SÖZDE ŞİKE DAVASI

Yöneticimiz Fethi Pekin ve kulüp avukatımız Erden Gürden, 3 Temmuz Kumpası’ndaki zararımızın tazmini için TFF’ye açtığımız dava ile ilgili açıklamalar yaptı

26 Ağustos 2021 Perşembe 13:50

Hukuk İşlerinden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz Fethi Pekin ile Kulübümüzün avukatlarından Erden Gürden, Kulübümüzün 3 Temmuz sürecinde yaşadıklarından dolayı Türkiye Futbol Federasyonu’na açtığı 250 Milyon TL’lik tazminat davasını ve davaya ilişkin tüm detayları Fenerbahçe TV’de yayınlanan ‘Gündem Özel’ programında anlattı.

Yöneticimiz Fethi Pekin ve kulüp avukatlarımızdan ve OGB avukatlık ortaklarından Erden Gürden’in yaptığı açıklamalar şu şekilde:

Fethi Pekin: Fenerbahçe’nin zararlarının tazminini talep ediyoruz ve bu bizim hakkımız!

İyi yayınlar diliyorum. Dediğiniz gibi 10 sene önce başlayan bir süreç. Bizim ülkemizde hukuk süreçleri uzun sürüyor, hepimizin bildiği gibi. Aynı zamanda orada bir yeniden yargılanma durumu söz konusu olduğu için daha da uzadı. Tabii ki bu Fenerbahçemizi, camiamızı üzen bir şey, bunun uzayıp durması.. Çünkü sizin de az önce ifade ettiği gibi iki tane mahkeme kararı var artık şu anda elimizde. Her ne kadar kesinleşmemiş olsalar da bir tanesi, Sayın Aziz Yıldırım, Yönetim Kurulu Üyelerimiz Sayın Şekip Mosturoğlu ve Sayın İlhan Ekşioğlu’nun beraat ettiği karar, 6 Kasım 2020; diğeri de 4 Haziran 2021’de Kumpas Davası’ndaki çıkan karar. Sizin dediğiniz gibi oradaki sanıklar yüzlerce yıllık cezalara çarptırıldılar ve daha önce de ifade ettiğim gibi oradaki gerekçeli kararı da bekliyoruz. Adli tatilden sonra en kısa zamanda çıkacağını tahmin ediyorum. Orada da daha detaylı göreceğiz zaten, belki bir daha misafiriniz oluruz, onunla da ilgili biraz daha bilgilendiririz tüm camiamızı.. Şimdi orada iki tane suç Fenerbahçe’nin özelinde çok önemli. Bunların bir tanesi ‘resmi evrakta sahtecilik’ ve zincirleme bir şekilde yapılmış olması; ikincisi de ‘iftira’ ki o da zincirleme bir şekilde. Yani sonuç itibariyle buradan anladığımız şu, herkesin bildiği ama artık mahkeme kararıyla da sabit olan bir beraat kararı var, ikincisi de Fenerbahçemize ‘kumpas’ kurulduğu,  ‘tuzak’ kurulduğu, bu delillerin sahte olduğu kararı var. Ben, Sayın Başkanımızın takdiriyle bundan 3 sene önce yönetime geldiğim andan itibaren bu davayı çok yakın bir şekilde takip ettim, ele aldım. Bir nevi bununla yattık bununla kalktık. İkinci dönem seçilmemizden sonra da aynı hızla, aynı konsantrasyonla, ciddiyetle bu süreci çok yakından takip etmeye devam ettim ve devam etmeyi de sürdüreceğim.

Biz, beraat kararından sonra zaten önceden yapılmış çalışmalar vardı. Yani bizden önceki yönetimin de yapmış olduğu çalışmalar vardı. Buradan Şekip Bey’e özellikle teşekkür ediyorum. Hem kendi dönemlerinde hem de bizim dönemimizde verdiği desteklerden ötürü, çalışmalarından ötürü teşekkürler. Kendisi değerli bir hukukçudur. Ve bunun neticesince biz de büyük bir avukat ordusu diyebilirim, yaklaşık 30 hukukçunun belki de biraz daha fazla hukukçunun görüşü, önerisi, doğrultusunda uzun bir çalışma yaptık. Bu hemen Kumpas Davası bittiği gibi düğmeye bastığımız bir şey değil. Kumpas Davası bittiği gibi kaleme almaya başladığımız doğrudur ama bütün hazırlıklarımız zaten vardı. Çok değerli hukuk profesörlerinden mütalaalar aldık. Yurt dışındaki hukukçulardan görüşler aldık. Kendi büromdaki dava ekibindeki arkadaşlarımız destek verdiler. Keza kulübümüzün hukuk departmanındaki avukatlarımız her daim destek oldular. OGB’nin avukatları Erden Bey başta olmak üzere diğer ortaklarıyla beraber ve bütün ekiple beraber canla, başla bu konuda kafa patlattık ve sağlam bir davamız olduğuna kanaat getirdik ve bildiğiniz gibi davamızı da açtık. Bu süreç başladı, davamızı Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açtık. Birazdan Erden detaylı bir şekilde konuya girer. Biraz önce tensip zaptının da bir örneğini aldım. Davamız başladı ve bu süreç devam edecek. Buradan herkes görecek ki zaten biliyoruz bunu Fenerbahçe’nin doğduğu zararlarının tazminini talep ediyoruz ve bu bizim hakkımız! Fenerbahçe’nin gördüğü zararlar özellikle manevi zararlar, manevi zararların bir şekilde telafi edilmesi mümkün değil. Başkanımız bizim hapis yattı, yöneticilerimiz hapis yattı ve bunun telafisi mümkün değil!  Hem de haksız yere, sahte delillerle hapis yatmış insanlar bunlar. Bunun telafisi olamaz. Keza camiamızın çektiği, 10 yıldır çektiği bu işkence, eziyet.. bunun da manevi telafisinin olabileceğini ben düşünmüyorum. Şahsen bir Fenerbahçeli olarak beni bu konuda kimse tatmin edemez. Ama hukuk içerisinde biz de elimizden ne gelirse ardına koymayacağız. İlk aşamada da Türkiye Futbol Federasyonu’nun 24 Ağustos 2011 yılındaki yönetim kurulu kararının, Fenerbahçe’yi men ettiği kararın üzerine biz de futbol federasyonunu muhatap alarak onlara tazminat davası açtık. Tazminat davamızı şimdilik  250 milyon TL olarak açtık, onun da detaylarına gireceğiz programın içinde. Fazlaya dair haklarımızı saklı tuttuk. Başka davalar da gündemimizde. Bütün stratejimizi buradan kamuoyuyla paylaşmamız bir hukukçu olarak doğru olmaz ama mümkün olduğunca bilgilendirecek şekilde camiamızla bu süreci ve merak edilen soruların cevaplarını vermeye gayret edeceğiz.


Erden Gürden: Biz, Fenerbahçe’nin bir kuruşunu bile kesinlikle bırakmayacağız

Mahkeme Fethi Bey’in de belirttiği gibi tensip zaptını oluşturdu. Öncelikle Fethi Bey’in bahsettiği gibi bu işin arkasında çok ciddi bir ekip var. Oldukça fazla sayıda hukukçuyla çalıştık, değerli akademisyenlerden görüş aldık, yurt dışındaki spor hukukçularıyla görüştük. Ve çok ciddi bir rapor ortaya çıktı. Bu rapor sonrasında yönetimimiz de davayı açmaya karar verdi. Ben öncelikle  bu süreçte bu zor bir dava ve açılması da, açması da kolay değil açıkçası. O yüzden bu kararın alınmasında kararlı duruş sergileyen Sayın Başkanımıza, Hukuktan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyelerimiz Fethi Bey’e ve Alper Bey’e özellikle teşekkürlerimi sunuyorum. Bize hiçbir zaman desteğini esirgemeyen hukuk ekibine aynı şekilde teşekkürlerimi sunuyorum. Çok ciddi hazırlandık, her yönüyle değerlendirdik ve hesaplarımızı da ona göre yaptık. En çok merak edilen hususlardan birine açıklık getirmek istiyorum; neden 250 Milyon? Biz, bunu hesaplarken birçok faktörü baz aldık ve fazlalığa ilişkin haklarımızı saklı tutarak açtık davamızı. Hukukta teknik tarafta ‘belirsiz alacak davası’ diye bir kavram var. İlk başta belirleyebildiğiniz kısmı açıyorsunuz, devamında artırmak üzere yargının hesaplamasına bırakıyorsunuz işi. Biz, zararların çok çok daha fazla olduğunu biliyoruz ve bunun farkındayız. Bu anlamda herkesin için rahat olsun. Eminim bu zarar çok çok fazla artacak ve biz, Fenerbahçe’nin bir kuruşunu bile kesinlikle bırakmayacağız. Ekibimiz çalışıyor bu konuyla ilgili. Biz ilk etapta sadece net olarak belirleyebildiğimiz rakamları yazdık. Kalemler; Avrupa maçlarına katılım bonusu gibi, maç performans bonusu gibi bir takım belirlenebilir kalemler vardı ilk başta ve onları belirledik, yazdık. Aslında kamuoyuna 250 Milyon TL olarak yansıdı bu konu ama biz Euro olanları, Euro olarak talep ettik. Yani 23 Milyon Euro olarak talep ettik. Tabii ki kur farkından kulübümüzün zarara uğramaması açısından… Yine bahis gelirleri, bilet gelirleri gibi gelirlerle ilgili olan kısımları TL olarak talep ettik. Bunu da 20 Milyon TL olarak başladık diyelim, arkası gelecek! Bu yargılama sırasında bilirkişi raporları alınır, rakamlar artar ve biz de istediğimiz an artırma hakkına sahibiz. O anlamda herkesin içi rahat olsun.

Erden Gürden: Şampiyonlar Ligi’nden men kararını veren kurum Türkiye Futbol Federasyonu’dur

Bunun dışında merak edilen birkaç konu daha var. İsterseniz ona da açıklık getirmek isterim. Tabii dava lanse edilince Fenerbahçe’yi temsil ettiğimiz için dışarıdan da sorular geliyor ve benzer sorular geliyor. Ben twitterda da takip ettim gündemi. Aynı zamanda etkileşimleri kulübümüz de takip ediyor ve bize bilgi veriyorlar. ‘Neden TFF’ye açtınız davayı?’ deniyor. TFF’ye açtık çünkü TFF bunun baş sorumlusu. Yani hukuksuz olan kararı yani Şampiyonlar Ligi’nden men kararını veren kurum, tüzel kişi; Türkiye Futbol Federasyonu’dur!  O yüzden biz doğrudan Türkiye Futbol Federasyonu’nu hedef alarak tazminat davamızı açtık. ‘Neden UEFA’ya açmadınız?’ diye sorular da geliyor. Kararı alan TFF olduğu için biz TFF’yi hedef aldık. UEFA’nın burada doğrudan vermiş olduğu bir karar yok, bu tazminat davasıyla ilgili.. Özellikle 2011-2012 yılı Avrupa’ya katılma konusunda men kararını veren kurum TFF olduğu için TFF’yi hedef aldık. Ama kulübümüzün duyurusunda da belirtildiği üzere Başkanımız da bunun özellikle altını çizdi; bu bir başlangıç ve Fenerbahçe’yi bu süreçte zarara uğratan herkes kişi veya tüzel kişi ayırt edilmeksizin hepsini tarıyoruz, hepsini hukuk çerçevesinde hesabını soracağız. Hani ‘hesap vakti’ diyoruz ya.. Tek tek belirleyeceğiz ve yasalar, hukuklar çerçevesinde ne gerekiyorsa elimizden geleni ardımıza koymayacağız, tabiri caizse. Ve herkes bu anlamda Fenerbahçe karşısında titreyebilir. Fenerbahçe’ye zarar vermek isteyenler de bunu kendilerine ibret olarak alabilirler.”

Fethi Pekin: TFF’ye açtığımız bu dava sürecin ilk adımıdır

Şu bilinsin istiyorum; futbol federasyonu o tarihte bir men kararı vermek zorunda değildi. Bunun benzeri bir Yunan takımıyla ilgili yaşandı. Orada yargılamanın bitmesini beklettiler. Bekletici sebep saydılar. Aynı şekilde bizde de bunun yapılması lazımdı. Hiçbir şey kaybedilmez. Biz bugünü eğer ki ola ki velev ki suçluyduysak zaten bugün küme de düşürürlerdi bizi, hepsi de olurdu.. Sen şimdi hem küme düşürmüyorsun, hem bizi Şampiyon yapıyorsun hem de men ediyorsun. Bu nasıl açıklanabilir? Zaten başından beri bütün kamuoyu bunu bile getiriyor. Böyle bir şey olmaz, olmaması gerekiyor. Ama olmuş. Dolayısıyla  o aldıkları karar, bu arada Disiplin Kurulu’na da sevk etmiyor. Yani Fenerbahçe’nin savunmasını da almıyor. Yönetim kurulu kararıyla bizi men ediyor. Bu kadar açık! Şimdi burada büyük bir hata yaptılar. Bunun içinde kasıt var mı, yok mu, onlara bakacağız, inceleyeceğiz. Biz de delillerimizi, bilgileri, belgeleri topluyoruz. Göreceğiz. İlk başta dediğim gibi TFF’ye açtığımız bu dava sürecin ilk adımıdır. Ondan sonra başka şeyler de olacak. Hepsini zaman içerisinde göreceğiz. Fenerbahçe’nin uğradığı zararları –maddi zararları- kuruşu kuruşuna tahsis ederiz, faiziyle birlikte tahsis ederiz.

Şunu da açıklığa kavuşturayım. Şöyle anlatırsam camiamız daha iyi anlayacaktır: Anglosakson hukukuyla Kara Avrupa hukuku arasında büyük bir fark var. Amerika, İngiltere, Anglosakson hukuku yani o dizilerde, filmlerde seyrettiğimiz şeyler; bizimkisi Kara Avrupa hukuku, yani İsviçre, Türkiye, Fransa, Almanya gibi ülkeler.  Bizim ülkelerimizde Anglosakson hukukunun tersine gerçek zararın tazmini mümkün. Anglosakson hukukunda bu öyle değil. Gerçek zarar artı bir de onun sebebiyet verdiği diğer muhtemel zararları da tazmin ettirebiliyorsunuz. Borçlar Hukukunun birinci dersinde Borçlar Hukuku profesörleri, akademisyenler öğrencilere şu örneği vererek bunu anlatırlar: komşunun tavuğunu öldürürsen tavuğun 3 sene daha yaşayacakmış, her ay da bir tane yumurtlayacakmış, 36 tane de yumurtlarmış kısmını tazmin edemezsiniz, tavuğun bedelini tazmin edebilirsiniz. Bu kadar açık. Bu örnek de belki biraz daha sağlıklı oldu, açıklayıcı oldu. Umarım anlaşılmıştır.


Fethi Pekin: Türkiye Cumhuriyeti hukuk tarihinde böyle bir dava olmadı

Bu, tabiri caizse numune bir dava. Bu Türkiye Cumhuriyeti hukuk tarihinde böyle bir dava daha olmadı. Onun için bunun emsali memsali falan filan da bir tarafa bırakmamız lazım. Bu numune bir dava. Türkiye Cumhuriyeti’nde çok önemli bir dava ve biz hukukçular için bu görevi ifa etmemiz çok büyük sorumluluk getiriyor, hepimizin üstüne. Onun için hiçbir hata yapmadan hareket etmemiz gerekiyor. Stratejimizi ona göre düzenlememiz gerekiyor ve biz, hep bunun üzerine, Başkanın hep bir sözü var ‘nakış gibi işlemek’, biz de onu yaptık, onu yapmaya devam ediyoruz. Olumlu sonuçlarını alacağımıza inanıyorum, inancım tam.

Erden Gürden: Herkesin desteğiyle, bizim de kararlılığımızla çok iyi sonuçlar alacağımıza inanıyoruz

Fethi Beyin de belirttiği gibi tarihi bir dava. Emsali yok ve buna tanıklık etmekten, bu konuda çalışmaktan  gurur duyuyoruz biz ofis olarak açıkçası. Fenerbahçe’yi temsil etmekten de her zaman gurur duyduk. O yüzden biz hem profesyonel olarak hem taraftar olarak çok ciddi şekilde hazırlandık. Herkesin içi rahat olsun. Twitter’da ve diğer sosyal mecralarda takip ettiğim kadarıyla bu dava taraftarımızı çok heyecanlandırdı. Ve herkesin çok destek verdiğini görüyorum. Herkesin çok olumlu yorumlarıyla karşılaştık. Onların da arkamızda dimdik durduğunu hissediyoruz. Onların da desteğiyle, bizim de kararlılığımızla çok iyi sonuçlar alacağımıza inanıyoruz. Biz, davamıza güveniyoruz. Tabii ki yargılama bu, sonuçta yargılama mahkemelerin takdir edeceği şeyler var. Ancak biz, hazırladığımız dosyaya, çalışmalarımıza inanıyoruz ve güveniyoruz.

Şimdi artık bizim sistemimizde davalar açıldığında mahkemeler bir öngörüde bulunuyor. Tezhip zaptını bugün tebliğ aldık ve orada 450 gün gibi bir süre gördük. Bu yerel mahkemenin yargılaması, bizde üç dereceli yargılama var; ilk derece mahkemesi, bölge adliye istinaf mahkemeleri ve Yargıtay. Bu üç kademe değil, ilk yargılamanın 450 gün süreceğini aşağı yukarı tahmin etmişler, sistemsel olarak otomatik olarak çıkıyor bu. Ama bunun üst mahkemesi, Yargıtayı vs. hepsini düşündüğümüzde önümüzde uzun bir hukuk mücadelesi var gibi duruyor. Kesin tahmin etmek zordur bu süreleri ama mahkemenin öngördüğü yargılama 450 gün gibi ilk derece mahkemesi açısından.

Fethi Pekin: Bu önemli bir dava

Biz açıklamamızı yaptıktan sonra zaten pazartesi günü sabah saatlerinde girdi biliyorsunuz, beni basın mensupları aramaya başladı. Biz bunun da kurgusunu yapmıştık, bunu tahmin ediyorduk. İletişim ekibimizle birlikte, Sayın Can Gebetaş’ın liderliğinde, bu konuda nasıl hareket edeceğimizi önceden karar vermiştik. Ben her arayan basın mensubuna nazik bir şekilde ilgileri için teşekkür ettim, Can Bey’e yönlendirdim. Bir gazetenin röportaj istemi vardı, onu yaptık, iyi bir röportaj olduğunu düşünüyorum, onu da okusun camiamız, bence gayet güzel sorular soruldu ve cevaplarımızı verdik. Anadolu Ajansı olsun, hepsi ilgilendiler, bu önemli bir dava. Öbür süreçte dur kalk, dur kalk devamlı olduğu için ve çok uzun sürdüğü için bir şekilde belki ilgi mi azaldı bilmiyorum basın tarafında, onların adına konuşmak doğru olmaz ama neticede dikkat ederseniz karar aşamasında her zaman manşete taşınmış bir olaylar zinciri. Sözde Şike’nin beraat kararında olduğu gibi, Haziran’da Kumpas’ın kararında olduğu gibi. Biraz önce dediğim gibi gerekçeli karar çıkınca yine bu gündeme gelecek. Tabi çok uzadı, belki basın mensupları da bıktı artık. Fenerbahçe çok sıkıntı çekiyor, bizler de artık yeter diyoruz, bir an önce bitsin istiyoruz ama ne yapalım bu yargılama böyle, yapacak bir şey de yok, bunu yakın takip edeceksiniz, bir hukukçunun asli görevi dosyasını yakından, günü gününe takip edecek ki dosya hızlı bir şekilde karara çıksın. 450 gün maksimumdur, belki daha kısa sürede de çıkabilir.

Orada da biliyorsunuz yine Mayıs ayında Yargıtay Başsavcısı beraat yönünde mütalaasını verdi, sonra adli tatile girdik, şu anda adli tatilden çıktığımız gibi dosyanın incelemeye alınacağını düşünüyorum, beş Yargıtay Ceza Dairesi’nde biliyorsunuz. Ve oradan da ümit ediyorum ki çok kısa bir sürede, sene sonundan önce kuvvetle muhtemel benim tahminim, beraat kararlarının onanması kararı çıkacaktır, o da kesinleşecek orada. Tabi Kumpas Davası’nın kesinleşmesi, o daha uzun sürer çünkü o ilk derece mahkemesi yani 23 Ağır Ceza’nın verdiği karar, o temyiz edilecek, o süreç devam edecek. Ama orada bir şey değişeceğini hiç düşünmüyorum, sizler de aklınıza getirmeyin.


 Erden Gürden: Yakından takip ediyor olacağız

Yargıya intikal etti artık, biz de stratejik olarak çok fazla hamlelerimizle ilgili detaya girmek istemiyoruz açıkçası. Yakından takip ediyor olacağız, her önemli gelişmede Fethi Beyleri bilgilendiriyor olacağız ve gün gün takip edeceğiz, her aşamasını, her adımını takip ediyor olacağız ve kulübümüzün zararlarını tazmin etmek için de gerekeni yapacağız elimizden geldiğince.

Fethi Pekin: Her duruşmada katılımcı olarak bulunacağım

Ben de bir fiil her duruşmada katılımcı olarak bulunacağım, kulübümüzü temsilen ve bir Fenerbahçeli olarak. Benim için çok önemsediğim, son derece önemli bir şey yapıyorum, Allah utandırmasın."

Fethi Pekin: 3 Temmuz, 12 Mayıs ve 4 Nisan eylemlerinin her biri Fenerbahçe’yi yok etmek için yapılmış eylemlerdir

12 Mayıs’ta stadımızda yaşanan olaylar ve 4 Nisan’da takım otobüsümüze yönelik gerçekleştirilen silahlı saldırıyla ilgili sorular üzerine Fethi Pekin, şöyle konuştu:

3 Temmuz’dan ayrılacak bir tarafı yok. Bu sistematik Fenerbahçe’yi yok etme çabası,  bu üç olay ve birbirinden ayrılmaz bunlar. Şimdi o iki tanesinde hala failler yok, benim de isyanım orada zaten, her seferinde dile getiriyorum. Bizim devletimiz çok güçlüdür, burası bir hukuk devletidir, bizim devletimiz bu failleri bulur. Onun için tekrar rica ediyorum, tüm yetkililerden, devletimizden rica ediyorum, faili meçhul şekilde bu iki dosyanın kalmaması gerekiyor. Bunların failleri meçhul değil, bunlar doğru düzgün araştırılırsa ortaya çıkacaktır. Bir futbol takımının şoförüne öldürmeye kastetmek suretiyle bütün takım otobüsünde bulunan futbolcularımız, teknik kadromuza karşı gelişilmiş bir suikast girişimidir. Ben bunu her seferinde söylüyorum, suikast girişimidir. Öyle kendini bilmez, av tüfeği ile bir tane gencin attığı falan filan kurşun değil bu. Bu benim altıncı hissim, ben bunu böyle düşünüyorum, failler ortaya çıksın, onlar da cezalarını çeksinler çünkü dediğiniz gibi bunlar et ve tırnak gibi, birbirinden ayrılmıyor, bu eylemlerin her biri Fenerbahçe’yi yok etmek için yapılmış eylemlerdir.

Fotoğraflar: Atilla Sertbakan

Basın Fotoğrafları