KULÜP

Efsanemiz Can Bartu’nun heykeli açıldı

29 Haziran 2021 Salı 18:23

Efsanemiz Can Bartu’nun heykelinin açılışı Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda yapıldı.

Açılış törenine Başkanımız Ali Y. Koç, Yüksek Divan Kurulu Başkanımız Vefa Küçük, Yönetim Kurulu Üyelerimiz, Can Bartu’nun eşi Güler Bartu ve kızı Gülfer Arığ, Bartu’nun yakın arkadaşı Uğur Bozyiğit, eski futbolcularımızdan Alpaslan Eratlı, heykeltraş Aşan Akın, Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı ve taraftarlarımız katıldı.

Törende ilk konuşmayı Can Bartu’nun eşi Güler Bartu yaptı. Güler Bartu, Can Bartu’nun yokluğunda YDK Başkanımız Vefa Küçük, Başkanımız Ali Y. Koç, Yönetim Kurulu Üyelerimiz ve taraftarlarımız tarafından yalnız bırakılmadıkları için teşekkürlerini iletti. Güler Bartu, Başkanımız Ali Y. Koç’un efsanemizin heykelinin yapılması için uğraşlarının kendisi için çok büyük bir değer taşıdığını ifade etti. Daha sonra kürsüye gelen Can Bartu’nun kızı Gülfer Arığ ise konuşmasında Can Bartu’nun Fenerbahçe bu kadar özdeşleşmesine rağmen rakip kulüpler tarafından da sevgi ve saygıyla karşılanmasının spor dünyasına örnek alacak bir özellik olduğunu ifade etti.

Can Bartu’nun yakın arkadaşı Uğur Bozyiğit de törende efsanemizle yaşadığı anıları ve Bartu’nun yardımsever kişiliğini anlattı.

1907 Fenerbahçe Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Aygen, konuşmasında “Fenerbahçemizin 114 yıllık tarihi birçok değerli isme, efsanemize tanıklık etse de bugün bir araya gelmemize vesile olan, anısını yaşatacağımız Can Bartu’nun yeri Türk spor tarihinde kimsenin yanına yaklaşamayacağı rekorlarla, örnek kişiliğiyle çevrilidir. Bugün burada taraflı tarafsız herkesin büyük sevgisini ve saygısını kazanmış, sahada, parkede izlerken herkesin hayranlıkla izlediği efsanemiz Can Bartu’nun heykeli açılırken duyduğum heyecanı sizlere tarif etmem imkansız. 1907 Derneği olarak bu projede yer almaktan dolayı duyduğumuz gururu bilmenizi isteriz. Bu gurura bizi ortak eden Sayın Başkanımız Ali Koç’a, Yönetim Kurulu Üyelerine teşekkür eder, yeni dönemde kendilerine en içten başarılar dilerim. Sevgi ve saygılarımla.” dedi.

Yönetim Kurulu eski üyemiz Sevil Zeynep Becan ise şöyle konuştu: Sayın Kadıköylüler, sevgili Fenerbahçeliler, Sayın Belediye Başkanımız sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Hoş geldiniz. Can Bartu vefatının daha ayı çıkmadan ay sonunda yapılan Yüksek Divan Kurulunda Başkanımız Sayın Ali Koç bir heykelden bahsetmişti ve hemen akabinde renktaşlarımız heykeltıraşlarımızdan bana çeşitli öneriler yağdı. Bütün bu önerileri masaya yatırdık ve şu karara vardık ki şu bulunduğumuz adada 2 Fenerbahçe değerimizin heykelinin bulunduğu adada aynı üslupla aynı heykeltıraşa biz bu işi verelim. Sayın heykeltıraş Aşan Akın’a gittiğimizde o da çok büyük bir heyecan duydu bizler gibi. Sürece başladık. Nasıl başladık derseniz öncelikle Can Bartu’nun sevgili eşi Güler Bartu’yu, yakın arkadaşlarını, birlikte spor yaptığı takımdaşlarını Aşan Bey’le bir araya getirdik ve Aşan Bey en ince detaylarına kadar Can Bartu’nun kimliği, kişiliği, karakteri resimler eşliğiyle, bu arada resimleri de kızı sevgili Gülfer’den aldığımızı söyleyelim çünkü onların hepsine çok ihtiyacımız vardı. Süreci böyle başlattık. Şunu da itiraf edeyim, sevgili heykeltıraşımız Aşan Akın da çok fazla araştırma yaptı. O kadar çok bilgi sahibiydi ki biz bunun nasıl heykele yansıyacağını açıkçası bekler olduk. Karşımıza eskizler daha sonrasında da maket çıktığında gördük ki hep birlikte karar verdik ki heykelimizi hemen hemen hepsi fevkalade güzel bir şekilde yansımış. Burada şunu da söylemek lazım, özellikle Can Bartu gibi efsaneleşmiş çok farklı bir karakter, benzersiz bir yapı, böyle bir sporcu kimliğin, kişiliğin bronz bütününe yansıması, şekillenmesi hiç de kolay bir iş değil. Heykeltıraşımızı buradan tekrar tebrik etmek, kutlamak istiyorum. Maketimiz bittikten sonra Yönetim Kurulunun da onayıyla heykelleşmeye geçtiğimizde hızlıca hareket ederek aslında birinci vefat yıldönümüne yetiştirmeye çalıştık. Aslında heykelimiz hazırdı ancak pandemi nedeniyle ziyarete açamadık. İkinci seneye erteledik, onda da aynı nedenden açamadık. Bugün açıyoruz ve bundan sonra da ziyaretçilerimizi heykelimizi görmeye bekliyoruz.

Burada özellikle söylemek istediğim bir nokta daha var. 60 yaşın altındaki kişiler, Fenerbahçeliler, sporseverler Can Bartu’yu sahada izlememiş olabilirler. Onun o zamanki toprak sahalarda toz toprak altında nasıl mücadele verdiğini, neler yarattığını izlememiş olabilirler. Onun kimliğini, kişiliğini, kibarlığını ve şıklığını görmemiş, bilmiyor olabilirler. Bunun ötesinde de uluslararası arenada da İtalya gibi bir yerde futbolunu başarıyla sürdürüp orada da neden Sinyor lakabını aldığını yaşamamış olabilirler. Ben eminim ki buraya geldiklerinde ve bu heykeli gördüklerinde bunu çok iyi anlayacaklar. Bundan eminim. Aslında bunu gelecek nesillere de söylemek istiyorum. Tam sporculuk nedir, bunu bu heykel üzerinde görüp araştırabilirler.

Bir şey daha söylemek istiyorum. Aslında Fenerbahçe taraftarı ve Fenerbahçe sporcusu da bir Can Bartu’dur, Sinyor’dur. Çünkü bu taraftar, dik durmayı, güçlü olmayı, ne yapılırsa yapılsın, hangi süreçler gelirse gelsin ki 3 Temmuz sürecini hatırlayalım ve her tarafın toz duman olduğu anlarda bile, duman, gaz altında kalsa bile nasıl dik ve güçlü durduğunu ve formamızı üzerine giydiği zaman ne kadar da şık olduğunu çok iyi biliyoruz. İşte bizim taraftarımız ve sporcumuz bundan Can Bartu’dur, Sinyor’dur. Efsaneler ölmez. Fenerbahçe Kulübü, kulübe hizmet eden hiç kimseyi unutmaz, unutturmaz. Yaşa Fenerbahçe.
” dedi.

Kadıköy Belediye Başkanı Şerdil Dara Odabaşı, “Sayın Divan Kurulu Başkanım Vefa Küçük, Sayın Kulüp Başkanım Ali Koç, tüm Fenerbahçeliler, Kadıköylüler, hepiniz hoş geldiniz. Can Bartu’nun sevgili eşi, kızı sizi de Kadıköylüler adına saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Kadıköy değerleriyle var olan bir kent. Bizi kıymetli kılan Kadıköy’ün bütün bu değerleri. Bugün burada olmaktan ziyadesiyle mutluyum. Zira Can Bartu da Kadıköy’ün değerlerinden bir tanesi. İzin verirseniz kısa bir anektot anlatmak istiyorum. Fenerbahçe’nin 2 Ekim 1968 yılında Dolmabahçe’de Manchester City maçında Fenerbahçe ilk yarıyı 1-0 mağlup kapatıyor. Macar teknik direktör ikinci yarı başlarken Can Bartu’yu oyundan çıkarmak istiyor. Fakat başta Ogün Altıparmak ve diğer futbolcular Macar hocanın bu kararına karşı çıkıyorlar. Hatta bu anıyı aktaranların anlattığına göre soyunma odasında bir ihtilal yaşanıyor. Ve Macar hoca bu baskıya dayanamayarak ikinci yarıya aynı kadroyla çıkıyor. Can Bartu yine oyundadır. Maç 2-1 Fenerbahçe’nin galibiyetiyle son buluyor. Son golün pasını da Can Bartu veriyor. Arkadaşları Can Bartu’ya sahip çıkıyor. En önemlisi de Can Bartu o arkadaşlarını mahcup etmiyor. Bu, en güzel özelliğidir Can Bartu’nun. Sevdiklerini mahcup etmedi Sinyor. Ona inananları mahcup etmedi Sinyor. Fenerbahçe’yi mahcup etmedi Sinyor, Kadıköy’ü mahcup etmedi Sinyor, Türkiye’yi mahcup etmedi Sinyor. Futbolun en iyi öykücüsü, Kadıköy’ün Can ağabeyi, Can Bartu’nun güzel anısı önünde saygıyla eğiliyorum. Böyle bir değerin değerleriyle var olan Kadıköy’de yaşatılmasını sağlayan Fenerbahçe Kulübü’ne, değerli Başkanına, 1907 Fenerbahçe Derneği’ne, yönetimine ve büyük Fenerbahçe camiasına çok teşekkür ediyorum.” diye konuştu.

Yüksek Divan Kurulu Başkanımız Vefa Küçük, Bugün Sinyor Bartu’yu heykelini açmak üzere bir kere daha yaad edeceğiz. Başta Can Bartu’ya, Can Bartu’dan önce ve sonra vefat eden futbolcularımıza ve sporcularımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Fenerbahçe vefalı bir kulüptür. Değerlerini unutmaz. Ama değerlerini yaşarken de unutmamak gerekir. İllaki öldükten sonra yapılan anıtlar, heykeller tabi ki değerlidir ama hayatta yaşarken o kişinin bunu görmesi hissetmesi ayrıca değerlidir. Can Bartu heykelinin hazır hale getirilmesi için Sayın Ali Koç’a ve Yönetim Kurulu üyelerine ve özellikle Sevil Becan’a katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Fenerbahçe’de heykeller hiçbir zaman sökülmez ama büstler yeri geldiği zaman kaldırılır. Benim büstüm Kadıköy’de kulüp binasına yaptırmış ve hediye edilmiş 1996 yılında hediye eden bir kişi olarak iki sene sonra büstüm kaldırıldı. Fenerbahçe vefalıdır ama yeri geldiği zaman da onu yönetenlere de zaman zaman vefasızlık yapılır. Bu vesileyle kendimle ilgili bir üzüntümü de fırsat bulup ifade etmek istiyorum. Bu heykelin hazırlanmasında emeği geçenlere ve heykeli yapan değerli heykeltraşımıza sevgi ve saygılarımı sunuyorum. Can Bartu gibiler hiçbir zaman unutulmayacak. Yaşarken de öldükten sonra da unutmayacağız.” dedi.

Ardından kürsüye gelen Başkanımız Ali Y. Koç,Şerdil Başkanım sizle yeterince sık sık beraber olamıyoruz, katıldığınız için sağ olun. Sayın Başkanın dediği gibi Kadıköy’ün en önemli markası Fenerbahçe’dir. Fenerbahçe ile Kadıköy özleşmiştir. Dolayısıyla beraber daha fazla işler yapmamız lazım.

Sayın Vefa Küçük, Güler hanım, Gülfer hanım, Yönetim Kurulu üyelerim, kurullarımızı temsil eden arkadaşlarımız burada. Alpaslan Eratlı gibi efsaneler burada. Onun da önünde saygıyla eğiliyorum. Hepinize bu önemli anı bizimle paylaşmaya geldiğiniz için ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Dünya’da öyle insanlar vardır ki, bilmek istersiniz, tanımak istersiniz. Keşke bu Türkiye vatandaşı olsaydı dersiniz. Veya ne biliyim, keşke bizim şirketimizde böyle bir adam olsaydı dersiniz veya keşke bizim kulübümüz keşke bizim taraftarımız olsa dersiniz. Dünya’da öyle insanlar vardır ki, özel bir misyonla gelmişlerdir. Allah’ın çok özel yaratıp dünyaya özel görevlerle vazifelerle gelmiş insanlar vardır. Bahsettiğimiz Can Bartu böyle bir insandır. Herkesin örnek aldığı, tanımak isteyeceği, kendi mensubu olmasını isteyeceği biri. Bugün burada demin de ifade edildiği gibi vefatının ikinci yılındaki ki o iki yıl ne hızlı geçti. Pek çok kez ertelenmiş heykelinin açılışını hep beraber gerçekleştireceğiz.

Çubukluya olan aşkı, Fenerbahçe sevdası. Gülfer çok güzel anlattı, anektodlarıyla tarihteki örnekleriyle; hem ne kadar özel bir sporcu olduğunu, kimseye nasip olmayacak olayları, birden çok olayı yaşadığını. Fenerbahçe söz konusu ise nasıl olduğunu anlattı. Örnek kişilik. Uğur beyin dediği gibi sabaha kadar konuşabiliriz. Asil duruş. Müthiş zeki. Futbolda ve basketbolda bu kadar iyi olması zaten zekası ile bağdaşıyor ama sadeec sportif açıdan zekası değil. Hayatın her alanındaki zekası. Beyfendiliği. Giyim kuşamı, stili, tarzı. Kendisine bakıyorsunuz, eski siyah beyaz fotoğraflarına orada güneş gibi parlayan farklı duran bir insan var. Gülüşü, duruşu, giyinişiyle. Hayata bakış açısı, hayatı yaşayış tarzı, hepimizin sevdiği lafını esirgemeyen gerektiği zaman da lafının tam oturtan dobra karakteri, kısacası bir insanın bir kişinin bir karakterin bir şahsiyetin temsil ettiği tüm değerler ve tabiki de çok az sporcuya nasip olacak eşsiz sportif başarılarıyla efsanemiz olmuş Fenerbahçeli Sinyor Can Bartu’dan bahsediyoruz.

Türk spor tarihinde böyle bir kariyeri olan böyle sembol olan kaç sporcu var. Bize göre hiç yok, çünkü eşi benzeri yok çünkü. Sırf bu sebeplerden dolayı ben ve benden önceki konuşmacıların anlattıklarından dolayı şükrediyoruz ki iyi ki Can Bartu Fenerbahçeli olmuş, iyi ki Fenerbahçe’nin evladı olmuş. İyi ki Fenerbahçe’nin yetiştirdiği bir sporcu olmuş. Vefatına kadar da hep Fenerbahçesini sevmiş, korumuş, sahiplenmiş.

Tabi ki her ölüm erkendir. Ama bu sözler özellikle efsanemiz için daha da geçerlidir. O bu dünyadan geldi geçti ama istesek de çok uğraşsak da silinmeyecek izler, konuşulacak çok kıymetli hikayeler bıraktı. Ona hayranlık duyan nesiller, onun adını taşıyan nesillere dönüştü. Biraz evvel de ifade edildiği gibi.

Fenerbahçe camiasında yönetici olduğum dönemler, son başkanlık dönemim o kadar çok o kadar sık karşılaşıyorum ki belli yaş aralığında gerek ismi Can Bartu veya Can, veya bir oğlu Can bir oğlu Bartu, o kadar çok aile ile karşılaşıyorum ki, aslında Can Bartu’nun gençlere anlatmak, defalarca anlatmak, onlara zihinlerinde görmedikleri bir insanı tecrübe etmedikleri birini yaşatmak ve onun özelliklerinin ne kadar özel olduğunu kafalarına kazımak bizlerin de vazifesi ve görevi diye düşünüyorum.

Düşünebiliyor musunuz, bir kişisiniz, iki isminiz var. Binlerce aile size olan sevgiden saygıdan hayranlıktan hayatta en sevdikleri evlatlarına isminizi veriyor. Nerede var bunun örnekleri.Görmek lazım.

Vefatından önce bir planımız vardı. Birkaç kere maça çağırmıştık, olmamıştı. Bir derbi maçı oynanacaktı, plan yaptık. 'Abi hep beraber maça gidelim, çok rahat gireceksin, çok rahat çıkacaksın. Bir şey olmaz merak etme. Bizlesin, sorun olmaz.' O da istemişti maça gitmeyi, maalesef beraber izleyemedik. Hatta ne kadar acıdır ki maçtan bir gün önce maçı izleyeceğimiz stat da cenaze töreni düzenlemek zorunda kaldık.

İfade edildiği gibi sabaha kadar konuşabiliriz. Kitaplar yazılabilir, belgeseller çekilebilir. Onun için ne yapabiliriz dedik, Sevil hanım çok güzel izah etti. Acımız taze iken konuştuk, Yönetim Kurulu’nda karar aldık. Biraz sonra sizlerle paylaşacağımız efsanemizin heykelini yapmak üzere yönetim kurulu kararımızı aldık. Can Bartu, ‘çubuklu için yapılanlar sonsuzlukta yankılanır’ sözünün tam karşılığıdır. Bunu çok kez de ifade etmek isterim. Aşan Bey’e çok teşekkür edenler oldu, ben de kendisine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Bu parktaki(Yoğurtçu Parkı) eserlerin hepsi kendisine ait. Bir işi ticari amaç olarak yapmak başkadır; bir işi aşkla, sevdayla gönülden yapmak bambaşkadır. Sizin yaptığınız da ikinci söylediğim gibi. İçinizden, aşkınızla yaptınız. 1907 Fenerbahçe Derneği, pek çok dönemde, pek çok sezonda, pek çok konuda olduğu gibi kulübünün yanında oldu. Zamanında başkanlığını yaptığımız derneğimize bir kez daha teşekkür ediyorum. Bu heykelin maliyet kısmında yine rol aldılar. E-spor konularını onlar yönetiyor, maliyetleri onlar karşılıyor. Engelli Basketbol Takımımız keza yine onlarda ve bu projede de rol aldılar. Şimdi de ben şahsen konuşmadım ama duyduğum kadarıyla Kadın Futbol Takımımızda da rol almak istiyorlar. Onlara da çok teşekkür ediyorum, sağ olsunlar, var olsunlar. En büyük teşekkürü de Sayın Sevil Zeynep Becan’a sunmak istiyorum. Ne kadar çok çalıştığını, ne kadar çok uğraştığını, ne kadar titizlikle yaklaştığını ve harcadığı mesaiyi o da aşkla, sevdayla tamamen bir gönül projesi olarak bu projenin hayata geçmesi için çok çok uğraştı. Son dakikaya kadar titizlikle çalıştı. Sevil Hanım size de tam bir Alman mükemmeliyetiyle yaptığınız katkılar için teşekkür ediyorum. Her maça gelişinizde, her buradan geçişinizde siz de eserinizle gurur duyacaksınız.

Güler Hanım ve Sevgili Gülfer, bu erken vedadan sonra sizlerle çok daha yakın olduk, beraber olduk, paylaştık, sevindik, üzüldük…Gülfer seninle daha çok konuştuk. Hakikaten ‘Can Bartu’nun eşi, kızı nasıl olsa?’ diye birbirlerine sorsalar, tarif etseler onun çok çok daha üstündeler Fenerbahçe söz konusuysa. Biz de göstermiş oldukları dostluk, yakınlık için bu projeyi yapmamıza müsaade ettikleri için ve gerçekleşmesindeki tüm katkıları için de teşekkür etmek istiyorum.

Evet, Can Ağabey nerede? Kimin yanında? Lefter Küçükandonyadis’in yanında.. Bu da kaderin bir cilvesi, tesadüfü..O efsanemizin kimi burada? Torunu Özlem burada. Ve onlar inşallah yeni sezona da eski günlerdeki gibi döneceğiz. Onlar sizleri buradan her maça uğurlayacaklar. Maçlara gelen taraftarlarımıza sesleniyorum: Buradan geçerken bir saygı duruşu her maç öncesi yapmanızı özellikle rica ediyorum, öneriyorum. Can Bartu’yu tanımak bir ayrıcalık, onun az önce ifade edildiği gibi özelliklere sahip kişiyi canlı görmek hakikaten bir ayrıcalık, bir şeref.. Gençlere nasip olmadı tabii ama nasip olan çok insan var. Bana da nasip oldu. En azından futbolculuktan sonraki dönemi nasip oldu. Futbolculuğu olmadı, keşke o da nasip olsaydı. Ama şanslıyız ki onu tanıyoruz, öyle diyelim. İnsanlık var oldukça efsaneler her zaman yaşarlar. Tabii ki efsanemiz Can Bartu da Lefter Küçükandonyadis de her zaman hafızalarımızda, kalbimizde, gönlümüzde yaşamaya devam edecek. Onlara ‘gözünüz arkada kalmasın’ diyorum. Bizler, taraftarlarımız, sarı lacivert renkler gönül vermiş herkes onu buradan geçerken veya bir maça giderken veya Fenerbahçe’yi düşünürken her zaman sevgiyle ve saygıyla unutmayacak anacaklardır. Bu formayı taşımış ve taşıyan binlere sporcu, çubukluya gönül vermiş milyonlarca taraftarımız sizi her zaman sevgi ve saygıyla hatırlayacak, anacaktır.

Futbolcularımıza sesleniyorum: artık bu her daim gururla taşınan forma ‘Sinyor’ tarafından sizlere emanet. Cenaze töreninde de Gülfer gerekli kelimeleri etmişti, artık bu formanın hakkını da vermenin zamanı geldi. Sizlere de buradan ufak mesajım olsun. Hepinizi sevgi ve saygıyla selamlıyorum. En kısa zamanda tribünlerde buluşmak üzere.


Fotoğraflar: Atilla Sertbakan, Ahmet Hopyar

Basın Fotoğrafları