele etmekten başka hiçbir şey olmaz. Her zaman iyi oynamak isterim. Çok disiplinliyim. Mesleğime aşığım. Futbol için yaşıyorum. Beni ben yapan özellikleri zamanla taraftarımız çok daha iyi görecektir. 04: Spor Toto Süper Lig’deki ekipler daha dengeli kadrolara sahipler ve bu da rekabetçi bir ortam oluşturuyor. Türkiye’de herkes herkesi her an yenebiliyor. Anadolu takımları artık sürpriz yapmıyor. Gerçekten güçlü futbolcu ve teknik kadroları var ve yukarıları hedefliyorlar. Süper Lig’de geçen seneki durumu biliyorum. Geçen seneyi düşünecek olsak bile Türk ekiplerinin çok geliştiğini gözlemleyebiliriz. Her geçen sene zorluk derecesi artan bir ligin içindeyiz. Bu da hedefleri ulaşma yönünde daha uzmanlaşmayı getiriyor. 05: Ekip ruhunun üst seviyede olduğu bir ortamda bunu başarmak hepimiz için bir avantaj. Takımda hiçbir sorun yok her şey yerli yerinde ve tıkır tıkır işleyen bir sistem var. Kendisi de zaten futbolculuktan teknik adamlığa geçmiş. İkimiz de mesleğine aşık olan insanlarız. Onun verdiği talimatlar doğrultusunda performansımızı üst seviyeye çıkarmak için uğraşıyoruz. 06: Her şeyden önce Viktoria Plzen’e saygı duymamız lazım. Bu seviyeye geldiler ise onlar da demek ki bizim gibi iyi bir takım. Çok iyi hazırlanmamız lazım. Şimdiki avantajımız taraftar olacak. İnşallah kazanırız. 07: Fenerbahçe 100 yılı aşkın saygın bir tarihi olan bur kulüp. Taraftarı da bu yüzyıl içinde hiçbir şeyden taviz vermeden Fenerbahçe’yi önceliği yapmış ve her koşulda bu renkleri destekliyor. Onlara olan saygım ve sevgim sonsuz. Onlar için sevgi sözcükleri dışında hiçbir şey söylemeye zaten hakkım yok. Kendimi motive ve evimde gibi hissediyorum. Bu inanılmaz destek biz futbolcular için büyük bir artı. 08: Bizim için üzücü bir olay. Kamerun olarak, Afrika Kupası’na dahil olamadık. Takım arkadaşım Yobo’nun takımı Nijerya katılabildi ve hatta şampiyon oldular. Onları tebrik ediyorum. Nijerya’nın kendini uluslararası arenada daha fazla tanıtma fırsatı bulacağı için de onlar adına mutluyum. 09: Çok güzel, tarihi ve yaşaması kolay bir şehir. Hemen adapte oluyorsun. İstanbul’u gerçekten çok seviyorum. Benim evim Avrupa tarafında. Sabahları feribotla geçiyorum. Akşam Avrupa’da uyuyup sabah Asya’da olmak; bu başka nerede olabilir ki! Kurtköy’de de evim var ama daha çok Avrupa tarafındayım. 10: Evliyim. 2 çocuğum var. 2’si de erkek. Adrian ve Markos. 11 ve 5 yaşındılar. Eşim Ainoa Gil ile birlikte Londra’dalar. Fenerbahçe tabii ki basında daha çok yer bulduğu için beni rahatlıkla takip edebiliyorlar. Tenis. Oynuyorum. Nadal’ın ailesini tanıyorum. • Necati Bilgiç: "Fenerbahçe, Türk sporunun lokomotifi değil, ekspresidir" Dile kolay tam tamına 61 yıl; devrilmeden, yazılarını aynı heyecanla yazan ve yine aynı heyecanla okutan, her yazdığında bir şeyler öğreten duayen, Necati Bilgiç… Üstad Necati Bilgiç, 1951 yılında başladığı aktif gazetecilik hayatını, geçtiğimiz yıl noktaladı ancak yine de ne spordan, ne de sportif başarılardan kopmadığı gibi hiçbir zaman yaşananlardan da bihaber olmadı. Necmi Tanyolaç, Cem Atabeyoğlu, Erdoğan Arıpınar, Eyüp Karadayı ve daha nice spor basınına adını altın harflerle yazdıran isimlerle çalıştıysa, çoğu zaman da bir fener gibi yol gösterici de oldu… Öyle ki, oğlu Gürcan Bilgiç bunlardan bir tanesi… Necati Usta’yı daha da yücelten ise, "Fenerbahçe benim ailemdir. Gazetecilikte beni zirveye çıkartan Fenerbahçe sevgim olmuştur" sözleri oluyor. Aslında 61 yıla sığdırılmış bir o kadar da yazılmamış, konuşulmamış o kadar çok şey var ki, sadece bir okur gözüyle olayları irdeleyen "usta" ile hem Fenerbahçe’yi, hem Türk sporunu hem de bu eksende spor gazeteciliğini konuştuk. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Fenerbahçe benim her şeyimdir. Gazetecilikte beni en yukarıya getiren Fenerbahçe ve ona olan sevgim olmuştur. Fenerbahçe, altyapıya da destek veren bir kulüp. Fenerbahçe’yi ailem kadar severim. Fenerbahçe bugün özellikle Aziz Yıldırım’ın gayretleriyle "Tesis Şampiyonu" olmuştur. 02: Fenerbahçe, Türk sporunun lokomotifi değil, ekspresidir. Fenerbahçe her bakımdan Türk sporuna katkı sağlayan, Türk sporunun kalitesini yükselten bir kulüptür. 03: Benim her defasında söylediğim bir şey var, o da 3. Lig’de futbol oynayan bir sporcu ile 1. Lig’de futbol oynayan sporcu arasında sadece 1 karış fark var. Zeki olan, top kontrolü ya da tekniği iyi olan hemen yükselir. Bugün herkes Türkiye’de "futbol yok" diye söylüyor ama ben tam tersini söylüyorum; Türkiye’de futbol çok. 04: Futbolcularla bir arkadaş, bir ağabey gibiydik. Bazen de özel haberler olurdu. Ben de şöyle düşünürdüm; "Bu futbolcu gelip bana bunu söyledi ve sadece ben biliyorum. Demek ki beni kendisine yakın görüyor." Bu durumda hiçbir şekilde yazmazdım ama herkesin içinde söylediği bir şey varsa o zaman yazardım. • Fikret Çetinkaya: "Türk atletizminin kat etmesi gereken daha çok mesafe var" Aslında hepimizin yakından tanıdığı bir isim Fikret Çetinkaya… Gerek Türk atletizmi için, gerekse de Fenerbahçe atletizm şubesi için çalışmayı ilke edinmiş bir yönetici. Fenerbahçe Atletizm Şubesi kaptanlığı ile 2007 yılından bu yana yurt içi ve yurt dışındaki yarışlarda da Fenerbahçe’yi en iyi şekilde temsil etmeye çalışan büyün Fenerbahçe ailesinin bir ferdi… Gecesi gündüzüyle Fenerbahçe için çalışan Çetinkaya ile atletizmin Türkiye’de geldiği noktadan tutun da, atletizme ilişkin birçok teorik bilgi ile Fenerbahçe’ye kazandırdıkları ve Fenerbahçe sevgisine kadar her şeyi konuştuk. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Başarıların temelinde Başkanımız Aziz Yıldırım’ın yattığını belirtmek isterim. Çünkü Başkanımızın amatör sporlara ve sporculara verdiği önem ortada. Başkanımızın bugün gerçekleştirdiği şeyler, Türk sporu için çok önemlidir. Bana göre Fenerbahçe tarihinin en önemli başkanıdır. Her anlamda gerçekleştirdikleriyle Fenerbahçe’yi dünya kulübü haline getirdi. 02: Türkiye’de atletizm dendiğinde Fenerbahçe ilk akla gelen kulüptür. Bizim en ciddi rakibimiz ENKA ve bir müessese kulübü. Oysa biz Fenerbahçe olarak karşımızda Galatasaray ve Beşiktaş’ı görmek isteriz. 03: 70 milyon nüfusa sahip olan bir ülkede Olimpiyatlara sadece 30-35 atletle değil, daha çok sporcuyla katılmalıyız. Aynı şekilde madalya sayısında da artış olmalı. 04: Atletizm reytingi yüksek olmayan bir spor olduğu için pek konuşulmuyor. Şimdi futbola bakıldığında bir transfer haberinin olması o gazetenin satışını arttırıyor. Ama atletizmin böyle olması ancak sporcularımızın çok çok önemli bir başarı elde etmesiyle ilgili. 05: Geçtiğimiz yıl Slovenya’da yapılan yarışlarda, bize de "İstanbul’da yapabilir misiniz?" diye sordular. Ben de "Yaparız’ dedim ama İstanbul’da saha olmadığını söylediğimde de şaşırdılar. İstanbul’a kazandırılacak bir saha ile rekabetin seviyesi artabilir. En önemlisi de bunu Türk atletizmine kazandırmalıyız. 06: Sponsor olmadan herhangi bir spor branşının başarılı olması çok zor. Sadece televizyon geliriyle ya da seyirci sayısıyla bir takım şeyleri karşılayamazsınız. • David Andersen: "Daha da iyi olacağız" Bu ayki konuğumuz; kariyeri sayısız başarılarla dolu olan ve Spor Toto Türkiye Kupası final maçında gösterdiğiniz başarılı performansla maçın MVP’si seçilen Avustralyalı pivot David Andersen. Başarılı oyuncumuzu tüm bilinen bilinmeyen yönleriyle tanıtmak istedik. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Fenerbahçe Ülker ileriyi hedefleyen bir takım. O yüzden buradayım. Avrupa’da bilinen bir takımda oynuyorum. Büyük hedefleri olan bu takımın bir parçası olmak istiyorum. 02: Takım içinde çok güzel bir kimyamız var. Çoğumuz bu sezon Fenerbahçe Ülker’e yeni geldik. Bir araya gelmemiz, birbirimizi tanımamız biraz zaman aldı. Çok güzel dostluklar var. İyi anlaşıyoruz. Takımda ortamı bozan kimse yok. Herkes eğleniyor, güzel vakit geçiriyor. Bazen sahada aynı sayfaya gelemediğimiz anlar oluyor. İnşallah sahada daha iyi olacağız. Türkiye Kupası’nı almamız çok güzel oldu. Bunun üzerine basketbolumuzu inşa etmemiz gerekiyor. Daha da iyi olmamız gerekiyor. 03: Fenerbahçe Uluslararası Spor Kompleksi Ülker Sports Arena; NBA’deki salonlar gibi. Avrupa’da bile esasında böyle bir salon görmedim. Tek kelimeyle müthiş bir salon. • Esra Şencebe: "Fenerbahçe’nin başarısı için uyum içinde çalışıyoruz" Fenerbahçe Kadın Basketbol Takımımızın tecrübeli isimlerinden Esra Şencebe ile Fenerbahçe, İstanbul ve basketbol üzerine bir söyleşi yaptık. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Burada 3 sene oynadım, çok güzel günlerim ve Cumhurbaşkanlığı Kupası, Lig Şampiyonluğu Kupası gibi şampiyonluklar ile Avrupa’da yakaladığımız başarılar oldu. Sonrasında tekrar buraya döndüm. 02: Takım içerisindeki herkes çok profesyonel. İşini uzun senelerdir yapan insanlar oldukları için sporcularda büyük bir ciddiyet var. Bununla birlikte elbette başarı da geliyor. Takım içerisinde Yabancı-Türk oyuncu ayrımı olmadan çok güzel arkadaşlıklar da var. Bu nedenle geldiğim günden itibaren hiç sıkıntı çekmedim. 03: Yıldız Parkı’na daha önce de gitmiştim ancak çok huzur verici ve insanı rahatlatan bir yer olduğunu bir kez daha gördüm. Fotoğraf çekimleri çok güzel geçti. Hava ısınınca Yıldız Parkı bence kitap okumak ve tek başına zaman geçirmek için çok güzel bir yer. • Sibel Kurt / Sibel’in Sahası’nda konuk: Yüksel Gündüz "Fenerbahçe bir zirve ve bütün futbolcular oraya tırmanmak ister" Bu ayki konuğumuz kıdemli futbolcularımızdan "Fırtına" lakaplı Sayın Yüksel Gündüz… 1958 yılında Fenerbahçe’ye transferi gerçekleşen futbolcumuzu camiamız "Gol makinesi" diye de çağırıyordu. Fenerbahçe’de 1958-59 İstanbul Profesyonel Ligi, 1959, 1960-61 ve 1963-64 Türkiye Ligi ve 1964 Atatürk Kupası şampiyonlukları yaşadı ve yaşattı, 1962-63 sezonunda da Türkiye Kupası finali oynayan kadroda yer aldı. Kulübümüze değerli katkıları olan Sayın Yüksel Gündüz’le röportaj yapmaksa bizim için bir onur kaynağı oldu. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Fenerbahçe ruhu, Başkanımızla çağ atladı. İlkel durumumuzdan şu günlere gelmemize inanamıyorum. 02: Galatasaray’ın iki katı para teklifine karşın ben Galatasaray’a gitmek istemiyordum. Gönlüm Fenerbahçe’deydi. Onun için Hüsamettin Büke beni ailemle beraber Karamürsel’e getirdi. Orada bir nevi saklayarak misafir ettiler. Kaçırmışlardı beni. İstanbul’a trenle geldim. Yol hiç bitmiyordu… 03: Fenerbahçe’ye geldiğimde çok gençtim. O kadar değerli futbolcuların arasında oynama şansımın olacağını hiç düşünmemiştim. Lefter, Avni, Şeref, Can, Basri, Nedim, Naci, Akgün hepsi çok kıymetli futbolculardı. Ve onlarla aynı topun arkasında koşturmayı ne mutlu ki başardım. 04: Galatasaray maçında bizim kaptan Naci ve Metin Oktay aynı anda topa kafa çıktılar ve Metin Oktay o topu aldı ve sonra bizim kaleye gol attı, durum 1-0 oldu. Bu duruma çok üzülen Naci yere çömelip başını iki elinin arasına alıp öylesine kala kaldı. Bu durumu görünce ben koştum yanına gidip "Kaptan kalk sen üzülme şimdi ben bir gol atarım telafi ederiz." dedim. Hakikaten 5 dakika sonra ben bir gol attım ve maçı 2 -1 kazandık. 05: En büyük Lefter’di tabii. Beraber aynı takımda yanyana oynamamıza rağmen maçta bile onun oyunu seyrederdim. •Yazarımız Ersin Demirel, bu ay "Hayatın İçinden Fenerbahçe"de Moğollar’ı konuk etti. "Fenerbahçe’ye yapılan haksızlıklara en güzel cevap, alacağımız kupalar olacaktır!" Moğollar, ülkemizin en eski grubu. Cem Karaca ve Barış Manço ile pek çok konsere çıkan, arada grubun üyeleri değişse de 1994 yılında tekrar albüm yapmaya ve konserlere devam eden grup, Mayıs ayında 45. yılına girecek. Biz de yarım asra yaklaşan grubun üç temsilcisini konuk ettik. Fenerbahçeli olan Cahit Berkay, Emrah Karaca ve Serhat Ersöz ile stadımızda buluştuk; Moğollar’ın dünü - bugünü ve Fenerbahçeliliklerini konuştuk. Röportajdan derlediğimiz spotlar şöyle: 01: Emrah Karaca: Bu yıl tribünlerdeki bölünmüşlük çok can sıkıcı. Eski bütünlüğü sağladığımızda takımımıza pozitif elektrik olarak döneceğini düşünüyorum. Sağ duyulu olmalarını öneriyorum. Rant peşinde değil, sevdasının peşinde olmalı Fenerbahçe taraftarı. 02: Serhat Ersöz: Kendimi bildim bileli Fenerbahçeliyim. Fenerbahçeli olduğum gibi grubumuzun da Fenerbahçeli olmasından da ayrıca gurur duyuyorum. Tek takımı tutmamız, ortak paylaşımlarımızı da arttırıyor. 03: Cahit Berkay: Isparta’dan İstanbul’a göç ettiğimizde Gümüşsuyu’na yerleştik ve evimiz de şimdiki Beşiktaş Stadı’na yakındı. Orada oynanırdı tüm maçlar. Orada iki buçukluk görevi yaptım ben. İki buçukluk demek, şimdiki top toplayıcılığı oluyor. Maç başına iki buçuk liraya top taşırdık. Lefter’e, Can Bartu’ya yarım metre yakında olurduk. İnanılmaz heyecanlı zamanlardı. • Fenerbahçe Ülker Türkiye Kupası’nı 4. Kez müzemize götürdü; Fenerbahçemiz Merkez Bankası gibi; Fenerbahçe Ülker Sports Arena "Emlak" ödüllerine layık görüldü; Kulüp-Sporcu ve Aile işbirliği toplantısı yapıldı; Böyle karne hediyesine can kurban…; Tur öncesi yemekte ağırladık; Altyapılarımıza futbol oyun kuralları eğitimi; Müzemize katkıda bulunanlara teşekkür belgeleri teslim edildi; Başkanımız Okan Üniversitesi ödül töreninde konuştu: "Korkmadan yaşayanlar bir gün ölür, korkanlar her gün ölür"; Fenerbahce.org yenilendi; Atletizm, Masa Tenisi, Yüzme, Yelken, Yüzme, Boks, Voleybol, Futbol ve Basketbol Şubelerimizden daha birçok haber ve kamp günlükleri "Haber Turu" sayfalarımızda… Fenerbahçe gündeminden kopamayacaksınız. • Eski başkanlarımızdan saygıdeğer yazarımız Faruk Ilgaz bu ay "Fenerbahçe tarihinin büyük bir golcüsü: Alaaddin Baydar"; "Fenerbahçe’de cesur yürekli bir gol makinesi: Yüksel Gündüz" ve "Fenerbahçe’de beyefendi bir futbol imparatoru: Oğuz Çetin" konularını kaleme aldı. • Yazarımız Alp Bacıoğlu, bu ayki "Zaman Tüneli" adlı köşesinde; "Fenerbahçeli Şehitler" konusunu işliyor. • Köşe yazarlarımız Dr. Sedat Hayran, Baki Aydın, Gürdoğan Yurtsever, Paşalı Birol, Ayşesu Zorlutuna, Jak Benzonana, Ege Özışık ve Oktay Ünsal gözden kaçmaması gereken konuları, yazılarına taşıyarak gündemi oluşturmaya devam ediyorlar. • Profesyonel futbol takımımızın UEFA Avrupa Ligi’nde, Spor Toto Süper Lig’de ve Ziraat Türkiye Kupası’nda geçtiğimiz ay içinde yaptığı tüm resmi karşılaşmaların maç özetleri ve çok özel istatistiki bilgiler derginizde… • Futbol Altyapı ile basketbol, voleybol, yüzme, boks, masa tenisi, atletizm, kürek ve yelken şubelerimizden çok özel haberler, fikstürler, transferler, müsabaka ve şampiyona sonuçları Fenerbahçe Dergisi’nde. • Fenerbahçe Spor Kulübü Spor Okulları Merkezi’nden Kış Okullarıyla ilgili haberler ve kayıt bilgileri derginizde… • Yurt içi ve yurt dışındaki tüm derneklerimizden son haberler sayfalarımızdan sizlere taşınıyor. • Fenerium, Fenercell, FenerNET, Premium Kart, Fenerbahçe Kart, Fantorya Kart, Fenerbahçe Dergisi Abonelik etkinlikleri derginizde. • Fenerbahçe Spor Kulübü Eğitim Kurumları’na dair tüm haber ve etkinlikler derginizde. • Dergimizin en sevilen köşelerinden minik taraftarlarımızdan birer merhaba geliyor sizlere… "Minik Kanaryalar" adlı köşemizde siz de çocuğunuzu Fenerbahçe camiasıyla tanıştırabilirsiniz. • 12. Adam köşesinin bu ayki konuğu; eski başkanlarımızdan Güven Sazak’ın torunu Hakan Güven Sazak. • Fenerbahçe Dergisi, bulmaca köşesiyle de taraftarın hayatına renk katmaya devam ediyor. • Fenerbahçe Dergisi’nin 121. sayısı, gündemi oluşturan gerçek haberler ve hiçbir yerde görmediğiniz fotoğraflarla yine dopdolu. Derginizi bayiinizden ekleriyle birlikte istemeyi unutmayın. Keyifli okumalar