SÖZDE ŞİKE DAVASI

Başkanımız Ali Koç, Kumpas Davası'ndaki kararların ardından açıklamalar yaptı

04 Haziran 2021 Cuma 13:27

Fenerbahçemize kumpas kuranların yargılandığı davada sanıklar ağır cezalar aldı. Başkanımız Ali Koç, Yönetim Kurulu Üyelerimizle birlikte 23. Ağır Ceza Mahkemesi'nin Silivri Ceza ve İnfaz Kurumu’nda gördüğü davadaki kararı dinlemeye gitti. Sanıklardan kapatılan Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca'ya 1406 yıl, dönemin İstanbul Organize Suçlar ile Mücadele Şube Müdürü Nazmi Ardıç'a 1972 yıl, eski polis memuru Ahmet Kalender'e 588 yıl, eski polis memuru Lokman Yanık'a 161 yıl hapis cezaları verilmesinin  ardından Başkanımız Ali Koç, basın mensuplarına şu açıklamaları yaptı:
 
"Fenerbahçe açısından üzülerek söylüyorum, tarihi bir gün. Keşke bugünleri yaşamasaydık. Ben öncelikle Sayın Naim Beye, Naim Beyin tüm ekibine, başından sona bu davayı takip eden arkadaşlara teşekkür ediyorum. Kulübümüzün avukatları Özge Hanım, Yiğit Bey, yıllarını bu işlere verdiler. Onlara da teşekkür ediyorum. Bununla beraber Yönetim Kurulu Üyesi olarak bu konulardan sorumlu Fethi Bey’e de şu an geldiğimiz noktada edinimlerimiz için teşekkür ediyorum.
 
FENERBAHÇE'NİN BU SÜREÇTE YAŞADIKLARI HİÇBİR HUKUKİ SONUÇLA KARŞILANAMAZ
 
Bir pazar sabahı başlayan ve Fenerbahçe’yi bugüne kadar maddi-manevi çok büyük zararlara uğratan bu davada çok önemli bir dönüm noktasına geldik. Hukuken süreç tamamlanmadı. Yargıtay’dan kararı bekliyoruz, inşallah adli tatilden önce çıkar. Cezalar o kadar ağır ki bir şeylerin değişeceğini sanmıyorum. Hukuki sonuçlar ne olursa olsun Fenerbahçe’ye yaşatılanlar, Fenerbahçe Spor Kulübü’nün ve milyonlarca taraftarının bu uzun süreçte yaşadıkları hiçbir kelimeyle, hiçbir hukuki sonuçla karşılanamaz, ölçülemez. Tabii bunlar ana aktörler. Bir de bu işin yan aktörleri var. Rüzgarın nereden estiğine bakarak o günlerin rüzgarına göre Fenerbahçemizi kamuoyu önünde medya aracıyla ellerinde olan köşelerle, çıktıkları televizyon programlarıyla resmen alkışlayan, şakşaklayan, bu insanlardan medet umanlarla biz hukuken olmasa da vicdanen hesaplaşacağız. Daha biz oraya gelmedik.
 
Ben Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanı olarak Fenerbahçe adına konuşuyorum. Ama Fenerbahçe, 3 Temmuz Davası, Kumpas Davası büyük resimde aslında bir bölüm. Kul hakkı yediler. İftira attılar. İnsanlar kanser oldu, intihar etti, çoluk çocuk utancından okula gidemedi. Yıllar sonra başlayan askeri davalar olmak üzere kurguladıkları, planladıkları iğrenç emellerine hizmet etmek için, bu ülkeyi yeniden dizayn etmek için aldıkları güçle devletin kılcal damarlarına kadar sirayet ederek spor olsun siyaset olsun, Türk Silahlı Kuvvetleri olsun ülkemize çok büyük zararlar verdiler. Biz bunlardan bir tanesiyiz. Ben bu işe büyük resim olarak bakıyorum. Allah bugünleri Türkiye’ye bir kez daha göstermesin. Bu insanların bu kadar güç sahibi olmaları, devletin kılcal damarlarına sızarak istedikleri her şeyi yapacak konuma gelmeleri; askerinden emniyetinden yargısından pek çok bakanlıklara kadar nasıl müsaade edildiyse bunlardan yeterince ders alınması lazım. Bu ders alındı mı alınmadı mı ben emin değilim.
 
Bunun ülkemizde hiçbir zaman yaşanmaması için çocuklarımızın, torunlarımızın bir daha bu işe enerji harcamamaları, meşgul olmamalarının sağlanması için burada yaşananlardan Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak derslerimizi almamız lazım. Ne kadar ders aldık emin değilim ki bunlar bir daha olmasın.
 
FENERBAHÇE'YE İFTİRA ATAN KİŞİ VE KURUMLARLA HESAPLAŞACAĞIZ
 
Fenerbahçe’ye dönersek maddi ve manevi tahribat, zarar kolay kolay karşılanabilecek konular değiller şu an. Şu an biz hukuki hakkımızı arama safhasındayız ve bu yolculuğun sonuna gelmiş gibi gözüküyoruz. Bir iki adım daha kaldı. Ondan sonra Fenerbahçe Spor Kulübü’nün yaşadıklarının neler olduğunu, taraflı tarafsız herkesin kabul edeceği noktaya geldik. Ama bizim için gidilecek daha çok yol var. Bunun hesabını sormamız gereken daha çok kurum ve kişiler var. Biz olalım başka birileri olsun, Aziz Başkan zamanında mücadelesini verdi, biz de şimdi mücadelemizi veriyoruz. İstisnasız bu koltukta, bu görevde kimler olursa olsun, hem resmi görevde olanlar, hem resmi görevde olmayanlar, sonuna kadar bu mücadeleyi vereceğiz. Biz aslında mutlu değiliz, zafer çığlıkları içinde değiliz. Biz aslında çok kızgınız, kırgınız ve bu kızgınlık ve kırgınlık bu camia hakkını alana kadar devam edecek. Benim şahsen en hesaplaşmak istediğim kesim de demin bahsettiğim gibi o rüzgarı arkasına alarak, Fenerbahçe’nin yapayalnız olduğu bir dönemde, bu terör örgütünün en kuvvetli olduğu, devletin bütün gücünü arkasına aldığı dönemlerde, Fenerbahçe’ye her şekilde vuran, saldıran, iftira atan, bu iftiraların meşrulaşması için medyasını kullanan bütün kişi ve kurumlarla her şekilde hesaplaşacağız. Bu hukuken olamasa da, olmalı bence, bu terör örgütünün en önemli ayağı medyasıydı, medyasıyla tezgahlıyordu, polis-savcı-avukatları-hakimleriyle de kişileri, kurumları çökertiyorlardı. Onların resmi medyasının dışında da medya mensubu olduğunu savunan, bugün de hiç utanmadan kendi vicdanlarında hesaplaşmadan bu örgüte lanet okuyanlar o dönemde isteyerek, bilerek bunların maşası oldular. Fenerbahçe camiası, milyonlara sesleniyorum, bunlarla da hesaplaşmalıyız. Ve bizim gücümüz milyonlarca taraftardan gelmektedir. Ve biz sıkı sıkı, omuz omuza, hiç yılmadan, sabrederek, bugüne kadar sabrettiğimiz gibi bunları bu yaptıklarına pişman edeceğiz. Kulübümüzün maddi-manevi gördüğü zararların, 3 Temmuz tabi en büyüğü, ama bizim başka yerlerde de haksızca gördüğümüz zararlar vardı, biz bir şekilde bunları telafi etmemiz lazım."

Basın Fotoğrafları