SÖZDE ŞİKE DAVASI

Kulüp Avukatımız Naim Karakaya: Beraat kararının onanmasına yönelik karar kesin niteliktedir

27 Aralık 2021 Pazartesi 20:43

Kulüp Avukatımız Naim Karakaya, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin ‘Sözde Şike Davası’nda verilen beraat kararını onamasının ardından 3 Temmuz 2011’in bir ‘kumpas’ oluşunun tescillenmesini Fenerbahçe Televizyonu’na değerlendirdi.
 
Hukuksuzluğa karşı hukukla mücadele edilmesi ve hukukun galip gelmesi adına önemli bir kararın verildiğinin altını çizen Kulüp Avukatımız Naim Karakaya, “Beraat kararının onanmasına yönelik karar kesin niteliktedir.” dedi.
 
Konu ile ilgili konuşan Kulüp Avukatımız Naim Karakaya, “Gerçek anlamda güzel bir gün. Hukuk adına güzel bir gün. Hukukun üstünlüğü adına güzel bir gün. Hukuksuzluğa karşı hukukla mücadele edip, hukukun galip gelmesi adına tüm ülkemiz için güzel bir gün. Bildiğiniz üzere İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 2015 yılında yönetim kurulu başkanımız, yöneticilerimiz ve pek çok spor idari yöneticisi ve sporcu hakkında şike iddiası ve teşvik primi yönündeki iddialara ilişkin bir beraat kararı vermişti. Bu karara ilişkin Yargıtay 5. Ceza Dairesi tarafından bir inceleme yapıldı ve bazı usuli sebeplerle bozma kararı verilmişti. Yargıtay, o dönem devam etmekte olan Haziran 2021’de tesis edilen ve basında ‘Fenerbahçe Kumpası Davası’ olarak nitelendirilen dava dosyasındaki belgelerin bu dosya arasına alınması gerektiğini ve Sayın Aziz Yıldırım başta olmak üzere bir takım kişiler yönünden dosyaların ayrılarak karara bağlanması gerektiğini ifade etmişti. Aziz Bey’in dosyasının ayrılmasının sebebi, yargılamanın yenilenmesi yoluyla hakkında beraat kararı verilmesiydi. Ve bozma sonrasında İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, 16 Temmuz 2021 tarihinde gerçekleşen ilk celsede Aziz Yıldırım ve İlhan Ekşioğlu başta olmak üzere Abdullah Başak, Selim Kımıl’a ait dosyaların ayrılmasına ve İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bir dosyasının da bu dosyaya alınmasına karar verildi. Böylece usul eksiklikleri giderildi. Tüm bunların hepsinin sonunda mahkeme, 6.11.2021 tarihinde bir beraat kararı verdi ve bu karar müştekiler tarafından, katılanlar tarafından, davanın şikayetçileri tarafından temyiz edildi ve ilerledi. Bugün de Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin bu güzel kararını öğrenmiş olduk.
 
Sözde şike iddialarının, FETÖ tarafından kurgulandığı, arka planında ise çok daha kirli ve büyük bir hedef olan kumpas neticesinde kulübümüze telafisi imkansız zararlar verildiği, yöneticilerimizin haksız ve hukuka aykırı bir şekilde tutuklanarak mahkum edildiği, Fenerbahçemize ve yöneticilerine iftiralar atıldığı Türkiye’nin en yüksek yargı kurumu olan Yargıtay kararıyla tescillenmiştir. Bu kısmı önemle vurgulamak istiyorum, zira Yargıtay en üst karar mercii olduğu için beraat kararının onanmasına yönelik karar da kesin niteliktedir. Bu karara karşı olağanüstü yani çok istisnai kanun yolları haricinde herhangi bir kanun yoluna gidilmesi mümkün değildir. Olağanüstü kanun yolu da şudur; Yargıtay savcısının, bu dairenin kararına karşı itiraz etmesidir. Bunun için de normalde savcının görüşüyle, dairenin görüşünün ayrık olması esastır. Bu yönüyle Yargıtay Savcılığı’nın görüşü de beraatin onanması yönünde olduğu için biz böyle bir ihtimalin son derece düşük olduğu hatta olmadığını da tahmin ederek söylüyoruz.
 
Bu yılın ortasında 3 Temmuz Kumpası’nın soruşturma sürecini örgütsel faaliyetlerle gerçekleşen, ağırlığı polis memuru olan kişiler hakkında 5 yılı aşkın süredir titizlikle yürütülen yargılama neticesinde de mahkumiyet kararı verildi. Bu kararlardan 6 ay sonra Yargıtay tarafından bu defa kulüp yöneticilerimiz hakkında verilen beraat kararının onanmasına karar verildi. Bu yüzden Fenerbahçe camiasının, taraftarının büyük desteği, özverisi sayesinde yürütülen uzun bir hukuk mücadelenin zaferidir bu. Her zaman belirttiğimiz üzere Fethullahçı örgüt ilk olarak Sarı Lacivert duvara çarpmıştır. Fenerbahçemizin ve yöneticilerimizin kumpas sürecindeki dik duruşu, devletin kılcal damarlarına kadar yerleşmiş bu yasadışı örgüte karşı ilk başkaldırış olmuştur.
 
Son olarak Fenerbahçe Spor Kulübümüzün 3 Temmuz 2011’de başlayan süreçte uğramış olduğu her türlü maddi ve manevi zararın eksiksiz bir şekilde giderilene kadar hukuk mücadelemizin sürdürüleceğini düşünüyorum.” dedi.