Fenerbahçe Beko Erkek Basketbol Takımımızın başarılı şutör gardı Marko Guduric, Fenerbahçe Televizyonu’nda yayınlanan ‘Günün Röportajı’ programının konuğu oldu.
Takımımızın özellikle EuroLeague’deki yükselen grafiği ile ilgili açıklamalarda bulunan Guduric, Fenerbahçe Beko’nun son topa kadar savaşan ve mücadele eden oyunculardan kurulu bir takım olduğunun da altını çizdi.
Takımımızın sahip olduğu kazanma alışkanlığına değerlendirerek sözlerine başlayan Marko Guduric, “Geleli yaklaşık 2 ay oldu. Çok mutluyum, şu an evimdeyim ve her zaman da bunu söylüyorum. Çok iyi oynuyoruz, kazanıyoruz ve aynı şekilde devam etmek istiyoruz.” dedi.
Geçtiğimiz yıl NBA takımlarından Memphis forması giyen Marko Guduric, o döneme ilişkin şu şekilde konuştu:
“Benim için çok inişli çıkışlı bir dönemdi. Çok farklı duygular ve anlar yaşadım ama çok güzel bir deneyimdi. Çok fazla şey öğrendiğimi de söyleyebilirim. Her basketbolcunun rüyasıdır oralara gidip oynayabilmek. Gerçekten benim için iyi bir deneyimdi.”
COVID-19 pandemisi nedeniyle parkelerden uzak kaldığı dönemde çok sıkı çalıştığını da dile getiren Guduric, “Yazın Sırbistan’da çok fazla çalıştım. Oradaki antrenörlerimle forma girmek için sıkı hazırlandım çünkü en son oynadığım maç Ocak 2020’deydi. Neredeyse 1 yıl oldu. Mega Basket takımına da çok teşekkür ederim çünkü onlarla çalışma fırsatı buldum. Özellikle de son iki hafta onlarla antrenmana çıktım ve bana çok yardımcı oldular. Geldiğimde hazırdım ama şu anda gerçekten hazırım ve kendimi formda ve iyi hissediyorum.” şeklinde konuştu.
NBA deneyiminin kendi gelişimi adına çok önemli olduğunu söyleyen Marko Guduric, “Orada (NBA) olabilmek genel anlamla çok iyi bir tecrübeydi. Takımların nasıl çalıştığını görüyorsunuz, antrenörün nasıl çalıştığını görüyorsunuz, nasıl hazırlandıklarına şahit oluyorsunuz aynı şekilde fizyoterapistlerin farklı uygulamalarını görüyorsunuz. Vücudumu daha iyi tanıma fırsatım oldu ve iyileşme süreçleriyle ilgili çok farklı şeyler öğrendim. Yeni egzersizler öğrendim ve burada da onları uygulamaya devam ediyorum. Madde madde anlatmak kolay değil ama genel deneyim olarak çok fazla şey kattığını söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı.
EuroLeague’de sezona kötü başlamış olmamıza rağmen oluşturulan takım kimyasıyla çok farklı bir seviyeye gelindiğini ifade eden yıldız basketbolcu, “O maçı (Zalgiris) izlemiştim. Hatta bir önceki Alba Berlin maçını da izlemiştim. Tabii ki çok iyi gözükmüyordu o dönem ama biliyordum ki bu takım hem eski oyuncularıyla hem de yeni isimlerle kaliteli bir takım. Ben gelip agresif olup daha iyi savunma yapmak istedim, liderlik katmak istedim. Ve hücuma da denge getirdiğime inanıyorum. O anda da kimyamız oluştu. Dediğim gibi bu takımda kalite vardı sadece kimyanın oluşması gerekiyordu. O da oldu.” şeklinde bir açıklama yaptı.
Başarılı oyuncu, Avrupa Ligi’nde üst üste 10 maç kazanmanın büyük bir başarı olduğunu şu şekilde özetledi:
“Aslında nasıl olduğunu ben de bilmiyorum ve nasıl oldu diye düşünüyorum. Fenerbahçe’nin EuroLeague’de her zaman başarı beklentisi vardır ama sezona kötü başlayınca hiç kimse böyle bir şey beklemiyordu. Ama şu an tam ters bir noktadayız. Play-off savaşındayız, yarışındayız hatta Final-Four bile düşünülmeye başlandı. Bırakın 10 maç üst üste kazanmayı EuroLeague’de 10 maç kazanmak bile kolay değil. O yüzden gerçek anlamda büyük bir başarı. Ben kendi açımdan agresif savunmayla katkıda bulunmaya çalışıyorum; konuşarak, liderlik yaparak, sayı üreterek ve önemli noktalara değinerek..”
Sırp basketbolcu, basketbolun iki önemli ismi Başantrenörümüz Igor Kokoskov ve eski Başantrenörümüz Zeljko Obradovic ile ilgiliyse şu şekilde bir değerlendirmede bulundu:
“Aslında birkaç cümleyle ikisini özetlemek, anlatmak ya da kıyaslamak. Basketbol açısından özellikle çok farklı yaklaşımlar var. Ama aynı zamanda basketbol aynı oyun olduğu için benzerlikler var. İkisi de işini çok iyi yapıyor, farklı yaklaşımlarla. Birçok başarısı var ikisinin de. Igor Kokoskov özellikle Avrupa Şampiyonu oldu, 20 senelik NBA tecrübesi var. Bence antrenörlerin kimyayı iyi kurması önemli, oyuncularla kimyası olması önemli ve tabii ki oyuncuların antrenörleri takip etmesi de bu işin önemli tarafı. Aynı şekilde de antrenörlerin oyuncuları takip edip o dengenin kurulması önemli.”
Sezon başında gerçekleştirilen transfer görüşmeleri hakkında da konuşan Guduric, “Burayı çok seviyorum ve burada olduğum için çok mutluyum. Burası benim evim ve Memphis’teki resmi açıklamayı bekliyordum. Olmazsa mutlaka Avrupa’da döneceğim ilk yer burasıdır benim için. Hem bildiğim yer hem de sevdiğim bir yer ve tabii ki büyük kulüp. Resmi açıklama yapıldıktan sonra da konuşmalar ve görüşmeler başladı. Ve buradayım.” dedi.
İstanbul’a duyduğu özlemi, “İstanbul’da insanları çok özledim. Düşünce yapısı ve kültürü de özledim. Birçok şey kendi kültürüme de benzediği için burayı özlediğimi söyleyebilirim.” sözleriyle dile getiren Marko Guduric, son ana kadar savaşan, mücadele eden bir takım olduklarını ise “Başantrenörümüz Igor Kokoskov her gün bize şunu söylüyor; hata yapsak da kötü günlerimiz de olabilir ama ne olursa olsun enerjimizin düşük olmaması lazım, mücadele etmeye devam etmeliyiz ve her şeyimizi vermemiz gerekiyor. O yüzden bu takımı çok seviyorum. Böyle bir mantalite olduğu için. Hücumda iyi olduğumuzu düşünüyorum. Ama gelişeceğimiz başka alanlar da var. Savunmada çok daha iyi olabiliriz çünkü savunmayla aslında şampiyonluklar kazanılabiliyor. Her gün bunun için çok sıkı çalışmamız gerekiyor. Hücumda iyiyiz, skor üretebiliyoruz ama savunmamız daha iyi olabilir.” şeklinde ifade etti.
Takım hakkında dışarıdan yapılan yorumların kendisini etkilemediğini söyleyen Guduric, “Kendi adıma bu yorumlardan etkilenmiyorum. Ben, kaybederken de bu takımın iyi bir takım olduğunu biliyordum. Ama 10 maç kazandık diye en iyi takım da değiliz. Maç maç ilerlememiz gerekiyor. EuroLeague çok zor bir organizasyon ve her maç zordur. O yüzden detaylara ve prensiplere uyup maç maç devam etmemiz lazım.” şeklinde kısa bir açıklama yaptı.
Mart ayındaki maç yoğunluğuna da değinen başarılı şutör gard, “Mart ayı için maç çılgınlığı diyebiliriz ama çoğumuz buna alışkınız. Bu EuroLeague’in önceki sezonlarından alışılagelmiş bir programı. Vücudumuza çok iyi bakmamız gerekiyor, tedavilerle, terapilerle. İlk maçımız Anadolu Efes’le ve bunu bir Final-Four finali gibi oynamamız gerekiyor. Hatta her maçı aynı şekilde oynamamız gerekiyor.” dedi.
Pandemi döneminde kurallara ve yapılması gerekenlere uyulması konusunda dikkat edilmesi gerektiğine de vurgu yapan Guduric, “Hepimizin yapması ve uyması gereken durumlar var. Kendi adıma korktuğumu söyleyemem ama ailem adına korkuyorum. Özellikle de yaşlılar için yani anneanneler, babaanneler ve anneler için. Fakat kabul etmemiz gereken bir durum, o yüzden korkmuyorum.” şeklinde konuştu.
Başarılı oyuncu Marko Guduric, sözlerini şu şekilde noktaladı:
“Bu sene tekrar taraftarların gelmesi oldukça zor gözüküyor. İnşallah önümüzdeki sezonun başı itibariyle taraftalar gelmeye başlar. Bizim için gerçekten çok önemliler, enerji veriyorlar. Geçen sezonlardan özellikle Türkiye Ligi maçlarına EuroLeague maçının üstüne çıktığımız için yorgun oluyoruz. O yorgunluğa rağmen onların bize verdiği destek inanılmaz enerji veriyor. Çok özlüyoruz, inşallah yakın zamanda kavuşuruz.”