KULÜP

Başkanımız Ali Y. Koç, 2022 yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantımızda önemli açıklamalar yaptı

17 Haziran 2023 Cumartesi 17:41

Başkanımız Ali Y. Koç, Kulübümüzün 2022 yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantısı'nda kürsüye çıktı ve gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu. Başkanımızın açıklamaları şu şekilde:
 
“Sayın Başkan, değerli kurulumuz, tüm ilgili kurulların mensupları, buraya gelmiş sevgili Fenerbahçe Kongre Üyeleri, bizleri televizyon izleyen tüm Fenerbahçelileri, büyüğümüz Sayın Tahsin Kaya’yı bizleri yalnız bırakmadığı içi sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
 
Cumartesi gününü, bir yaz gününü Fenerbahçe’nin menfaatleri için ayıran, burada bulunan, aslında 50 bin üyemizi temsil eden hatta daha da ötesi milyonlarca Fenerbahçe taraftarını temsil eden sizleri zahmet edip geldiğiniz ve burada eldivensiz bir şekilde şeffaf, net, sarih cümleler kurularak –hepsine katılmıyorum belki ama hepsini dinledim, not ettim- Fenerbahçe’nin geleceği ve menfaatleriyle ilgili duygu ve düşüncelerinizi paylaştığınız için hepinize teşekkür ediyorum. Bugünkü toplantıdan alınacak pek çok mesaj var. Verilecek de pek çok mesaj var ama önemli olan bizler sizin verdiğiniz mesajların yansımalarını nasıl alacağız, kulübümüzün geleceği ve çıkarları açısından nasıl kullanacağız asıl önemli olan odur. Bunların hepsine değinemeyeceğim, daha çok konuşmak isteyen de var. Onlardan da yararlanacağız. 30 kişi konuştu, 5-6 kişi ismini sildi, 40 küsür kişi daha konuşacak. Onları dinlemek için de sabırsızlanıyorum.
 
Hepimizin canı sıkkın. Hepimizin söyleyecek bir şeyi var. Şu an itibarıyla baktığımız zaman söylenen pek çok şeyin haklılık payı da çok yüksek. Büyük resimden baktığınız zaman biraz sonra paylaşacaklarını düşündüğünüz zaman burada bazı üyelerimiz de bu kürsüde bunları söylediler, büyük resimde aslında işin vahameti Fenerbahçe Yönetim Kurulu Başkanı ve Yönetim Kurulunun kimlerden oluştuğundan öte son 12-15 yılda Fenerbahçe’nin yaşadıklarını da göz önünde bulundurduğunuz zaman aslında bizlerin tekrar nelerle karşılaştığımızı ve bunları nasıl aşabileceğimizi de konuşmamızda fayda var.
 
‘YENSEN DE YENİLSEN DE SENİNLEYİZ FENERBAHÇE’ KÜLTÜRÜNDEN YETİŞMİŞ İNSANLAR OLARAK BUGÜN YAŞADIKLARIMIZI HEP BERABER SORGULAYALIM
 
Ben şahsen bu maddi konuların konuşulmasından rahatsızım. Erol Bey’e de serzenişte bulundum çünkü onlar benim bu konudaki fıtratımı biliyorlar. Sayın Metin Sipahioğlu eski yönetim kurulu üyemiz ve Fenerbahçe’nin menfaatleri için her zaman görüşü, yorumu olan, olumlu olumsuz her şeyi eldivensiz paylaşan bir arkadaşımızın yaptığı videodan sonra eski başkanımız da bu konulara değinmiş. Buna da değineceğim ama bunlar beni rahatsız ediyor. İşin mali tarafıyla ilgili konuşmasının son bölümünü Sayın Uğur Dündar’la bitiren arkadaşımız ‘tablo böyleyse mali konuların ne kıymeti var’ dedi. Yerden göğe kadar haklı. Ne dese haklı. Altın bulsanız, Samandıra’dan petrol fışkırsa, gökten para yağsa futbolda başarı olmadığı müddetçe hiçbir şeyin kıymetinin olmadığını biliyoruz, yaşıyoruz.  Eminim ben de sizin tarafınızda olsam bugünkü karşılaştığımız tabloyla benzer düşüncelerde olacağım aşikardır. Ancak hepimiz kendimizle yüzleşmeliyiz. ‘Pazara kadar değil, mezara kadar’, ‘Yensen de yenilsen de seninleyiz Fenerbahçe’ kültüründen yetişmiş insanlar olarak bugün yaşadıklarımızı hep beraber sorgulayalım. Bugün bu salonda yapalım.
 
Geçmişle karşılaştırmalar yapıyoruz. Gayet normal. Neyle karşılaştıracağız? Geçmişle karşılaştıracağız fakat bugünün geçmişten çok farklı olduğunu, bugünün Türkiye’sinin, bugünün konjonktürünün böyle olduğunu unutmamanızı rica ediyorum. Birkaç veri paylaşacağım, sonra ana konumuza, duymak istediklerinize gelmek istiyorum.
 
KUR FARKLARI
 
3 Haziran 2018 tarihinden bu yana yaşadığımız olumsuzlukları ve bu olumsuzluklara rağmen gemiyi hedefe yüzdürdüğümüzü her branşta şampiyon olamasak da en tepeyi hedeflediğimizi ve mücadele ettiğimizi de hatırlatmak istiyorum. 3 Haziran 2018, Euro 4,53. 17 Haziran 2023, %471 TL gerilemiş. TL’nin gerilemesi ne demek biliyor musunuz? Bizim satın alma gücümüzün gerilemesi demek. Bizim gelirimizin %100’ü TL, giderimizin %80’i kur. Biz göreve geldiğimiz zaman sporcu vergisi %15’ti. Sanki ekonomimiz iyi, Türk futbol endüstrisinin bütün kulüpleri finansal açıdan sağlıklı bir yapıda ama bizim her bir futbolcumuza veya belli bir seviyenin üzerinde maaş alan sporcularımıza verdiğimiz vergiler %15’ten 40’a çıkmıştır.
 
STOPAJ KONUSU
 
Stopaj. Sayın Aziz Yıldırım’ın da büyük katkısıyla çıkan, bizim ilk sene ciddi yararlandığımız, 70-80 milyon TL iade alıp bir nebze olsun diğer branşlarımıza cansuyu olmuş stopajımız 2020 yılında anlamsız bir şekilde kesildi ve şu an 1 ay evvel tekrar yürürlüğe girdi. Eskiden %100’ü 5 ila 7 gün içinde geri alıyorduk, şimdi %50’sini alacaksınız diğer %50’sine Spor Bakanlığı karar verecek deniliyor. Doğal olarak %100’ü garantileyemediğimiz için sadece Fenerbahçe değil tüm kulüpler imtina ediyorlar bu vergileri ödemekte.
 
KOMBİNE GELİRLERİ
 
En önemli gelir kaynaklarımızdan biri kombine. Burada da bazı arkadaşlar %300 zamlardan bahsediyorlar. Bu rakamlar nereden çıktı bilmiyorum. Yalnız bu alanda ne kadar gerilediğimizi de sizlere ifade edeceğim. %300 bir zam yoktur. Diğer kulüpler gibi tabii ki biz de zam yapmak durumundayız. 2017-18 sezonunda sattığımız en düşük kombine bedeli 312 dolardı. Geldiğimiz nokta itibarıyla sattığımız en düşük kombine bedeli 180 dolar. Ortalama kombinelere baktığımız zaman 907 dolara satarken bugün 531 dolar. En yüksek, yani 1907 Tribünü hariç stadımızdaki en yüksek kombine bedeli 5 sene evvel 2677 dolar iken bugün 1062 dolar seviyesine düşmüştür.
 
YAYIN GELİRLERİ VE İDDİA GELİRLERİ
 
En önemli gelirlerimizin başında gelen yayın gelirleri. 2017-18 sezonunda Kulübümüzün yayıncıdan TFF üzerinden aldığı rakam 41,5 milyon dolardır. O zaman 450 milyon dolar olan pay bugünlerde 115 milyonlara düşmüştür. Bizim aldığımız 41,5 milyon dolarken, bugün aldığımız bedeller 14 milyon dolar civarındadır. Bunun sportif başarıyla, hiçbir şeyle alakası yoktur. Bu TFF’nin bana göre ihaleye fesat karıştırdı diyebilecek seviyede yayıncı kuruluişa o veya bu nedenle –yayıncı kuruluşa da kızmıyorum, adamlar oturuyorlar pazarlık ediyorlar, her seferinde de istediklerini alıyorlar. Önce kur sabitleme, TL’ye dönme, covid indirimi vs. vs… 40 küsür milyon dolarlar alan Fenerbahçe bugün  12-14 milyon dolar civarlarında yayın geliri almaktadır. İddia gelirlerimiz. 2018 yılında pastanın binde 45’ini yani %4,5 alırken bugün bu rakam binde 4,5’dir, yani 10’da biridir.
 
MALZEME TEDARİKÇİSİ ANLAŞMASI
 
Biz geldiğimizde malzeme tedarikçimizle bir anlaşmamız vardı. Her sene 6 milyon dolar para alıyorduk satışlardan bağımsız, markayla çalışmaktan dolayı. Bizden hemen önce o anlaşma kaldırıldı çünkü Adidas firması Türkiye’de kâr edemediğini dolayısıyla ilişkiye devam etmek istemediğini söyledi. Yönetimimizde doğal ve haklı olarak bence, ‘O zaman bu yıllık ödenen parayı kaldırın, devam edin.’ dedi. 6 milyon dolar oradan gitti.
 
Doğuş Grubu’nu sevgi, saygı ve şükranla anıyorum. Hepimizin müteşekkir olduğu gruplardan biridir. Her sene 11 milyon Euro Erkek Basketbola sponsorluk olurken ekonomik şartlar nedeniyle biz gelmeden hemen önce anlayabileceğimiz sebeplerden dolayı o anlaşmaya devam edilememiştir.
 
STAT İSİM HAKKI
 
Stat isim hakkı. Beşiktaş’ın var, Galatasaray’ın var, Trabzonspor’un var. Bizim de var ama bizim aldığımız para yok. 2014 yılında yapılan 10 yıllık anlaşmada 90 milyon dolara Ülker Grubu’yla el sıkışılmış. Bir kez daha sevgi, saygı ve şükranla değinmek istiyorum. Her zaman Fenerbahçe’nin yanında olmuş bir grup. Murat Ülker’e ve grubuna teşekkür ediyorum. 90 milyon dolar. Yani her sene 9 milyon dolar Fenerbahçe’nin alması gerekirken o para kırdırıldı 72 milyon dolara. 26’sıyla borç ödendi, geri kalan 46 o sezon harcandı, hepsi bitti.
 
Bazılarınız, ‘Ne alaka, şampiyonluk gidiyor’ diyorsunuz ama geminin de bir şekilde yüzmesi lazım. Bunları da sizin bilmenizde fayda var. Bütün bunlara rağmen Euro bazında TL’ye döndüğümüz için ve doğru bazlı pozisyonlardan dolayı 612 milyon Euro bugün 386 milyon Euro’ya düşmüştür. Ve bugün bizim hala taşımamız da mümkün değildir. Bu borçların, yapılan yeniden yapılanmanın ödenmesi de söz konusu değildir.
 
Bunları da sizin bilmenizde fayda var. Ve bütün bunlara rağmen Euro bazında TL’ye döndüğümüz için ve doğru bazlı pozisyonlamalardan dolayı Erol Bey’in de ifade ettiği gibi 612 Milyon Euro bugün 386 Milyon Euro’ya düşmüştür. Bunu hala bizim taşımamız mümkün değildir. Bu borçların, yeniden yapılanmanın ödenmesi de söz konusu değildir. Biz ne yaptık? Biz, yeniden yapılandırmadan sonra ki 500 Milyon bütün kulüplere verildi, onun dışında hiçbir kuruş kredi almadan gemiyi yüzdürmeye çalışıyoruz. Bunu yaparken de her branşta tepeye oynamaya çalışıyoruz. TL bazında 3.2 Milyardan 7.7’ye çıktı. UEFA bile bunu anlamda güçlük çekiyor. Euro’da bu kadar büyük düşüş, %50’lere varan, öbür tarafta bu kadar büyük çıkış. Çünkü faiz devamlı işliyor. Bizim yarattığımız ekonomi kadar hatta biraz daha fazla her yıl faiz ödememiz var. Bunu ödemek söz konusu değil. Dolayısıyla bizim yaptığımız mevcut imkanlarımız çerçevesinde gemiyi yüzdürebilmek.
 
BEN TARAFTARIN İÇİNDE OLAN, SOSYAL MEDYADA NE KADAR HAKARET GÖRÜRSEM GÖREYİM, İŞLER NE KADAR GERGİN OLURSA OLSUN, YOK ALEYHTE TEZAHÜRAT OLACAK, YOK İSTİFA SÖYLENECEK DİYE MAÇ BİTENE KADAR, SAHADAN SON FUTBOLCUMUZ AYRILANA KADAR İÇERİ KAÇMAYAN, TARAFTARDAN UZAK OLMAYAN, SOKAĞA ÇIKTIĞIM ZAMAN DA TARAFTARIN İÇİNDE OLAN BİR İNSANIM
 
Bir arkadaşımız çıktı. Bugün en üzüldüğüm şey parmak sallama vs. gibi veya ‘yavuz yüzünüzü vs. taraftara gösteriyorsunuz, dışarıya gösteremiyorsunuz’ gibi külliyen katılmadığım bazı iddialar. Yok efendim Sevilla’da parmak sallamışım etmişim. 3 saniyelik, 10 saniyelik videolardan öncesini arkasını bilmeden bu yorumları yapmanız beni ziyadesiyle üzmüştür. Çünkü ben taraftarın içinde olan, sosyal medyada ne kadar hakaret görürsem göreyim, işler ne kadar gergin olursa olsun, yok aleyhte tezahürat olacak, yok istifa söylenecek diye maç bitene kadar, sahadan son futbolcumuz ayrılana kadar içeri kaçmayan, taraftardan uzak olmayan, sokağa çıktığım zaman da taraftarın içinde olan bir insanım. İki tane, üç tane olumsuz örneğiniz varsa yüzlerce, binlerce size olumlu örnek verebilirim. Ama tabii iyi haber, haber değildir, kötü haber haberdir. Dolayısıyla sosyal medyanın da pompalamasıyla sadece burada değil, pek çok konuda, birazdan geliriz, bundan sizlerin, bazı arkadaşların bu yorumları yapmasına sebebiyet vermektedir. Büyük resmin görülmesinde fayda olduğunu düşünüyorum.
 
Şimdi gelelim, futbola girmeden önce genel bir bakışa… Burada bana kızıyorsunuz ya, ‘Dişinizi bize gösteriyorsunuz’ mealinde ‘başkalarına göstermiyorsunuz’ diye, siz kime dişinizi gösteriyorsunuz Fenerbahçe menfaatleri çerçevesinde. Fenerbahçe’nin eski başkanları, eski yöneticileri, kamuoyunda söz sahibi, yer edinmiş, kanaat önderleri, gazeteciler birkaçı hariç zaten sesini çıkaran işinden oluyor, eski futbolcular ve sporcular…
 
İnşallah konuşmamın sonunda bu camianın en büyük rakibinin kendisi olduğunu, bu camiaya en büyük zarar verenin de kendimiz, bizler olduğunu bir şekilde kanaatine varırsınız.
 
Fenerbahçe Spor Kulübü, 6 sezon içinde 3 defa şampiyonluğu son maçta kaybetmiştir. İkisi de kendi stadımızda.. 2006 yılında oynanan Denizli maçı, kurgulanan maç ve kurgulanan lig, bugünün dünyasında nerede oynanırsa oynansın o maç bitirilmezdi. Dünyada bir takım söyleyin 6 senede şampiyonluğu 3 kere son maçta kaybetmiş. 3 Temmuz, dava evvel de söyledim, dünyada kaç kulüp var ki ülkesini, devletini, milletini hedef almış bir terör örgütü tarafından saldırılmış.
 
2012 Mayıs, yine son maç, şampiyonluk gidiyor. Maç öncesi, maç sonu Türkiye Cumhuriyeti devletinin kolluk güçleri Fenerbahçe taraftarını hedef alıyor. Daha maç başlamadan.. Biber gazı vs. hepsini biliyorsunuz.
 
4 NİSAN 2015 DÜNYA SPOR TARİHİNİN DİREKTEN DÖNDÜĞÜ BİR GÜNDÜR, SADECE TÜRKİYE’NİN DEĞİL
 
4 Nisan 2015, otobüsümüzün kurşunlanması. Dünya spor tarihinin direkten döndüğü bir gündür, sadece Türkiye’nin değil. Dünyada kaç kulüp bir deplasmanda havalimanına giderken ölümle burun buruna kalmıştır. Ama daha da ayıbı bunun bugüne kadar ortaya çıkarılmamasıdır. Allah bir daha Türkiye Futbol Federasyonu’na saldırı düzenlendiğini göstermesin ama ertesi gün yaka paça yakalandılar. Burada bu işi kimin yaptığı bütün dosyada var. Kaçının çıktınız bunun mücadelesini verdiniz, bir kadın avukat arkadaşımızın konuştuğu gibi? Niye devlet bu kadar rahat, bu konunun dibine inmeme konusunda? Çünkü Fenerbahçe camiasında reaksiyon yok. Faili meçhul olarak bu konunun kalması bizim ayıbımız değildir, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ayıbıdır. Son olarak yeni Kayserispor deplasmanında taraftar yasağı yedik. Hepiniz gördünüz neler olduğunu. Birkaç gün önce kendi stadımızda, stadımızın belli bölümünde… Kayserispor deplasmanı, ondan önceki maç yanılmıyorsam Kasımpaşa’ydı, stadımızda belli siyasi sloganlar atıldı, ertesi gün Beşiktaş maçında aynı şeyler yaşandı. Deplasman yasağı sadece Fenerbahçe’ye geldi. O konuyla ilgili görüşlerimi de sizlerle paylaşmıştım. Niye sadece Fenerbahçe’ye geldi? Niye Fenerbahçe, ‘Kayseri deplasmanına taraftar giderse ülke çapında kaos yaratılacak’ diye resmi evraka, mahkeme evraklarına girdi? Ne yaptık, ne yapabildik?
 
Stadımızın bedelsiz devri… Kendimizin yaptığı stadın bedelsiz devri! Niye başvurduk? Çünkü benzer şey başka kulüplere de yapılmıştı. Kendi yaptığımız stadın yılda 15 Milyon lira kira ödediğimiz, metrekaresi 385 liraya gelirken ana rakiplerimizden birinin stat kirası 3.3 Lirayken bu başvuruyu yaptığımız zaman cevap dahi alamadık!
 
28 Şampiyonluk başvurusu… Geldiğimiz günden beri üstünde çalışıyoruz. 6 Mart 2021’de başvurular yapılmış. O süre içinde 6 defa mektup, yeni dilekçe, toplantı talepleri… Aradan 2 sene 3 ay geçmiş. Biz sahaya 5 yıldızla çıkınca konu oluyor. O 5 yıldızla çıkmamızın sebebi kurallara isyan etmek değil, bu işin olumlu veya olumsuzca bir şekilde çözüme gitmemesine olan tepkimizdir.
 
Kenan Evren Lisesi… 11 Kasım 2002 yılında ilk protokol yapılıyor.  2009’da bir daha protokol yapılıyor. 3 okul, 1 spor salonu. 16 Temmuz 2003 yılında devletimizin, ilgili bakanlığımızın bizden talep ettiği şekilde devrediliyor. 7 sene yani 14 Ekim 2020 yılına kadar 12 Milyon dolar harcanmış olmasına rağmen okulumuzu anca devralabiliyoruz. Türkiye’nin ekonomik şartları çok daha iyiyken belki hemen o zaman alsaydık bugün bambaşka bir şey konuşuyor, olurduk.
 
NİYE BUNLAR HEP FENERBAHÇE’YE OLUYOR?
 
Niye bunlar hep Fenerbahçe’ye oluyor? Gelelim sahadaki hakem konularına. Sadece bizim dönem değil, bizden önce de. Niye futbolun paydaşlarının aylarca yıllarca konuştuğu unutamadığı fahiş hataların olduğu direkt müsabaka sonuçlarını sezon sonunda da şampiyonluklara etki ettiği hatalar neden Fenerbahçe lehine olmuyor. Aksine niye hep Fenerbahçe’nin aleyhine oluyor. Bunları düşünün. Bu ne Aziz Yıldırım, ne Ali Koç, ne de bundan sonra gelecek başkanlar…Fenerbahçeliler, düşünün. Siz bütün saydıklarımı bugünün yönetimine mal ediyorsanız o zaman diyecek bir şeyimyok. Bu hepimizi ilgilendiren konudur.  Buraya çıkan insanlar buna değinmişlerdir. Biz başarı istiyorsak, yönetimde YDK’da, teknik kadronun başında, takımda diğer branşlarda kim olursa olsun artık bizim silkelenip Fenerbahçe’nin haklarını hep beraber korumazsak koruyamayacağımıza vakıf olmalıyız. Bu görüşe de sonuna kadar saygı duyuyorum ve sizlerin camiamızın bazı kesimlerinin bir değişim arzusuna da kayıtsız şartsız kalmadık. Niye aday çıksın, kongreye gidelim dediğimi de anlatıyım size…
 
Sevgili Fenerbahçeliler,
 
Bu sene garip bir sene. Dünya Kupası arası oldu, arkasından Allah hiçbir ülkeye göstermesin deprem. Depremden dolayı ligler 4 hafta durdu. Arkasından seçimler. Maçlar, takvim…Bu yüzden aday çıkmayacağı ortamda Genel Kurula gitmek önümüzdeki sezonun bütün yapılanmasını ve planlamasını riske edecek bir durum olduğunu 3 yaşındaki çocuk bile anlar. Dolayısıyla sizlerin özellikle değişim isteyen arkadaşların özellikle sorması gereken , niye biri çıkmıyor?  Özellikle Fenerbahçe kötü gittiği zamanlarda mangalda kül bırakmayan, lokantalardan eğlenceli görüntüler veren sosyal medyada esip gürleyen arkadaşlarıma söylüyorum. Niye? Çıkartın bir aday.  Biz burada şahsım ve Yönetim Kurulu Üyelerimiz can siparhane, hatalarımız ve haksız olduğumuz noktalar da olsa, ağır başarısızlıklar da olsa iyi niyetimizle elimizden geleni yapmaya çalışırken bizim altımızı oyanlara çıkın aday olun biz de geri çekelim. Ne kadar acı biliyor musunuz? Fedakarlık yapıp, çalışıp, uğraşıp bu durumda olmak. Biz içimizde bulunduğumuz durumdan keyif mi alıyoruz. Zevk mi alıyoruz. Siz üzülüyorsunuz da  biz üzülmüyor muyuz. İsteyerek mi bu noktaya getiriyoruz.  Bilerek mi bunu yapıyoruz…
 
Bize yakışmayan durumdan dolayı hepinizden özür dileriz. O blokta eski kulüp çalışanın olması da son derece manidar. Tesadüfi bir durum değil. Arkadaşlar birbirimize sarılmamız lazım. Sizler ne yaptınız diye bakın dediğim zaman  onun altındaki mesaj sizler olmadan bu camia yıllardır süre gelen konuları aşamaz. Arada belki bir şampiyonluk, Türkiye Kupası gelir ama büyük resimde hiçbir şey değişmez. Bu terör örgütünün en büyük mağdurlarından biri biziz. Devletimiz Fenerbahçe’nin buradan gördüğü zararların telafisi için veya Futbol Federasyonu veya mahkemeler vs kılını kıpırdatmıyorlar. Bunları söylemeye çalışıyorum. Fenerbahçe ancak bir ve bütün olursa bazı şeyler harekete geçmeye başlar.
 
FUTBOL
 
Futbola dönelim. Futbol aklı süregeliyor. Bir şey yapınca futbol aklı yanlış deniliyor. Aynı şeyin tam tersini yapıyorsunuz yine futbol aklı yanlış deniliyor. Netice olmadığı zaman her şey söylenir. Biz de bunları saygıyla dinleyip, buradan aldığımız dersleri uygulanabilecekleri uygulamamız lazım. Bu sene takvimsel açıdan garip dedim. Fenerbahçe açısında da garip bir sene. Biz bu sene en büyük yatırımımızı dünya çapında bir hocaya yaptık. 2019 yılında bir Portekiz ziyaretimde kulüp adı vermeyeceğim onun başkanına bir hoca tavsiyesinde bulunmasını istemiştim. Ne istiyorsun, demişti? Hemen başarı mı, bir düzen kurup biraz daha sabredip sonra yıllarca işleyecek bir düzen mi kurmak istiyorsun? Dedim ki bize acil başarı lazım. Fenerbahçe şampiyonluğu en fazla 3-4 sene bekler. Acil başarı lazım. O zaman acil başarı için Jorge Jesus ismini vermişti. O zaman mümkün olmamıştı. Seneler sonra kısmetmiş, geldi. Geldiğinde kimse sorgulamadı. Herkes alkışladı. ‘Yönetimin yaptığı en iyi bu iş. Ders alınmış, öğrenilmiş, doğru işler yapılıyor’ dendi. Sahadaki üstün agresif bol gollü maçlar. ‘Bu sene’ dendi. Jorge Jesus’u kimse sorgulamadı. Şimdi herkes ‘gitsin’ diye mesajlar atıyor. Futbol aklı, futbol aklı diyorsunuz. 39 senede 20 şampiyonluk bilmem kaç ülkede neler başarmış. Güney Amerika’nın Şampiyonlar Ligi’ni kazanmış. Suudi Arabistan, Türkiye, Portekiz, Brezilya’da sayısız başarıya imza atmış. %90’nın üstünden kabul gördü. Bu adamdan yararlanmayacağız da kimden yararlanacağız. İmkanlarımız çerçevesinde o ve ilgili profesyonellerimizin istişaresi ile takım kurduk. Her şey güzel başladı.
 
56 resmi maç yapmışız. Şampiyonluk rakiplerimizden 17 maç fazla yapmışız.  38 galibiyet, 8 mağlubiyet, 10 beraberlik. 14 kez haftada iki maç yapmışız. UEFA’dan 107. sıradan, 58. sıraya çıkmışız.  UEFA’da ülkemiz 5 takımın topladığı puanlarla ki en fazla puanı Fenerbahçe topladı. 12. sıraya gelinmiş. Seneye Avrupa gidecek takım sayısı değişecek. Bu sene Türkiye’nin en kısır senesidir. Hep bir sonraki seneyi etkiliyor. Sevilla’yı salladık ama yıkamadık. Orada 2-0 mağlup olduk ama sonuç skoru yansıtmıyor. Belki biraz şansımız olsa biz 2-0 öne geçecektik. İstanbul’da ilk yarı perişan ettik, 1-0 önde tamamladık. İkinci yarı salladık ama eleyemedik. Sevilla tek yenilgisini bizden aldı ve gitti şampiyon oldu. Gruptan yenilgisiz birinci çıktık.  Ligde 36 maç, 25 galibiyet, 6 mağlubiyet, 5 beraberlik. Puan averajımız 2.22. 2013-14 son şampiyonluğunda puan averajımız 2.18’di. Son 10 yılın en iyi puan averajını tutturduk. 56 maçta 126 gol attık. Tüm maçlarda 2.25 gol averajı yakaladık. Ligde 87 gol attık, 2.42 gol averajı yakaladık. Puan averajımız bundan önce 5 sene içindeki tüm şampiyon takımlardan üstte. İstatistiklere bakıldığında hiçte fena sayılmayan ikincilikle biten lig ve Türkiye Kupası ile biten bir sezon yaşadık. Golcü, golcü denildi. Birkaç arkadaşımız da burada ‘Vedat’ın yerini dolduramadınız’ Vedat’a ilk 12 milyon Euro teklif geldiği zaman konuyu anlayan insanlara sordum.  ‘Aman aman hemen sat. Daha fazlası gelmez ’ dediler. 20’ye yakına sattık. Bu sene bile Lazio Şampiyonlar Ligi’ne kaldı diye bonusumuz var. İki golcümüz Valencia ve Batshuayi 62 gole katkı sağladılar. 53 gol, 9 asist. Ve hala ‘Fenerbahçe’nin golcüsü’ yok diyorsunuz.  Bu olumlu taraf. Olumsuz taraf ise akıl sır sarmıyor bu istatistiklerin üzerine derbi performansı. Kendi sahamızda küme düşme adayı kulüplere sezon içinde kendi sahamızda 9 puan, kendi sahamızda 7 puan. Ne garip maç varsa hep bizim sahamızda oluyor. Çok iyi futbolla başladık. Jesus geliyor diye havaya girdik. Şampiyon olacağız, dedik. Oynadığımız futbolla Dünya Kupası’na kadar, ‘tamam o sezon bizim sezon’ dedik. Erken şampiyonluk haberleri yapılmaya başlandı. Bir de bunun üzerine şampiyonluk hasreti, derbi performansı, kaybetmemiz gereken puanlar ve şampiyonluğu kazamamamızda madolyanın diğer olumsuz tarafı.   Normal şartlarda yıllarca özlem olmasa belki bu sene için bu kadar başarırız demeyebilirdik. Diğer branşlara girmiyorum bile. Sanki ayıp ettik Türkiye Kupası’nı kazanarak. Vizyonumuz tabii ki Türkiye Kupası değil. Başkaları küçümseyecek diye almasa mıydık. 10 senedir Türkiye Kupası alamamışız. Bunu küçümsemek futbolcuların emeğine haksızlık. Ana hedef bu değil.  Kıymeti harbiyesi gibi pozisyonlanması da bence hiç doğru değil.
 
ARDA’YI HER TAKIM İSTEMİŞ, BİZ GETİRMİŞİZ. PARLATMIŞ VE VİTRİNE KOYMUŞUZ. ONA ALKIŞ YOK DAHA NE OLACAĞI BELLİ OLMADAN BİR ARKADAŞ BİZİ YERDEN YERE VURUYOR
 
Yok hocası, golcüsü gitmiş. Arda’yı tutamamış. Arda’nın ne olacağı daha belli değil. Arda’yı her takım istemiş, biz getirmişiz. Parlatmış ve vitrine koymuşuz. Ona alkış yok daha ne olacağı belli olmadan bir arkadaş bizi yerden yere vuruyor. Enner Valencia’dan Allah razı olsun. Hem sahadaki performansı hem ailevi yaşantıları, ailesi, çoluğu çocuğu kalbimize yer edindiler. Fenerbahçe’de bir iz bıraktılar. Yeri geldi onu da yerden yere vurdular. Yok penaltıyı kaçırdı. Bu böyle bir şey. Çok dinamik bir hayat. Bir saniye iyisin, ertesi gün dünyanın en kötüsüsün. Ve her türlü kötülük, şanssızlık, uğursuzluk bize rastladı. ‘İsteyerek yaptınız’ dedi orada arkadaş.
 
CAMİAYI ÇOK İYİ BİLEN BİR TÜRK HOCAYLA ÇALIŞMANIN BİZİM İÇİN EN UYGUNU OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ
 
Hocayı merak ediyorsunuz herhalde. ‘Akıl yok, danışmıyorsunuz, her şeye kendiniz karar veriyorsunuz’ diyorsunuz. Kişilerle istişare ettik, danıştık, sorduk elimizi açmadan, kartımızı açmadan. Bir kısmı ‘16 senedir sadece Türk hocalar şampiyon oldu, Türk olsun’ diyor. Öbürü ‘Türkiye’de şu an bize göre kimse yok, yabancı olsun ama Türkiye’yi bilen yabancı olsun’ diyor. Geçen sene hocayı getirirken karşılaştırdığımız zaman bugün piyasada müsait olan dünya çapında geçen seneye göre çok daha fazla hoca var. Birkaçının ismini söyleyince temas kurduğumuz, ‘Aman aman, daha hoca araziyi tanıyana kadar, hakemleri anlayana kadar, medyaya alışana kadar 6 ay geçiyor sıfır kilometre yabancı hoca olmasın.’ Bu görüşe de saygı duyuyorum. Tüm bu görüşleri bir havuz içine atıp önceliklendirdiğimiz zaman şahsi düşüncem ve ilgili arkadaşların düşüncesi Türkiye’yi hiç bilmeyen, Türkiyte2de hiç çalışmamış, ismi, ne olursa olsun bir hocayla sezona başlamamızın çok büyü risk taşıdığına karar verdik. Diğer taraftan camiayı bilecek, camianın evladı olacak, Fenerbahçe’nin DNA’sını, her şeyini bilecek, Samandıra’ya o ruhu aşılayacak biri olsun düşüncesi de var. Baktığınız zaman Türkiye’yi iyi bilen yabancı hoca 3’ü geçmiyor. Türkiye Ligi’ni bilen, burada yıllarca hocalık yapmış, bize uyabilecek hoca dediğiniz zaman 4 bilemedin 5. 5 bile değil. Bir sürü isimlerle siz heyecanlandırılıyorsunuz olumsuz anlamda. Sosyal medyada tepkiler yağıyor. Camiayı bilen, hizmet etmiş, anlayan, o ruhu aşılayacak 2 hoca çıkıyor. Bizim bu sene tercihimiz Allah’ın izniyle isim olarak söylemiyorum. Anlaşma olmadan söylenemez. Dolayısıyla Allah’ın izniyle önümüzdeki sezon yönetim kurulunda oylamaya getirdiğimiz zaman camiayı çok iyi bilen bir Türk hocayla çalışmanın bizim için en uygunu olacağını düşünüyoruz.  Bu konuda kürsüye gelip görüş bildirenler oldu tek tük. Onun dışında bu konuya fazla değinilmedi. Hocamızın olmaması bir tenkit vesilesi olarak söylendi. Hocamız kim olacaksa olsun biz 7’den 70’e kenetlenmediğimiz takdirde, sizin desteğinizi alamadığımız takdirde ağzınızla kuş tutsanız kolay kolay başarı gelmeyecektir çünkü çok fazla dış etkenlerle mücadele etmek zorunda kalıyoruz. Bir arkadaşımız ‘Orada her şeyi siz yapacaksınız, her şeyi siz halledeceksiniz’ dedi. Diğer camialarda öyle mi oluyor bir bakın.
 
2024-25 SEZONUNA HER ANLAMDA HAZIR BİR YÖNETİM SEÇİLMESİ İÇİN BU BAŞKAN ADAY VE ADAYLARININ EN KISA ZAMANDA ORTAYA ÇIKIP BİZLERLE BERABER ÇALIŞMASINI ARZU VE TELİF EDİYORUZ
 
Seneye bir seçimimiz var, Olağan Genel Kurulumuz var. Şöyle bir öneriyi sunmak istiyorum. Kulübümüzün menfaatleri ve geleceği açısından aday olacak kim var ise sizlerden önemli ricam ve hepimizin menfaatine olacağını düşündüğüm bir konuyu dikkatinize getirmek istiyorum. Mümkün olan en kısa zamanda –ağustos, eylül, ekim- lütfen ortaya çıkın, 200 oyunuzu alın resmiyet kazansın. Ondan sonra kulübün içine girin. Bizim dönemimiz bitene kadar istediğiniz her konuda merak ettiğiniz, incelemek istediğiniz, anlamak istediğiniz, göreve geldiğiniz zaman çok daha hızlı koşabilmenizi sağlayacak bilgilerle, donanımlarla sonuna kadar sizin hizmetinizde olacağız. Sonuna kadar. Hiçbir şekilde darılma, küsme yok. Biz bir ekip olacağız. Kim aday çıkarsa haziran ayına kadar –tabii ki arzu ettikleri takdirde- bu kulübün en önemli paydaşları olarak her şeyimizi açacağımıza, onların en hazır şekilde seçime girmeleri için taahhüt verdiğimizi huzurlarınızda açıklamak istiyorum. Biz geldiğimiz zaman bırakın bilgi almayı, devir teslim bile yapamadık. Her şeyi sıfırdan öğrenmeye, anlamaya çalıştık. Tamam bu dönem çıkmadı. 10 ay var. Yeni sezon hazırlıklarını sekteye uğratabilir ama Fenerbahçe tarihinde olmayan bir şeyi size sunuyoruz, teklif ediyoruz. Lütfen karar verin, en kısa zamanda 200 imzaya ulaşın. ‘200 imza şartını niye koşuyorsunuz?’ diyenler olabilir. Adayım deyip hiç aday olmayan gerek bizde gerek başka kulüplerde o kadar çok aday gördük ki… Bunun da bir ciddiyetinin olması gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla 2024-25 sezonuna her anlamda hazır bir yönetim seçilmesi için bu başkan aday ve adaylarının en kısa zamanda ortaya çıkıp bizlerle beraber çalışmasını arzu ve telif ediyoruz. Bunu gelenek haline getirebilirsek çok daha sağlıklı bayrak devirleri olacak, çok daha fazla adayların çıktığı kongreler olacak. Metin Bey üstü kapalı olarak camiamızı ayıpladı, bu kadar az aday çıkması aslında demokrasiyi de zayıflatıyor.
 
BURAYA GELEN HERKES KENDİ İRADESİYLE GELMİŞ İNSANLARDIR. BİRİNİN GİDERLERİNİ KARŞILAYIP KONUŞTURMA YAPMIYORUZ. SOSYAL MEDYADA İNSANLARA PARA VERİP MESAJLAR ATTIRMIYORUZ. BİZİM FITRATIMIZDA YOK
 
Dolayısıyla şunu da bilin: Biz 5 bin kişinin aidatını ödüyoruz, Mali Genel Kurullara, seçimlere otobüslerle, uçaklarla aday taşıyoruz… Hiçbir şey yapmıyoruz. Buraya gelen herkes kendi iradesiyle gelmiş insanlardır. Birinin giderlerini karşılayıp konuşturma yapmıyoruz. Sosyal medyada insanlara para verip mesajlar attırmıyoruz. Basında örgütlü bir şekilde yapılara verilen paralara tenezzül etmiyoruz. Bizim fıtratımızda yok. Bu başarıyı getirse de Fenerbahçe’nin fıtratında yok. Fenerbahçe hiçbir şeyi kolay almaya alışmamıştır. Her şampiyonluğumuz, her başarımız hep zor olmuştur. Zorluklara rağmen Fenerbahçe şampiyon olmuştur. Bir tane Fenerbahçe şampiyonluğu gösterin hakem hatalarının konuşulduğu, hatırlandığı… Bir tane Fenerbahçe üyesi gösterin bizim zamanımızda veya öncesinde kurullarda Fenerbahçe için çalışmış, mücadele etmiş! Olması da yanlış. Evet, eksik olarak görüyorsunuz, haklısınız. Ne yazık ki malzeme böyle. Bu sene seçim güvenliği konuştuk. Bir seçimde güvenliğini konuşmak normal bir şey mi? Kurullara girelim hakkımız yenmesin, futbolda hak yenmesi normal bir şey mi? Ama malzeme böyle. Bu konuda da yeni oluşumda daha aktif olacağımızı size söylüyorum. Ama Fenerbahçe’nin geçmişinde hiçbir zaman leke sürülecek böyle bir şey yoktur. Bırakın aksine bizi güya Fenerbahçeli olarak orada olan insanlar birtanesi 18 sene bu kulübe yönetici olarak hizmet etti, Allah razı olsun ondan, çoğunluğu başkan vekili olarak. Çıktı ve ne dedi başkanken, ‘2011’den beri Türkiye’de şike yapılmamıştır’ dedi. Üstümüze alınmayacak mıyız? Bizi işaretliyor. Nasıl koruduk camiamızı? Koruyabildik mi? Eski başkanınız bu kişiyi korudu, sizin bundan haberini var mı? Gazetecileri topladı sahip çıkmak için. ‘Koruyalım Fenerbahçe’yi’ diyoruz, koruyalım da kendi adamlarımız bize en çok zararı veriyor. Dolayısıyla stadımıza gelmeden önce bu sene belki merak edenler vardır, şaşıranlar vardır, belki de bilmeyenler vardır. Bu sene yaz kampımızı Rusya’da yapacağız. Zenit takımının olduğu şehirde iki hafta turnuvaya katılacağız. Zenit ile olan ilişkiler nereden çıktı diyebilirsiniz, merak ediyor olabilirsiniz. Ben bu ilişkiye çok önem veriyorum.  Avrupa Kulüpler Birliği yönetim kurulunda Rus takımlarına yaptırım getirildiği zaman tek karşı çıkan kişi bendim. Hepimiz savaşa karşıyız. İki ülke, ikisi de bu ülkeye bu ülke için çok önemli. İkisi de bu ülkeye çok yakın; insanıyla, ticaretiyle, kültürüyle…her şeyiyle. Fakat aynı zamanda sporun, jeopolitik konulara karıştırılmasına da karşıyız. ‘Spor barış için kullanılmalıdır’ deriz. Hep 2018 Kış Olimpiyatları’ndaki örneği veririm. Kuzey Kore ve Güney Kore beraber buz hokeyi takımıyla çıktı. O yüzden biz Zenit ile hazırlık maçı yaptık. O yüzden kampımızı orada yapacağız. İnşallah da iki tarafa çok fayda sağlayacak uzun vadeli bir ilişkiyi tesis etmiş oluruz, her anlamda hem sportif hem de ekonomik anlamda…
 
FENERBAHÇE’NİN GÜCÜ NEDİR? YÖNETİMİN GETİRDİĞİ HOCA TAKIM DEĞİLDİR, FENERBAHÇE’NİN GÜCÜ TARAFTARIDIR, KONGRE ÜYESİDİR, ÜLKE ÇAPINA, AVRUPA’YA YAYILMIŞ FENERBAHÇE SEVDALILARDIR
 
Sevgili Fenerbahçeliler, bir rakibimiz 38 sene, bir rakibimiz 15, bir diğeri de 14 sene. Biz 10. seneye giriyoruz. Buna bir son verebilmemiz sadece yönetim hoca getirsin, akıl alsın, futbolcu getirsin, sahaya çıksın, hakemi de yensin, niye biz hakemi yenmek zorunda kalalım ya? O yüzden hepinizin desteğine ihtiyacımız var. Bu camianın, bu kulübün ihtiyacı var. Bütün tenkitleri, bazı katılmadıklarım da var Arda Güler, Enner Valencia gibi az önce ifade ettiğim, bütün tenkitler not edilmiştir. Faydalanacağımız konulardan faydalanacağımızdan adınız gibi emin olun, şüpheniz olmasın. Ama tekrar ediyorum, az önce de defalarca ifade edildi, kimi getirirseniz getirin Fenerbahçe’nin gücünü… Fenerbahçe’nin gücü nedir? Yönetimin getirdiği hoca takım değildir, Fenerbahçe’nin gücü taraftarıdır, kongre üyesidir, ülke çapına, Avrupa’ya yayılmış Fenerbahçe sevdalılardır. O yüzden sizlere de büyük iş düşmektedir. Dünyanın en kolay şeyi, tenkit edip çare olmamak, tenkit edip destek olmamaktır.
 
FENERBAHÇE KULÜBÜ, TARAFTARINDIR
 
Taraftarımıza birkaç söz söylemek istiyorum. Fenerbahçe Kulübü, taraftarındır. Yöneticiler, başkanlar yolcu; taraftar hancıdır. Bunu her zaman söylemişimdir. Bu hiçbir zaman da değişmeyecek bir gerçektir. Orada birçoğu ayrılmış ya da başka yere oturan arkadaşlar Fenerbahçe taraftarıdır, tabii ki Fenerbahçe taraftarıdır, kimin olacak başka Fenerbahçe? Ama Fenerbahçe taraftarına da soruyorum; bir taraftar olarak biz belki de çoluğumuz çocuğumuz eşimizden sonra canımızdan çok sevdiğimiz Fenerbahçemize yeterince sahip çıkabiliyor muyuz? Yeterince tribündeki oluşum, o itici gücü, eski alıştığımız güçte, etkide yapabiliyor mu? Ben, son yıllarda hiç bizim gençken öğretilen, anlatılan, kültür olarak oluşan yapıya yakın olduğumuzu düşünmüyorum. Sevilla maçına dönün, her şey iyi gidiyor, 1-0 öndeyiz. İkinci yarının başı sağlı sollu saldırıyoruz. Niye çakmak atarsın? Neye hizmet etmek için? Çakmak atıldı da elendik diye de savunmuyorum ama etkiledi. Dolayısıyla taraftarımız her şeyden önemlidir. Divan Kurulu Başkanından, Başkandan, Yönetim Kurulundan, kadrolardan önemlidir, çünkü güç sizsiniz. Fenerbahçe’ye rekabet avantajı olmamız gerekir, rekabet dezavantajı değil bu kudretli, kutsal taraftar yapısıyla, gücüyle. Dolayısıyla tekrar ediyorum, en çok size ihtiyacımız var. Mesajlarınızı saygıyla karşılıyorum. Sizin yerinizde ben olsam belki daha da fazlasını söylerdim. Samimi, gerçek, hiçbir beklenti olmadan, inandığı şekilde bu kulübün daha iyi olması için ifade edilen her görüş, her tenkit, her eleştiri, her öneri başımızın tacıdır. Onun için de size teşekkür ediyorum geldiğiniz ve bunu söylediğiniz için. Buraya bugün kaotik bir ortam yaratmak için gelenler de olduğu doğrudur. Çok küçük bir grup ama bunu bilin, bu yazıldı ve çizildi, bize de ifade edildi. Biz de takip ettik. Ne yapalım, onların tepki verme şekli böyleyse ama bize yakışmadı. Size de söylüyorum, lütfen aday ve adayları bulun. Defalarca söyledim, tekrar söylüyorum.
 
YENİ SEZONDA KOMBİNE STRATEJİMİZ DEĞİŞECEK, İKİ SEBEBİ VAR; BİRİ KARABORSA, BİRİ DE EKONOMİK NEDENLER!
 
Yeni sezonda kombine stratejimiz değişecek. Etraflıca Burak Bey anlattı. İki sebebi var. Biri karaborsa, biri de ekonomik nedenler! Biz, çok fazla kombine satıyoruz. Çok az günlük maç bileti satıyoruz. Dolayısıyla Fenerbahçelilerin de takımlarına ulaşma rakamları düşüyor. Bu yüzden bu sene dedik ki 25 bini geçmeyeceğiz. Yenilemeleri de anlattı Burak Bey. %300 vs. artışlar kesinlikle olmayacak. Bazı artışlar enflasyonun biraz altında, bazı artışlar biraz üstünde olacak. Ama tabii her kulüpte burada da artışlar olacaktır. Fakat bizim en gücümüze giden sizin gibi kongre üyesi veya kongre üyesi değil, samimi Fenerbahçe taraftarları maçı giremiyorlar. Yazı yazıyorlar ve diyorlar ki, ‘Maç günü stadın içindeki her tribünden yüzlerce, binlerce bilet internette satışa çıkıyor. Millet bu işten para kazanıyor, biz canımızdan çok sevdiğimiz kulübün maçlarına gidemiyoruz’ diye çok şikayet aldık. O yüzden belli önlemler aldık. Önümüzdeki sezon da çok daha fazla önlem alarak bunu minimize etmeyi, çok daha fazla Fenerbahçe taraftarını takımlarıyla kavuşturmayı, takımlarını desteklemeyi sağlamak istiyoruz. Bunu da anlayışla karşılayacağınızı ümit ediyorum. Geçen seneye göre aşağı yukarı 12-13 bin daha az kombine satacağız bu sene.
 
BİZ RAKİPLERLE, RAKİPLERİN UZANTILARIYLA, RAKİPLERİN ÖRGÜTLEDİĞİ İNSANLARLA, TFF’DE KÖSTEBEK OLMUŞ İNSANLARLA MÜCADELE EDERKEN NE YAZIK Kİ BİR DE KENDİ EFSANE BAŞKANIMIZLA MÜCADELE ETMEK ZORUNDA KALIYORUZ
 
Sayın Başkanımız Aziz Yıldırım, o bana Ali Koç diye hitap ediyor. Ben ona Sayın Başkanımız Aziz Yıldırım diye hitap edeceğim, etmeye de devam edeceğim. Bir kez daha bizleri şaşırtmadı. Yalnız biz rakiplerle, rakiplerin uzantılarıyla, rakiplerin örgütlediği insanlarla, TFF’de köstebek olmuş insanlarla mücadele ederken ne yazık ki bir de kendi efsane başkanımızla mücadele etmek zorunda kalıyoruz.
 
BIRAKIN, ŞU SEZONU FENERBAHÇE MENFAATLERİ İÇİN RAHAT GEÇİRELİM, ODAĞIMIZI, ENERJİMİZİ BURAYA VERELİM. BİZLERİ AŞAĞI ÇEKMEYE ÇALIŞMAYIN SAYIN AZİZ YILDIRIM
 
Geçen seneler olduğu gibi bu sene de yine iki arada bir derede kaldım. Bir sürü mail, telefon, mesaj geliyor ‘lütfen bu konuya değinme’ diye. Ondan çok da ‘Yeter artık, siz de bu kadar yumuşak davranmayın, gerekeni söyleyin’ vs. vs. Ben Sayın Aziz Yıldırım’la hayatımda bir kere yarıştım. O da malum olan 2018 seçimiydi. Onun dışında o veya yanındakilerle ilgili söylediğim her şey onlar fitili ateşledikten sonra söylenen şeylerdir. Burada artık onlardan ricam aday olarak çıkmadılar, kongre üyeliğine saygı gösterip burada görüşlerini paylaşmadılar, hep arkadan oynadılar. Onlardan ricam, bırakın şu sezonu Fenerbahçe menfaatleri için rahat geçirelim, odağımızı, enerjimizi buraya verelim. Bizleri aşağı çekmeye çalışmayın Sayın Aziz Yıldırım.
 
Size şunu söyleyeceğim. Sizi anlamakta güçlük çekiyorum çünkü bir dediğiniz diğerini tutmuyor. Size hiçbir zaman saygıda ve sevgide kusur edeceğimi sanmazdım. Saygıda yine de etmem. Ya ben sizi yanlış tanımışım ya siz hakikaten çok değişmişsiniz. Ben yönetimdeyken sizi böyle tanımıyordum. Ben de aldanmış olabilirim. Fenerbahçe Spor Kulübü için yaptığınız her şey için Allah sizden gani gani razı olsun. Çok çektiniz, çok uğraştınız. Ama çok şeyler de yapmaya çalıştınız yalnız son 5-6 senedir işin şirazesi kaydı. Hep bize öğretmediniz mi, muhaliflere kızmadınız mı, bir şey söyleyecekseniz gelin bu kürsüde söyleyin demediniz mi… Bize böyle öğretmediniz mi? Dedikodu yapmayın, dışarıda konuşmayın, gelin burada yüreğinizle mertçe konuşun demediniz mi? Bu sadece size mi geçerli değil? Siz neden buraya gelmiyorsunuz? Neden bize hitap etmiyorsunuz? Neden bize yol göstermiyorsunuz? Siz niye elimizden tutmuyorsunuz? Siz niye Nihat Özdemir gibilere ses çıkarmıyorsunuz? Niye? Siz, yönetici arkadaşlarınız, çalışanlarımız haksız yere 1 sene hapse atıldınız. Nedeni 1 sene içinde çıktı, mahkemelerde netleşti. Bırakın bu adama bir şey demeyi, kapısına gidip başkanlık teklif ettiniz yeni. Yazıktır, ayıptır bu camiaya. Hürriyet’te bir haber çıktı, inkar ettiniz. Doğru söylemiyorsunuz. Gittiniz. Ben biliyorum gittiğinizi. Ya bir şey yapın, arkasında durun veya yapmayın. Yapıp ‘yapmadım’ demeyin. Aynı geçen sefer olduğu gibi genel kurulda. Garip ve çirkin ama bir o kadar da iç dünyanızı yansıtan bir açıklama yaptınız. ‘Genel kurula geleceğim’ dediniz, gelemediniz. Bakın gelmediniz demiyorum, gelemediniz. Sonra Sayın Abdullah Kiğılı’nın sağlık durumunu mazeret göstererek ‘Bize yanlış yer verdiler, otopark vermediler, yürüyemez’ dediniz ve gelmediniz. Eminim Abdullah Bey’in sağlık sorunundan dolayı gelemem durumu olsaydı ‘Apo ben gidiyorum, sen dur’ deseniz Abdullah Bey sizi anlayışla karşılardı. Abdullah Bey’in burada bir videosu var, şimdi göstermeyeceğim, kendi birkaç gün evvel inkar etti, ‘böyle bir şey yok’ dedi. ‘Evet, zorluk çekiyordum ama gerekirse gelirdim’ dedi. Biz hangi Aziz Yıldırım’a inanalım.
 
ÇOK KEZ SİZE MEKTUP YAZDIM. CAN BARTU’NUN TÖRENİ, BİRSEL VARDARLI DEMİRMEN’İN JÜBİLESİ, GELDİĞİMİZDEKİ ERKEK BASKETBOL TAKIMIMIZIN ŞAMPİYONLUĞU… MEKTUPLARI AÇMADAN GERİ YOLLADINIZ. TELEFON MESAJLARINA DÖNMEDİNİZ. BİZ SİZE SAYGISIZLIK MI YAPTIK?
 
Artık bazı şeyleri sormanın vakti geldi çünkü bu camianın bekâsının bekçisi, koruyucusu, akil insanı, yol göstereni, meleği hatta ta kendisi Fenerbahçe’nin. Kendi söylediği için söylüyorum. Bir taraftan ‘Fenerbahçe halkındır’ diyor bir taraftan ‘Ben Fenerbahçe’yim’ diyor. Hangisi ona da karar veremedi. Artık sizle yüz yüze gelemiyoruz. Arada bir balıkçıda yollarımız kesişiyor. Bazı şeyleri soracağım artık. Çünkü siz sizin gibi düşünmeyenleri hainlikle suçladınız. Buraya gelip muhaliflik yapanları hainlikle suçladınız. ‘Bu kürsüde konuşulsun’ dediniz, kendiniz gelmediniz. Birer gün kala çok ağır ithamlar, çirkin ifadeler, garip söylemler, çelişkiler içinde, yine bu sene de yaptınız. Bu sene basın toplantısı olmadı, metin yazdınız. Dün bize haber geldi, eski bir yöneticiniz bize haber geleceğini düşünerek bize yakın birine sizin geleceğinizi söyledi. Niye gelmediniz? Burası düz ayak. Size ihtiyacımız var. Evet ihtiyacımız var. Çok kez size mektup yazdım. Can Bartu’nun töreni, Birsel Vardarlı Demirmen’in jübilesi, geldiğimizdeki Erkek Basketbol Takımımızın şampiyonluğu… Mektupları açmadan geri yolladınız. Telefon mesajlarına dönmediniz. Biz size saygısızlık mı yaptık? Bir de bunu söylediğim zaman arkadaşları bir şey diyorlar. Hayret etmemek mümkün değil. (Pantolonun kemerinden tutarak gösterir) Ben bunu her gün yapıyorum. Benim pantolonlarım böyle. Fenerbahçe Spor Kulübü’nde 20 yıl başkanlık yapmış biriyle dalga geçeceğim.  Söz konusu bile olamaz. Ama ona takmışlar. Bütün argümanları bitiyor, … ama o hareketi yapmamalıydı. Maçlarda da görün, yapıyorum. Bu kadar mı seviyemiz düştü?
 
YÖNETİCİLER KULÜBE KASA KOLAYLIĞI YAPAR, KULÜP YÖNETİCİLERE DEĞİL
 
Küçümsüyorsunuz Sayın Başkan. Herkes sponsorluk bulabilir tabii. Fenerbahçe’ye sponsor değil, bir forma alanı omzumuzda taşırız. Ama siz riyakârlık yapıyorsunuz Sayın Başkan. Size bir şey soracağım ve buna niye öğrenince önlem almadınız, niye hamle yapmadınız, niye olmamış gibi davrandınız? 4 yıldır bir şey söylüyorum. Yöneticiler kulübe kasa kolaylığı yapar, kulüp yöneticilere değil. Artık bunu açmanın zamanı geldi. Sayın Başkan, isim vermeyeceğim ama eminim size bu sorulur, siz de isim verirsiniz diğer yöneticileriniz zan altında kalmasın diye. Biliyorsunuz bir denetim yaptık. Enteresan şeyler çıktı. Çoğunu telaffuz dahi etmedik fakat bir tanesi çok ilginçti. Dönemin parasıyla iki tane 2 milyon TL’lik çek gördük. Çalışana yazılmış bir çek. O zamanın rakamlarıyla kur 4 falan derseniz daha iyi anlarsınız. Şaşırdık. Dibine indik. Hiç keşfetmek istemeyeceğimiz bir şey keşfettik. Güya bu iki çek bazı futbolcularımızın ödemelerini içeren çeklermiş. Ve bir yönetici bu çeklerin arkasını cirolayıp nakde çevirmiş –ve diyeceksiniz ki futbolcular buna nasıl müsaade etti- futbolculara da kendi ileri tarihli kendi şahsi çeklerini vermiş. Biz futbolculara sorduğumuz zaman, ‘Nasıl böyle bir şey yaparsınız?’ dediğimiz zaman ‘Finansal Fair Play, kulübün menfaatleri için böyle bir şey yapılması gerek denildi, onun için yaptık’ dediler. Sonra aynı yöneticinin hesabına Fenerium’dan fi tarihinde 500 bin TL yollandığını keşfettik. Şimdi ben soruyorum Sayın Başkan, Fenerbahçe sizin için bu kadar önemliyse ki öyledir, siz niye buna müsaade ettiniz? Hadi haberiniz yoktu sonra ne yaptınız? Neden bir şey yapmadınız? Yalnız bu bir. Daha bunların devamı var. Bir tane firma. 2017 yılındayız. Mart ve nisan arasında 4 ödemeyle 8.6 milyon dolar kulübümüze para vermiş. Sonra ne olduysa 106 gün sonra 9.6 milyon geri almış. Bunu yıllık faize vurduğunuz zaman dolar üzerinden %40’a geliyor. Aradım firmanın sahibini, ‘Bu ne?’ dedim. Firmanın sahibini söylemeyeceğim, bir teknoloji firması ama teknoloji firması mı, tefeci mi anlamadım. ‘Biz bazı girişimlere yatırım yapıyoruz, üniversite kuracağız dediler, verdik, sonra futbolculara ödendiğini görünce geri aldık.’ dedi. ‘Bu mudur olay?’ dedim. ‘Bu’ dedi. Enteresan bir operasyonun ürünü.
 
BU KULÜBÜN MALİ ÇIKARLARINI KORUMA, SAHİP OLMA KONUSUNDA LÜTFEN BİR ŞEY SÖYLEMEYİN ÇÜNKÜ İNANIN KENDİ İŞLERİMİZE, KENDİ AİLEMİZİN RIZKINA BU KADAR SAHİP ÇIKMIYORUZ
 
Biz sportif açıdan başarısız olabiliriz. Futbolda ne deseniz hakkınız var. Ama bu kulübün mali çıkarlarını koruma, sahip olma konusunda lütfen bir şey söylemeyin çünkü inanın kendi işlerimize, kendi ailemizin rızkına bu kadar sahip çıkmıyoruz. Her anda, her imkanda bizi ortaya atacaksınız, dalga geçeceksiniz, aşağılayacaksınız sonra ‘Fenerbahçe benim’ diyeceksiniz, yıllarca ağzınızdan çıkan lafları unutup, şuraya gelip iki konuşma yapmayı bizlere çok göreceksiniz. Yazıklar olsun size. Yazıklar olsun. ‘Kolay’ diyorsunuz, 2014-15 sezonunda göğüs sponsorumuz yoktu. 2017-18 sezonunda yine göğüs sponsorumuz yoktu. Sonra sezonun ikinci yarısı sağ olsun Finansal Fair Play’dan dolayı rica edilmiş, Acıbadem Grubu girdi, girdiği hızla da çıktı. Ne olduğunu da anlamadık. Tabii ki Fenerbahçe’nin gücüyle sponsor bulunur. Tabii ki bu hibe değildir. Ben bunların konuşulmasından da rahatsızım. Biz 1 liralık sponsor buluruz, siz 2 liralık bulursunuz, diğeri 3 liralık bulur. Bunlar hep desteklenmesi,  sahiplenilmesi gereken konulardır. Sanki burada da suç işliyormuş, ayıp ediyormuşuz gibi açıklamalar yapıyorsunuz.
 
ADAY OLUN. ADAY OLMAYACAKSANIZ GÜVENDİĞİNİZ, İNANDIĞINIZ BİRKAÇ KİŞİYİ ADAY OLMAYA İKNA EDİN, TELKİNDE BULUNUN
 
Ya aday olun ya da başımızdan çekilin. Adaletin kılıcı gibi hiç ortada olmayacaksınız ama her yerde ahkâm keseceksiniz, 3-5 tane hala sizi dinleyen gazetecileri yönlendireceksiniz. 5 yılda bir kere Fenerbahçe için iyi bir şey demediniz. Fenerbahçe menfaatleri için bir şey yapmadınız. Fener Ol’a katılmadınız. O yüzden düşün yakamızdan. Bırakın canınızdan çok sevdiğiniz Fenerbahçe için şu sezonu huzur içinde geçirelim, elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışalım. Tribünleri karıştırmaya, kurcalamaya vaktinizi harcamayın. Biz hayali düşman falan yaratmıyoruz Sayın Başkan. Tabii ki herkes size gelir, konuşur, fikir verir… Hiç problem değil. Siz bizim Fenerbahçe’ye 20 yıl canını vermiş başkanımızsınız. Hep de öyle kalacaksınız. Ama sizden başkaları da Fenerbahçe’ye başkan olabilir, bu göreve talip olabilir. İstediğimiz gibi gitmedi işler. Biz böyle mi olsun isterdik? Gelişimize bakın, geldiğimiz duruma bakın. Her şeyimizi sorgulayabilirsiniz ama niyetimizi sorgulayamazsınız. Sayın Başkan Fenerbahçe’ye destek olmak Ali Koç’a destek olmak demek değildir. Bu intikam işlerini bırakın. Kulübünüze sahip çıkabildiğiniz kadar sahip çıkın. Maddiden de önemli manevi. Kim öğretti size bir gün kala çıkıp ortalığı karıştıracak mesajlar atıp buraya adamlar yollamak… Kendiniz gelin. Getirin o yancılarınızı, sosyal medyada millete hakaret eden, küfür eden, tehdit eden. En küçük olumsuzlukta sosyal medyaya sarılan, mesaj atan, gol yediğimiz zaman tribünde sevinen… Onları da alın gelin. Mert olun. Ne yapacaksanız açıkça yapın ve lütfen aday olun. Önümüzdeki sene her şey sizin. Aday olun. Aday olmayacaksanız güvendiğiniz, inandığınız birkaç kişiyi aday olmaya ikna edin, telkinde bulunun ama şunu yapmayın; kapı kapı dolaşıp aday arayıp sonra bulamayıp sonra ‘Fıtratımızda yok 1 sene kala seçimlere gitmek’ demeyin çünkü tutarsızsınız.
 
20 YIL HER ŞEYİNİ FENERBAHÇE’YE VERMİŞ, BU UĞURDA BİN TÜRLÜ HAKSIZLIĞA UĞRAMIŞ, SAVAŞMIŞ BELKİ DE SAĞLIĞINI VERMİŞ BİR İNSANA YAKIŞIYOR MU ‘İRFAN CAN TRANSFERİYLE İLGİLİ SİZİ SPK’YA ŞİKAYET EDECEĞİM.’ DEMEK?
 
‘SPK’ya şikayet edeceğim’ dediniz İrfan Can transferiyle ilgili. Yakışıyor mu? 20 yıl her şeyini Fenerbahçe’ye vermiş, bu uğurda bin türlü haksızlığa uğramış, savaşmış belki de sağlığını vermiş bir insana yakışıyor mu ‘İrfan Can transferiyle ilgili sizi SPK’ya şikayet edeceğim.’ demek? ‘Seyirciyle göndereceğim.’ Benim için en ağırı ne biliyor musunuz? Fenerbahçe’ye en büyük darbeyi vurmaya çalışan bu örgütün sözcülüğünü yapan kaçak Hakan Şükür’ü referans alıp bu kişinin söylemlerini bize karşı kullandınız. Yazıklar olsun. Sayın Başkan, hayatta olan tüm başkanlarımız, hizmet etmiş yöneticilerimiz bu ülkede kanaat önderi olan, konuştuğu zaman sözü dinlenecek insanlara söylüyorum; lütfen Fenerbahçe’ye kol kanat gerin, destek olun. Kulübün size ihtiyacı var. Biz olalım, olmayalım. Kulübün yıllardır size ihtiyacı var. 4 Nisan başka bir camiaya olsaydı, 3 Temmuz başka bir camiaya olsaydı bugün neler yaşanırdı? Bir düşünün.
 
BAŞARISIZLIK VARSA Kİ FUTBOLDA VAR, BUNUN SORUMLUSU ALİ KOÇ VE YÖNETİM KURULUDUR. BUNUN İÇİN HEPİNİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM
 
Ben hepinizden şahsım ve yönetim kurulum adına özür diliyorum. Hoca şöyle yaptı, böyle yaptı falan değil. Başarısızlık varsa başkanın ve yönetimindir. Ben geçmiştekiler gibi ‘Ben mi gol atacağım?’, ‘Ben buradayken kapıdan giremez’ diye insanları suçlu gösterip başarısızlığı onlara mâl etmiyorum. Başarısızlık varsa ki futbolda var, diğer yalanlara hiç girmiyorum bunun sorumlusu Ali Koç ve yönetim kuruludur. Bunun için hepinizden özür diliyorum. Katıldığım, katılmadığım bütün görüşlere saygı duyuyorum. Zahmet edip kürsüye çıkıp görüşlerinizi Fenerbahçe’nin iyiliği için aktaran herkese teşekkür ediyorum. Bununla beraber büyük resmi daha iyi görebilen, bizim ne şartlarda futbolda başarı yakalamaya çalıştığımızı anlayan ve kayıtsız şartsız destek olan… Bir gün bu iş dönecek. İnşallah Metin Bey’in dediği gibi de bu kupa o kupa olur. ‘İyi ki bu kupayı almışız, bütün her şeyin terse döndüğü, o günden başlayan bir süreçle başarıların geldiği bir kupa’ deriz. İnşallah önümüzü açan önemli unsurlardan biri olur. Seneye seçim var. En önemlisi de bu bayrağı devralacak başkan adayının en kısa zamanda kararını verip 200 imza… Biz de yardım ederiz süreci hızlandırmak açısında bu imzaların toplanmasında. Kulübün içinde olacaksınız. Sorduğunuz her şey en şeffaf şekliyle gösterilecek. Eylül, ekim, bilemediniz kasım ayında çıkın ve 5 ay bu kulübün görevini devraldığınız zaman sprint adımlarıyla koşarak görevlerinizi yerine getirmeye çalışın. Bizler de her zaman sizlerin emrinde olacağız. Allah yolumuzu açık etsin, şansımız bol olsun. İnşallah şansımız da bir şekilde döner. Bir kez daha yaşattıklarımızdan dolayı özür diliyorum. Allah yolumuzu açık etsin, şansımız bol olsun.”

2022 yılı Olağan Mali Genel Kurul Toplantımızın son bölümünde tekrar kürsüye gelen Başkanımız Ali Y. Koç, “Samimi görüş, öneri, eleştiri veren herkese teşekkür ediyorum. Buradan alınacak çok dersler vardır ama şunu da söylemek istiyorum, bugüne Mali Genel Kurul kıvamında bir Mali Genel Kurul diyemeyiz. Ama aslında bazı şeylerin yansıması iyi oldu çünkü gerçekten Fenerbahçe’nin iyiliğini isteyen ve bunun için buraya gelip saatlerce bekleyen, konuşan insanların arasında başkaları biraz karıştı. İnanın 2800 kişiyle karşılaştırınca bir avuç insan toplum psikolojisini etkileyebiliyor. O yüzden diğer üstüne alınanlar varsa özür diliyorum kendimizi yanlış ifade ettiysek. Sizlerin görüşleri bizler için baş tacıdır. İnşallah Metin Bey’in de söylediği gibi aldığımız son kupa şeytanın bacağını kırdığımız kupa olur ve ileriye dönük olarak özellikle futbol için pek çok yeni başarının bir habercisi olur. Camiamızın gidişatı gidişat değil. Hepimizin silkelenmesi ve tekrar toparlanmamız lazım. Yıllardır devam eden bir unsur var. Bugün değinmedim ama ‘Ali Koç bir virüs soktu’ diyor. Seçim adaylığımı erken açıklamışım, ben açıkladığım için millet maça gitmemiş, millete maça gitmeyin diye telkinde bulunmuşum. Benim için en büyük hakaret budur. Ben aksini söylüyorum. En kısa zamanda adaylarımız adaylıklarını açıklasınlar, el ele, kol kola önümüzdeki sene yapılacak olan seçimli, genel kurula hep beraber güle oynaya gidelim ve bütün Türkiye’ye, camialara bir demokrasi dersi verelim, bunun nasıl bir bayrak yarışı olduğunu gösterelim. En sağlıklı seçimin nasıl yapılacağını, o aşamaya kadar adayların nasıl çalışacağını ve Fenerbahçe’den ne kadar faydalandığını tüm dünyaya gösterelim. Bunu yaparken de futboldaki başarı için hepimizin kenetlenmesi gerektiğine inanıyorum. Biz elimizden gelenin en iyisini tekrar yapacağız. Burada bir sürü konuda ahkâm kesiliyor. Ben de yönetici olmadan önce tenkit ederdim ama çitin bu tarafında işler hiç sandığınız gibi değil. Hocaya soruyorsun neden sordun oluyor. Hocaya sormadan yapıyorsun, Kent transferi, hoca olmadan nasıl transfer yapıyorsun. Eleştirmek çok kolay ama ben de sizin yerinizde olsam benzer endişeleri paylaşırdım. Çok aklıselim öneriler, görüşler oldu. Onlardan hep beraber yararlanacağımızdan hiç şüpheniz olmasın. Tüm babalarımızın Babalar Gününü kutluyorum. İnşallah üniversite sınavına giren kardeşlerimiz de güzel bir sınav süreci yaşamışlardır. Yarın saat 09.00’dan itibaren yeni sezon hazırlıklarımız başlayacaktır. Hepinizi sevgi ve saygıyla kucaklıyorum.” diyerek sözlerini tamamladı.