Kulübümüzün resmi yayın organı Fenerbahçe Dergisi’nin 175 no’lu Eylül 2017 sayısı bayilerdeki yerini alırken; abonelerimize özel, hızlı teslimat hizmetiyle adresinize geliyor. Yine dopdolu bir içeriğe sahip derginizin bu ayki kapağında; tüm ulusumuzu Londra’da elde ettiği dünya şampiyonluğuyla gururlandıran Fenerbahçeli atletimiz Ramil Guliyev yer alıyor. Bu ayki posterinizde ise; taraftarlarımızın tribünde açtığı “Hep beraber yapacağız” yazılı dev afişle birlikte Mathieu Valbuena’nın gol sevinci bulunuyor. Derginiz adresinize gelsin; ayrıca isminiz ve fotoğrafınız dergide yer alsın istiyorsanız; Fenerbahçe Dergisi üyelik işlemleri için Çağrı Merkezi’ni arayabilirsiniz: 0 216 975 1907 Özel içerikler için ayrıca; instagram/fenerbahcedergisi’ni takip etmeyi unutmayın. Fenerbahçe Dergisi’nin Eylül sayısından öne çıkan içerikler ise şöyle: •KAPAK KONUSU: Ramil Guliyev: “Kalıcı başarılar elde etmek için var gücümle çalışacağım” Londra’nın ev sahipliğinde 4-13 Ağustos tarihleri arasında bu yıl 16.’sı düzenlenen Dünya Atletizm Şampiyonası’nda, Milli forma altında mücadele ettiği 200 metre finalinde “Gezegenin en hızlı atleti” unvanını alan Ramil Guliyev, hepimizin göğsümüzü kabartmayı başardı. Aslında O’nun hikâyesi 2011 yılında başladı. Türk vatandaşlığına geçmeye karar verdiğinde öylesine zor bir yola girmişti ki, ya “Tamam” diyecekti ya da “Devam.” Onun, o gün verdiği doğru karar kendisini hep zirveye taşıdı. “Her zaman Fenerbahçe yanımda, arkamda durdu. Fenerbahçe olmasaydı ne yapardım bilmiyorum” dedi her başarısının, her zaferinin ardından; tıpkı Londra’da da dediği gibi… Fenerbahçe Spor Kulübü sayesinde yakaladığı çıkışını sürdürmeye devam ediyor, Ramil. Sayısız başarıda adı geçen, ismi yüzlerce kez birincilik kürsüsünde anons edilen Dünya şampiyonunun şimdiki hedefi ise 2020 Olimpiyatları! Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde konuk ettiğimiz atletizmde tarihin en iyi sporcularından olan Ramil Guliyev ile özel hayatını, Dünya şampiyonluğunun hikayesini, hedeflerini ve başarılarındaki sırrı konuştuğumuz özel bir röportaj gerçekleştirdik. Röportajdan derlediğimiz dipnotlar ve spotlar şöyle: 01: Pistlerde olduğu kadar sosyal platformlarla da başarılı işler yapan-özellikle YouTube- Dünya Şampiyonu Milli atlet Ramil Guliyev, tüm yarışlarından ve antrenmanlarından kesitleri “Ramil Guliyev’s sport life” adlı YouTube sayfasında takipçileriyle paylaşıyor… 02: Aile, kuşkusuz bir sporcunun yaşamındaki en önemli şeydir. Şampiyonun, bu zorlu yoldaki en büyük destekçisi de annesi Olga Khuliyeva ve ile kız arkadaşı Margarita… 03: Milli sporcunun atletizm dışındaki ilgi alanlarından biri de PlayStation oynamak. Guliyev, özellikle de tam bir “Battlefield” tutkunu. 04: Bu başarı için çok uzun süredir çalışıyoruz. Sezona da çok iyi başladık ve madalya alacağımıza inandık. Şans faktörünün o anda yanınızda olması şart. Londra’da aslında herkesin kazanabileceği bir yarışta mücadele ettim. Sezon içerisindeki iyi ya da kötü derecelerin önemi yok, dediğim gibi önemli olan madalyadır. Böylesine önemli bir başarı elde etmiş olmak gurur veriyor. 05: Madalya töreninden önce bir haber aldım. Trabzon’un Maçka ilçesinde hain bir saldırı yaşandığını öğrendim ve bu saldırı sonunda 15 yaşında Eren isimli bir kardeşimizin şehit olmuştu. Onun için bir şey yapmam gerektiğini hissettim. İçimden gelen şeyi yapmak istedim. Federasyon yetkililerimizle de nasıl destek verebileceğimi konuştum. Sonra da kürsüde asker selamı vermeye karar verdim. 06: Biz, büyük bir iş başardık. Bu sadece benim madalyam değil, takım çalışmasının getirisidir. Şimdi biz de Fenerbahçe Spor Kulübü ile birlikte güzel bir başarıya imza attık diyebiliyoruz. Fenerbahçe, benim için çok önemli, eğer Fenerbahçe olmasaydı ne yapacağım belli değildi. Buraya geldiğim günden bu yana gerek Başkanımız, gerek Yöneticilerimiz, gerek şube sorumlumuz, gerek amatör şubeler sorumlumuz… Herkes bana çok destek oldu. Şu ana kadar Fenerbahçe’nin desteğiyle bu noktaya geldik. 07: Türk atletizmi yükselişe geçti. İnsanlar bu branştaki sporcuların bir şeyler yapabileceğine inanıyor. Kaldı ki atletizm olimpiyatların temelidir. Bu noktada daha fazla destek olunmalı. Amatör sporlara daha fazla destek verilirse, bu sporlar çok daha iyi bir seviyeye çıkabilir. Bakınız, kürsüye çıktığınız zaman ait olduğunuz ülkenin ismi geçiyor. Madalya tablosuna baktığınızda hangi atletin ne kazandığı değil, hangi ülkenin toplamda kaç madalya kazandığı yazıyor. Gençlik ve Spor Bakanımız Sayın Osman Aşkın Bak da bunu ifade etti. İnşallah bundan sonraki süreçte daha fazla destekle Türk atletizmini daha iyi bir seviyeye çıkarırız. (Röportaj: Atilla Sertbakan / Fotoğraflar: Ahmet Hopyar) • Transfer dosyaları: Roberto Soldado ve Giuliano Victor De Paula… Formalarını şampiyonluk hedefiyle terletmek üzere imzalarını atan yeni transferlerimizi daha yakından tanıyoruz. • Kulüp, futbol A takım haberleri, maç sayfaları, futbol altyapı, basketbol, voleybol, yüzme, boks, masa tenisi, atletizm, kürek ve yelken şubelerimizden haberler, Hedef 1 Milyon Üye ve Fenerbahçe Çocuk ve Gençlik Kulübü’nden haberler ve daha birçoğu “Haber Turu” sayfalarımızda! Fenerbahçe gündeminden kopamayacaksınız. • Nabil Dirar: “Çalışmalarımızın karşılığını sezon sonunda mutlaka alacağız” Belçika ve Fransa’nın ardından Fenerbahçe’deki adaptasyonunu sorunsuz bir şekilde sağlamış olduğunu görüyoruz. Zaten Türklerle kafede şekerli çayını yudumlayıp Dünyadan futbol izleyerek, futbol hakkında sohbet ederek büyüdüğünü öğrendiğimizde burayı bu kadar benimsemesine şaşırmıyoruz. Sahada sert ve disiplinli ama dışarıda çok matrak biri, eğlenmeyi seviyor. İşini ciddiye alıyor, kazanmayı ve rekabeti seviyor. Bu takıma çok güvendiğini söylüyor. Fenerbahçemizle 3+1 yıllığına el sıkışan ve sağ kanatta kendinden istenilenin yüzde yüzünü vermeye yeminli Nabil Dirar ile geçmişini, takımın durumunu, hedefleri ve hayatı konuştuk. Özetle; Dirar rotayı hesapladı: Sabır, güven ve destekle şampiyonluk için engel yok. Röportajdan derlediğimiz dipnotlar ve spotlar şöyle: 01: Takımımız kendini günden güne geliştiriyor. Öğreniyoruz, birbirimizi tanıyoruz. Adım adım üstüne katarak ilerliyoruz. Sezona şanssız bir başlangıç yaptık ama bunu bir geçiş dönemi olarak değerlendirmeliyiz. Çalışmalarımızın karşılığını, sezon sonunda mutlaka alacağız. 02: Bu takım için iyi işler yapabilecek bir oyuncuyum. Fizik yapım sayesinde saha içinde yüzde yüzümle oynayabiliyorum. Hem savunma hem hücum yapan birisiyim ve böyle oyunculara her zaman ihtiyaç vardır. 03: Bütün dersleri çıkarıp, kafamızı kaldırıp Süper Lig’e ve Türkiye Kupası’na odaklanacağız. Taraftarlarımızdan ricam; Avrupa’dan elenmiş olmamıza rağmen, bize her zaman destek olmaları. Bu takıma çok güveniyorum. İyi bir takım olacağız. Saha içinde her şeyi yapıp şampiyon olacağız. 04: Benim gerçek anlamda idolüm; Brezilyalı fenomen Ronaldo idi ve sonraki dönemde Ronaldinho’yu beğenerek izliyordum. 05: Monoca’da 2. Ligi gördüm, 1. Ligi gördüm. Ligi şampiyon tamamladık; o duyguyu tattım, hem de Paris Saint Germain gibi saygı duyduğum bir kulübün önünde lider tamamladık. Kolay değildi. 06: Kafamın bir köşesinde her zaman taraftarlar için futbol oynama yani futbolu gerçekten yaşayanların gözünün önünde futbol oynama düşüncesi vardı. Türkiye milli takımının maçlarını izlerken de ağlayan taraftarlar gördüm ve ben de böyle bir ülkenin liginde oynayayım ki taraftarların bu tutkusunu sonuna kadar hissedeyim istedim. Fenerbahçe, gerçekten üst düzeyde ve büyük bir kulüp. Ayrıca maçlarını izlediğim bir kulüptü. Böyle büyük bir kulüpte oynamak ve taraftarlarla birlikte bu heyecanı tatmak istedim. 07: Fenerbahçe tarihinin en çok gol atmış futbolcusu şu anki teknik direktörümüz. Bir golcü olması da, kale önünde neler yapacağımız konusunda bize çok yardım edeceği anlamına gelir. Bu konularda da bazı düzeltmeler yapıyor. Daha fazla gol nasıl atılır? Muhakkak bunun için ondan öğreneceğimiz çok şey var. 08: Kanat oyuncuları olarak birbirimizi iyi anlıyoruz. Neler yapacağımızı ezberler duruma gelmeye başladık. Rakiplerden daha etkili olmaya çalışıyoruz. Bazen son vuruşlarda istediğimiz etkinliği gösteremedik ama çalışmalarımızla bunu da geride bırakacağız. 09: Türkçe öğrenmeyi çok istiyorum, zor olacak ama öğrenebilmek için her şeyi yapacağım. İnsanlara yakın olmayı seviyorum. 10: Kazanmayı seven biriyim. Mücadeleci ve rekabetçiyim. İşimi en iyi şekilde yapmaya çalışıyorum. 11: Açıkçası buraya geldiğimde Fenerbahçe’nin bu kadar branşta mücadele eden bir kulüp olduğunu bilmiyordum. Böylesine büyük bir kulübün parçası olmaktan dolayı büyük gurur duyuyorum. Basketbolu takip ediyorum ve neler yapıldığını biliyorum. Evde vakit buldukça FBTV’yi izliyorum ve diğer şubelerin neler yaptığını görüyorum. Kazanılan başarılar beni de gururlandırıyor. Hedefimiz; bu kulübe olabildiğince fazla kupalar kazandırmak. 12: Hedefimiz Dünya Kupası’nda yer alabilmek. Tüm Faslıların rüyası bu! 1998’ten beri Fas Dünya Kupası’nda yer alamadı. Ben de tüm kalbimle orada olmak istiyorum. Maksimumuzu yapacağız. 13: En çok kullandığın mobil uygulama: WhatsApp. Resmi sosyal medya hesapların: Facebook. En sevdiğin PS oyun: FIFA. En çok oynadığın AppStore oyun: Impossible. En sevdiğin yemek: Makarna. En sevdiğin şarkı, şarkıcılar: Drake. Çok şarkı var. En sevdiğin giyim markası: adidas En sevdiğin tv programı: “Sır Hikayesi” diye bir program var. Herkesin sırrı var, diğerleri onu bulmaya çalışıyor. En sevdiğin dizi: Prison Break. En sevdiğin kitap/dergi: Fenerbahçe Dergisi. İlgilendiğin diğer spor branşları: Tenis, masa tenisi ve bilardo. 14: Nabil Dirar, her boş vaktini eşi Hind ve 3 kızı Layana (6), Alina (3) ve Mayla (1.5) ile birlikte geçiriyor. (Röportaj: Şafak Neyişci – Fotoğraflar: Semih Bahadır - Çeviri: Deniz Sarıtaç) • Henüz U14’deyken; top toplayıcı olarak saha kenarındaydı. Şimdilerde ise Aykut Hoca’dan çok iyi notlar toplayan bir futbolcu. Oğuz Kağan Güçtekin’i “Profil” sayfamıza konuk ettik. -İlk kez bir statta seyrettiğin futbol maçı hangisiydi? İlk kez Fenerbahçe Stadı’nda Gençlerbirliği maçı seyretmiştim. Küçüktüm. İzmir’de oturuyorduk. Babam ve amcamla İzmir’den maç için gelmiştik. -İlk aldığın forma neydi ve kime imzalattın? İlk aldığım forma yine aynı gün Stada geldiğimizde Fenerium’dan aldığımız Pierre van Hooijdonk formasıydı. Sonrasında imzalatma fırsatım olmadı. Hooijdonk hatta o maçta gol atmıştı ve maç 1-1 bitmişti. -Nasıl ve neden futbolcu olmaya karar verdin? Futbolu oldum olası çok sevdim. Babam da eskiden futbol oynamış ama şartlar gereği futbolcu olamamış. Benim üstümde durdu. 6 yaşında beni İzmirspor futbol okuluna yazdırdı. Oradaki hocalar da babama yetenekli olduğumu söylemişler. Sonrası, benim için de tabii ki büyük zevk oldu. İstanbul’a gelince de, geleceğimi bu yönde oluşturmak için kendimden emin olmaya başladım. -Ön libero olmadan önce hangi mevkilerde oynadın? İlk mevkii sağ bekti. Sonra stoper oynadım. Fenerbahçe’ye ilk geldiğimde ise forvet arkasına aldılar. U13’den itibaren de ön libero oynuyorum. -Fenerbahçe altyapısında yetişmiş genç bir oyuncu olarak; bugün burada olmanla ilgili kimlere teşekkür ediyorsun? Altyapıda her yaş grubundaki tüm hocalarıma teşekkür ederim. Hasan Kemal Özdemir, Müjdat Yetkiner, Şenol Çorlu, Erhan Şahin, İlhan Şer, Engin Kabaş, Furkan Şükürcü… -Süper Lig seviyesi doğrultusunda zayıf ve güçlü yanların neler? Mücadeleci bir oyuncuyum ve onların mücadelelerine de ayak uydururum. Tabii ki daha fazla güçlenmem gerekiyor. Bu da zamanla olacak. -Türk futbol ortamının olumlu/olumsuz yanları sana göre nelerdir? Türkiye’de taraftar ve medya baskısı, bence Avrupa’ya kıyasla çok daha fazla. Türkiye’de oynayan ve bu ligi tercih eden futbolcular da, bu baskıları kaldırmak zorunda. Olumlu – olumsuz şeklinde etiketlemek yerine, işin doğasının bu olduğunu kabullenmek gerekiyor diyelim… Genel olarak altyapıya daha fazla önem verilmeli diye düşünüyorum. Fenerbahçe bu konuda istisna çünkü; yurt çapındaki spor okulları ve Altyapı Koordinasyon Merkezimizle sadece futbolda değil, 9 branşta çocuk ve gençleri yetiştiren, eğiten bir spor kulübüdür. Bunun başlıca örneklerinden biri de benim. -Takımda en çok destek gördüğün futbolcu kimler? Mehmet Topal, Salih Uçan ve Ozan Tufan. -Aykut Kocaman; ….. Noktaları doldur lütfen. Aykut Kocaman; biz gençlerin en büyük şansıdır. -Fenerbahçe’deki ve kariyerindeki en üst hedefin nedir? Küçüklüğümden beri en büyük hedefim; Fenerbahçe’de takım kaptanlığı yapmak. Kariyerimdeki en büyük hedefim ise; Premier League’de top koşturmak. -Hangi takımlarda? Manchester City veya Everton. -İdolün var mı? Tek idolüm var. O da; Emre Belözoğlu. -Yabancı Lig’de beğendiğin bir mevkidaşın? Kariyerini sonlandırdı ama Xabi Alonso. -Hayatının en güzel anı nedir? Kardeşim Güney’in doğduğu gün! Şimdi 3 yaşında. Ablam da var. -Hayatında sana rehberlik eden “söz” nedir? “Profesyonel düşün; amatör ruhla oyna” -En sevdiğin yolculuk hangisiydi? A Takım’la Graz seyahatim. Heyecanlıydım. -Futboldan başka ilgi duyduğun alanlar nelerdir? Go-Kart. -En çok kullandığın mobil uygulama ve oyun nelerdir? Instagram (oguzkagan6). Oyun oynamam. (Röportaj: Şafak Neyişci – Fotoğraflar: Semih Bahadır) • Tilbe Şenyürek: “110 yıllık bir camianın parçası olmak beni heyecanlandırıyor” Dergimizin bu ayki konuğu; kadın basketbol takımımızın Botaş Spor Kulübü’nden kadrosuna kattığı Tilbe Şenyürek oldu. Yeni sezon hazırlıkları tüm hızıyla devam ederken bir fırsatını bulup Milli basketbolcumuzla Ülker Stadyumu Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi’nde yani “Mabette” bir araya geldik. Öyle biri vardı ki karşımızda; renkli, güler yüzlü, sempatik ve zeki olduğu kadar da hırslı! Adana’da doğup büyüyen, şimdiye kadar da Adana’da basketbol kariyerini sürdüren oyuncumuza merak ettiğimiz her şeyi sorduk ve samimi cevaplar aldık. Tilbe Şenyürek’in basketbol hikâyesini, Adana günlerini, dövme sevdasını, renkli kişiliğini ve daha fazlasını sizler için sayfalarımıza taşımaya çalıştık. Röportajdan derlediğimiz dipnotlar ve spotlar şöyle: 01: Böylesine büyük bir camiada olmak mutluluk verici. Antrenmana çıktığım an çok heyecanlıydım. Ben buraya elimden gelenin en iyisini yapmaya geldim. Şampiyonluklar ve kupalar kazanmak istiyorum. Fenerbahçe, her zaman zirve mücadelesinin içinde olur. Bunu da biliyorum. Bu doğrultuda çalışıp, benden isteneni vereceğim. 02: İstanbul çok büyük bir şehir. Bu anlamda Adana ile İstanbul’u kıyaslamak yanlış olur. Zorlanma noktasında ise tabii yeni bir başlangıç yaptım ve bir takım şeyler de zamanla daha iyi olacaktır. Örneğin; adaptasyon sürecini atlattım. Ben büyük bir camiaya geldiğimin farkındayım. Çok köklü bir kulübün parçasıyım. Takımdaki hava da çok güzel. Bu nedenle çok mutluyum. 03: Çok heyecanlıyım ve Fenerbahçe forması giyeceğim ilk günü sabırsızlıkla bekliyorum. Salonumuzdaki atmosfere daha önce şahit olmuştum. Burası çok özel bir mekân. Fenerbahçe taraftarı her maça geliyor, takımı yalnız bırakmıyor. Bu formaya, bu armaya, bu camiaya ve taraftarımıza layık olmaya çalışacağım. 04: “En büyük hayallerimden biri de A Milli Kadın Basketbol Takımının formasını giymekti” diyen Tilbe, bu hayalini 2014 yılındaki Dünya Şampiyonası’nda Mozambik ile oynanan maçta forma giyerek gerçekleştirmiş oldu. 05: Dövme konusunda oldukça hassas olan Milli sporcumuzun hal-i hazırda bekleyen bir dövme arşivi bulunuyor. Hatta kolunda “Till the end” yazılı dövmesi bulunan basketbolcumuzun ileride oluşturacağı markasının ismi de hazır! (Röportaj: Atilla Sertbakan / Fotoğraflar: Ahmet Hopyar) • İzzet Ünver: “Kendimi voleybola adadım” Yetenekli bir çocuk olarak scout ekiplerinin dikkatini çeken ve Fenerbahçeli komşusu sayesinde Dereağzı’nın yolunu tutan İzzet Ünver, Fenerbahçe altyapısında gösterdiği başarılı performansla A takıma kadar yükseldi. Bu seviyede aldığı süreleri en iyi şekilde değerlendiren genç oyuncu, daha fazla forma giymek için geçen sezon Maliye Piyango’ya transfer oldu. Gösterdiği başarılı performansla tekrardan Veljko Basic’in çalıştırdığı Fenerbahçe Erkek Voleybol Takımımıza dahil edilen milli smaçör, şimdiden sezona hazır. Çalışkan ve hırslı yapısıyla dikkat çeken 25 yaşındaki İzzet Ünver ile sezon öncesi bir araya geldik ve keyifli bir röportaja imza attık. Röportajdan derlediğimiz dipnotlar ve spotlar şöyle: 01: Tekrardan Fenerbahçe ailesinin bir parçası olduğum için çok mutluyum. Geçen seneyi elimden geldiği kadar iyi değerlendirmeye çalıştım. Fenerbahçe’ye yeniden dönüş benim hedefimdi. Umarım; hem benim için hem de takımımın için hayırlısı olur. 02: Takımımızın temel altısı korundu ve eksik noktalara transferler yapıldı. Yabancı kalitesi de bir tık daha yükseldi. Gerçek anlamda güzel bir arkadaş grubu takımı oluşturduğumuzu düşünüyorum. 03: Sezona Halkbank ile oynayacağımız Süper Kupa finali ile başlayacağız. Sezona kupayla başlamak istiyoruz. Bu seneki temel amacımız her zamanki gibi tüm kulvarlarda şampiyonluk. (Röportaj: İbrahim Kaya / Fotoğraflar: Ahmet Hopyar) • “Ne mutlu ki; bu büyüklüğü çok küçük yaşta fark ettik” Dergimizin bu ayki sayısında siz değerli okurlarımızla buluşturmak istediğimiz Genç Yeteneklerimiz; Yıldız Voleybol Takımımızın pasörü Hilal Kocakara ile liberosu Gülce Güçtekin oldu. Dereağzı Lefter Küçükandonyadis Tesislerimizde bir araya geldiğimiz başarılı sporcularımızla şampiyon oldukları 18 Yaş Altı Kızlar Balkan Şampiyonası’ndan üçüncü bitirdikleri geçen sezonu, hedeflerini ve hayallerini konuştuk. Röportajdan derlediğimiz dipnotlar ve spotlar şöyle: 01: Hilal Kocakara: Biz U16’yız ama U18 takımlarıyla oynadık. Rakiplerimizi domine etmeyi başardık ve Karadağ, Arnavutluk, Makedonya ve son olarak da ev sahibi Kosova’yı puan vermeden geçerek ikinci kez şampiyonluğa ulaştık. 02: Gülce Güçtekin: Burada şöyle bir ortam var; A Takım oyuncularıyla neredeyse iç içeyiz ve inanıp çalışırsak neler elde edebileceğimizi sürekli görebiliyoruz. Bu müthiş bir imkan. O yüzden burada olduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum. 03: Hilal-Gülce: En iyisi Fenerbahçe! Ailemiz de böyle düşünüyordu ki, Fenerbahçe bünyesinde spor yapmamıza imkan sağladılar. Bize ne mutlu ki bu büyüklüğü çok küçük yaşta fark ettik ve bu yolun yolcusu, emekçisi olduk (Röportaj: Burak Soyer - Fotoğraflar: Ahmet Hopyar) • Yrd. Doç. Dr. Sedat Hayran ile VIP Konuk’ta bu ay; Dr. Erol Mütercimler: “Tüm kulüplerin feneriyiz” (Fotoğraflar: Ahmet Hopyar – Burak Saltık) • Yazarlarımız İlker Üçer (Fenerbahçe Doğuş yeni sezona hazırlanıyor), Baki Aydın (Dünya Şampiyonaları’nda Fenerbahçeliler 6 – Kürek), Gürdoğan Yurtsever (Atletizmde tarihi başarı) ve Sibel’in Sahası (Hatırla Fenerli) Fenerbahçe gündemiyle alakalı özel yazılarıyla sizlerle buluşuyorlar. • Bu ay 12 Numara’da konuk Yusuf Ziya Şerifoğlu; Bir Milyondan Biriyim’de konuk Sema Yula. • Fenerbahçe Spor Okulları, Fenerbahçe Koleji, Fenerium, Fenercell, FenerNET etkinlikleri ve tüm duyurular derginizde. • Ağustos ayında Fenerbahçe Dergisi üyesi olan Fenerbahçelilerin isim listesi ve VIP üyelerimize ait özel fotoğraflar… Siz de koleksiyon niteliğindeki bu özel sayfalarda yer almak isterseniz, tek yapmanız gereken 0 216 975 1907 no’lu Çağrı Merkezi’ni aramak.