Yüksek Divan Kurulu Başkanımız Vefa Küçük, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılım sağladığı Fenerbahçe Spor Kulübü Yüksek Divan Kurulu (YDK) Ekim Ayı Olağan Toplantısı’nda açıklamalarda bulundu.
YDK Başkanımız Vefa Küçük, “Her 3 ayda bir yaptığımız Yüksek Divan Kurulu Toplantılarımızdan 2019 yılının son toplantısını yapıyoruz. Değerli büyüğümüzün teşriflerinden önce normal gündemimizi icra ettik, bitirdik. Olağan toplantımızı olağanüstü kılan tabii ki Sayın Cumhurbaşkanımızın, devletimizin en büyüğünün teşrifleri bizim için olağan bir olaydır. Bunun yanında kulüp üyeliğinde 25 yılını tamamlayıp Yüksek Divan Kurulu üyeliğiniz kazanmaları da yine bizim açımızdan hem değerlidir hem de olağanüstüdür.
1907 yılında kurulan kulübümüz aradan geçen 112 yıl boyunca çok güzel hatıralar, çok büyük başarılar az da olsa büyük üzüntüler yaşamıştır. Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana Sayın Cumhurbaşkanımız Cumhuriyetimizin 12. Cumhurbaşkanı’dır. Bu 12 Cumhurbaşkanı’nın içerisinde 2 tane Cumhurbaşkanımız herhangi bir kulübün sempatizanı veya mensubu değil. Geriye kalan 10 Cumhurbaşkanımızdan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere şimdi de Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bu 10 Cumhurbaşkanımızın 6’sı Fenerbahçeli. Biz iftihar etmeyelim de kim etsin? Geriye kalan 4 Cumhurbaşkanımız da 3 büyük kulübe sempatizan olarak taksime dilmiş durumda. Şimdi Türk spor tarihinde ve Fenerbahçe tarihinde zannediyorum ilk ve bundan sonra ilk olarak kalmasını temenni ediyorum, bir Cumhurbaşkanı 25 yıllık süreyi kulüp üyeliğinde tamamlayıp Yüksek Divan Kurulu Üyeliği hakkını kazanmıştır. Bu nedenle kendisine şükranlarımız arz ediyorum.
Sayın Cumhurbaşkanım siz gelmeden önce değerli üyelerimize şöyle bir hitapta bulundum; ‘Cumhurbaşkanımız 82 milyon insanımız için değerli ama biz kulübümüz içinde çok daha değerli. Misafirimizi nerede olursa olsun güzel karşılamamız lazım ancak eli dolu gelmişse daha da güzel karşılamamız lazım’ demiştim. Tabii elinizde paketle gelmediniz ama gönlünüz, niyetiniz dolu geldiniz.
Bu kulüp Osmanlı döneminde diğer kulüplerimiz gibi kurulmuştur, Cumhuriyetimizin kurulması ve Türkiye Futbol Federasyonu’nun kurulmasıyla birlikte sportif faaliyetlerini –öncesini de sayarsak- Cumhuriyet döneminde de yapmıştı. Fenerbahçe Kulübü’nün kurucuları ve daha sonra yöneticileri, başkanları ve bir önceki başkanımız maalesef çeşitli zorluklarla ve çeşitli mücadelelerle baş başa kalmışlardır. 1918 yılında hepimizin banisi, Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk kulübümüze ziyarete gelmiştir, o zamanki başkanımız Sabri Toprak, daha sonra ittihatçılar ve itilaf devletleri tarafından Malta’ya sürgüne gönderilmiştir. Kulübümüzdeki ilk sürgüne giden başkan Sabri Toprak’tır. O Sabri Toprak ki 1918 yılında Atatürk’e refakat ederek kulübümüze beraber gelmişlerdir ve en değerli miras olarak gördüğümüz büyük Atatürk’ün kulübümüz defterine yazdığı o veciz cümlelerin yazılışına kulüp başkanı ve refakatçi olarak bizzat şahit olmuştur.
Yüce Atatürk, kulüp defterimize o günün tabiriyle ‘Fenerbahçe Spor Kulübü’nün her taraftan mazhar-ı takdir olmuş bulunan asarı mesaisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebriklerimi buraya kayd ile mübahiyim." diyerek altını imzalamıştır. Bu davette kulüp başkanımız olan, refakat eden, o zamanın değerli başkanı Sabri Toprak maalesef Malta’ya bir buçuk sene sürgüne gönderilmiştir. Sürgüne gönderilen ya da zindana atılan sadece o günkü başkan değil; 1960 yılında ülkemiz için makus bir talih ve kara bir sayfa olan, 1960 askeri darbesi olmuştur. Bu darbe sırasında kulübümüzün üç değerli başkanı rahmetli Medeni Berk, rahmetli Agah Erozan ve rahmetli Osman Kavrak Ovalı zindana atılmıştır. Bitmemiştir bizim çilemiz. 2011 yılında bir önceki Başkanımız, kulübe büyük hizmetler yapmış, büyük emekler vermiş Aziz Yıldırım da kumpas sonucu adli istirahat nedeniyle cezaevine gitmiştir. Biz, eziyet çeken bir kulübüz. Ama değerlerimizle iftihar ediyoruz. Çok değerli üyelerimiz var. Üye sayımız şu an 31 bin 637’yi buldu. YDK üye sayımız da 3 bine yaklaşmıştır. Fenerbahçe Spor Kulübü’nde YDK’nın kuruluşu 1965 Şubat ayında Genel Kurul tarafından ihdas edilmiş, o günden bugüne Yüksek Divan Kurulumuz faaliyetini sürdürmektedir. YDK üyeliği, kulüp üyeliğinde 25 yılını dolduran veya kulüpte başkanlık ve yöneticilik yapanların da katılımıyla Genel Kurul tarafından seçilmeyen sadece 25 yılını doldurmuş Divan Kurulu üyelerimizin kendi arasından çektiği Başkanlık divanıyla yönetilmektedir. Biz, Türk sporuna barış getirmek, dostluk getirmek ve bu dostluğu pekiştirmek için divan Kurulu başkanları olarak büyük gayret sarf ediyoruz. Kulüp başkanlarımıza da bir tenkit yapmak istiyorum. Türk sporunun ana lokomotifi kulüplerimizin resmi temsilcileri başkanlarıdır. Kulüp bakanları kimi zaman dost kimi zaman gerginlik içerisinde hem kendi camialarını hem de Türk sporunu başta futbolunu yönlendirmek istiyorlar. Biz, önce üç divan başkanı, Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş olmak üzere Türkiye’de şu anda beş kulüp şampiyon olduğu için arkasından Trabzonspor ve Bursaspor’u da dahil etmek istiyorum, beş kulübün divan başkanları bir araya geliyoruz. Zor şartlarda kimsenin gelmeye içinden olmasa da cesaret edemediği konuşmaları benim davetim üzerine başlayacak şekilde sürdürüyoruz. Beşiktaş ile Bursa arasında olan gerginliğe rağmen Bursaspor’un Divan Kurulu Başkanı’nın davetiyle Bursa’yı ziyaret ettik. Fenerbahçe ile Trabzonspor arasındaki gerginliğe rağmen 10 Temmuz’da Trabzonspor’u ziyaret ettik. Oradaki karşılanış şeklimizden Trabzonspor Başkanı Ahmet Ağaoğlu’na ve Divan Başkanı Ali Sürmen’e özellikle teşekkür ediyorum. Biz, Divan Kurulu Başkanları toplantımızda hiçbir zaman aramızdaki gerginlikleri, hesaplaşmaları dile getirmiyoruz. Biz, ülkemizin ihtiyacı olan bilhassa sporda da ihtiyacımız olan dostluğu, kardeşliği ve fair playi uygulamak için bir araya geliyoruz. Kulüp başkanları bir araya gelmekte zorlanıyorlar madem sıra bizim kulübümüzde. Ben beş kulübün divan başkanlarını davet ediyorum. Ben bu davete beş kulübün başkanının da katılmasını rica ediyorum. Başkanım önce sizin buna evet demeniz lazım. Dolayısıyla medyanın ve kamuoyunun esas muhatap aldığı kulüp başkanlarıdır. Bizler fahri görev yapıyoruz. Yaşımız gereğince yardımcı olmaya çalışıyoruz ama konuşmalarımızın yankısı o kadar da olmuyor. Biz, ülkemizde sporda yeni bir kardeşlik ve dostluk sayfası açmak istiyoruz.
Türk sporunda kardeşliği, barışı, kulüp başkanlarının yapamadığını biz divan başkanları bir araya gelip; kulüp başkanlarını da katıp, bu barışı sağlamak istiyoruz. Benim gölümden bu geçiyor.
Sayın Cumhurbaşkanımız güzel duygularınız bize iletildi. Hazirunun bilmesi için bunu usulen açıklayacağım. Size her gittiğiniz yerde ayrı bir koltuk hazırlanıyor. Biz de açıkçası Ali başkanımla onu düşünmüştük. Ama siz ‘herkesin oturduğu sandalye ya da koltuk ne ise ben orada oturacağım’ demişsiniz. Bu da Fenerbahçemize ve divan kurulu üyelerimize verdiğiniz saygının bir işaretidir, ayrıca teşekkür ediyorum. Diğer kulüplerde aynıdır, YDK’lara katılmak için yıllık aidatı yatırmak gerekiyor. (Gülüşmeler)
Müsaadeniz ile kişisel sıkıtım var. Bu 21 yıllık bir sıkıntı. 1998 yılında yapılan kongrede Sayın Aziz Yıldırım ile aramızda bir oy fark çıktı. 1 oyla Sayın Yıldırım kazandı. Seçimden sonra 500 üye bir oya sahip çıktı. Ben o 500 kişinin içinde 1 oyu bulamıyorum. Bir oyun gerçek sahibini 21 yıldır arıyorum. 1998 yılında yapılan kongrede siz de oy kullandınız. Belki o 1 oy sizindir, Cumhurbaşkanım. (Gülüşmeler) Beni değil Aziz Yıldırım’ı tercih edenlere şunu söylemek istiyorum. Aziz Yıldırım kulübe çok büyük hizmet etti. Belirli bir süre sonra Aziz Yıldırım’ın başkanlığında şu teşhiste bulundum. 'İyi ki ben değil Aziz Yıldırım kazanmıştır', dedim. Kulübe çağ atlattı. Tesisler kazandırdı. O bir oy çok hayırlı oldu. Gelelim benim tarafa. Eşim ve çocuklarım başkan olmamı istemiyordu. Onların duası tuttu. Katılımız ve teşrifiniz için teşekkür ediyorum.” diye konuştu.
Basın Fotoğrafları