KULÜP

Yöneticimiz Alper Pirşen'den Lisans Kurulu’na ve Vedat Muriqi'nin sevkine dair açıklamalar

21 Ocak 2020 Salı 23:50

Hukuk İşleri’nden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyemiz Alper Pirşen, Hes Kablo Kayserispor maçının ardından açıklamalarda bulundu. Yöneticimiz Pirşen şunları söyledi:
 
'4 DAKİKA 17 SANİYE' ZİHNİYETİ 

"Gündemle ilgili konular özellikle hukuki olduğu için Başkanımız ve Başkan Vekilimiz benden rica etti. En doğru bilgiyi bildiğim şekilde size aktarmaya çalışacağım.

Gündemin en çok meşgul olduğu konu Tahkim Kurulu’na bugün yaptığımız başvuru. Kulüp Lisans Kurulu’nun yaptığı değerlendirme ile ilgili yaptığımız başvuruydu. Biz bu toplantının çok iyi geçtiğini düşünüyoruz. 1.5 saat boyunca bütün hukuki olgularla, gerçeklerle kurulun çelişkili tespitlerini ortaya koyduk. Zaten toplantının 1.5 saat sürmesi sadece bizim bir şeyler anlatmamızdan kaynaklanmadı, Tahkim Kurulu bizi ciddi manada dinledi. Kulüp Lisans Kurulu’nun bize sormadığı detay soruları onlar sordular. Dolayısıyla toplantının sonunda lisans kuruluna tekrar bazı sorular sorulmak üzere dosyanın iletilmesi bu manada sürpriz olmadı ama bu bir zaman kazanma projesi mi, yoksa gerçekten doğruyumu bulmaya çalışıyorlar, adaleti mi bulmaya mı çalışıyorlar, bunları önümüzdeki günlerde anlayacağız. Zira Başkanımızın da son günlerde ısrarla tekrar ettiği gibi hep bir Fenerbahçe’ye karşı durum var. Sezon ortasında yaşadığımız 4 dakika 17 saniye vakasını biliyorsunuz. Fenerbahçe’nin açığını nereden buluruz araştırması şu anda da federasyonumuzun futbolumuzun her biriminde ayrı ayrı bize karşı işletiliyor. Biz ama bir yerde özellikle bu işin son merci olan Tahkim Kurulu’nda adaletin sağlanacağını umuyoruz. Toplantı bizim açımızdan verimli geçti ama sonuç sözü vermek maalesef bu ortamda çok kolay değil. Bir Fenerbahçe yöneticisi olarak isterdim ki size buradan sonucun garanti olduğunu veya çok haklılığımızın herkes tarafından anlaşıldığını söyleyebilmek isterdim. Şu konjonktürde bunu söylemek kolay olmuyor. Başkanımız bunun neden olduğunu defalarca detaylı bir şekilde anlattı. Ben bir daha buraya girmek istemiyorum.

HUKUK KURULU YOK, BİR DİSİPLİN KOMİSERİNİN YAPTIĞI İŞ
 
Toplantıdan çıkar çıkmaz aynı binada iken birde sevk olayından haberdar olduk. İçimden dedim ki ‘Fenerbahçe acaba kaç cephede savaşabiliyor diye zannedersem bizi test ediyorlar.’ Fenerbahçe gerçekten çok büyük bir camia. Bu bayrağı, Alper düşürse başkası kaldırır. Dolayısıyla biz 5 değil, 10-15 cephede de savaşabilecek güçte bir kulübüz. Her gün yeni bir gündemle bizim karşımıza geliniyor.
Burada yine küçük bir detay söylemek istiyorum aslında yapıyla ilgili size kısa bir şey anlatmak istiyorum. Futbol Federasyonu’nda yaklaşık 6 aydır Baş Hukuk Müşaviri yok. Bu sevki yapan birim hukuk kurulu diye söyleniyor ama hukuk kurulu diye bir şey yok aslında resmiyette. Dolayısıyla bu hukuk müşavirliğinin içindeki bir disiplin komiserinin yaptığı bir iş. Bildiğim kadarıyla disiplin komiseri nispeten kıdemsiz bir komiser. Bu birimin bir başı yok. Biz buradan şunu anlıyoruz. Buranın başsızlığından birileri fayda mı çıkartmaya çalışıyor? Acaba bu başsızlıkta birileri at mı koşturmaya çalışıyor? Gerçekten artık şüphelendiğim bir konu. 

VEDAT MURİQİ'NİN SEVKİ GÜLÜNÇ

TFF Baş Hukuk Müşaviri olmayacak bir kurum değil. Yönetim Kurulu’nda da böyle çok tecrübeli bir hukukçu vesairede yok. Kaldı ki zaten Yönetim kurulunun bu işlere karışmıyor olması lazım. Haliyle bu sevk bizim açımızdan gülünç. Deminde belirttiğim 4 dakika 17 saniye zihniyeti, Başkanımızın ısrarla belirttiği bize karşı alınan, anlayamadığımız hangi kaynaklardan hangi kişilerden geldiğini de tam zikredemediğim veya şu anda çözemediğim bir cephenin sonucudur. Vedat’ın vakasının bir disiplin sevkiyle sonuçlanması benim açımdan gülünçtür. Biz Disiplin Kurulu’nun burada gerekli cevabı vereceğini düşünüyoruz. Bunun daha fazla ileri gitmeyeceğini düşünüyoruz. Her disiplin sevki ceza ile sonuçlanır diye bir şey yok. Bunu bir aklanma imkanı olarak algılayalım. Hukukçu kimliğimi kenara bırakıyorum, futbol izliyoruz, futboldan anlıyoruz. Şunu da çok rahat söyleyebiliriz.  Benim ilk tepkim şu oldu; "Ya buna ikinci sarı kart gösterilir mi?" Bu kadar hafif bir olaydı. Bunu kasten ikinci sarı kart görmek olarak yorumladılar. Vedat istese maç 2-0 olduktan sonra çok daha farklı hareketlerden oyundan atılabilirdi. Bu niyette bir futbolcu değil. Profesyonelliği tartışılmaz bir futbolcu. Fenerbahçe forması giyen futbolcu da bu tür şeylere tenezzül etmez. Bizim sabrımız mı test ediliyor, yoksa dirayetimiz mi test ediliyor, bilmiyorum. Biz gideriz aslan gibi burada PFDK’ya da gideriz savunmamızı yaparız. Ben Vedat’ın herhangi bir ceza alacağını düşünmüyorum. 

BU TÜR ŞEYLER FENERBAHÇE'YE UYGULANIYOR

Fenerbahçe söz konusu olduğunda da bu tür şeyler bir deneme yapmak amacıyla üzerimize uygulanıyor. Lisans Kurulu’nda da benzer bir şey yaşadık. Şimdi burada da aynısı yaşıyoruz. 5 değil, 10 değil, 15 cephede de savaşacak güçteyiz. Tek bir ricamız var. Taraftarımız ne kadar birliğe ihtiyacımız olduğunu görüyor. Özellikle de son günlerde. Dolayısıyla bizim üzerimize düşen de hafta sonu maça gelerek futbolcularımızı ve teknik direktörümüzü kayıtsız şartsız desteklemektir. Yönetimimizi destekliyorlar, teşekkür ederiz. Başkanımızın açıklamalarından sonra camiamızın birleşmesini sevinerek izliyorum. Ama şu anda en büyük desteğe ihtiyacı olan, yönetimimizden ziyade teknik direktörümüz ve futbolcularımızdır. Sahada 4 dakika 17 saniye zihniyetine maruz kalan onlardır. Onların emeklerinin boşa çıkmaması için taraftarımızın birlik olmasını, sonuna kadar takımımıza destek olmasını istiyoruz. Takımımız, bu haliyle de hiçbir takviye olmadan şampiyon olacak güçtedir. İnanç ve desteğe ihtiyacımız var. Biz bu desteği veriyoruz. Taraftarlarımızın da inandığını biliyoruz. Kalkın gösterin. Basit Twitter tartışmalarıyla kulübü ikiye üçe bölemeyiz. Böyle bir hakkımız yok. Tek hedefimiz şampiyonluktur. Çıkan engeller sadece şampiyonluğumuzun tadını artırır. Herkesi birlik olmaya davet ediyorum.”

LİSANS KURULUNDA SÜREÇ YAVAŞ İŞLİYOR
 
Kulübümüzün limit artırımı başvurusunu Tahkim Kurulu’nun Lisans Kurulu’na geri göndermesinin transfer sürecimize olan etkisine ilişkin sorulan soruya Alper Pirşen, şöyle cevap verdi:
“Spor yargısı neden kendine has bir yargıdır, biliyor musunuz? Her şeyin hızlı olması gerekir. Olimpiyatlarda bazen iki saat içinde sporcunun ceza alıp almayacağına karar veriliyor. Spor yargısı, aylara veya günlere yayılabilecek bir şey değildir. Kulüp Lisans Kurulu, bu işin yavaşladığı yer. Kurulu suçlamak istemiyorum ama spor zihniyetine biraz uzak olmalarından kaynaklı. Hepsi bankacı kökenli. Hiçbirinin spor yöneticiliği ile bir ilgisi yok. 5-6 gün bir kararı vermek için bekleyemezsiniz. Gerekirse fazla mesai yapılır. Biz günün her saatinde çalışıyoruz. Buradan ayrıldıktan sonra kulüple ilgili başka bir işim daha var. Spor yargısı, yavaş işletilebilecek bir şey değildir. Bir günlük beklemeyi sineye çekeriz. Yeter ki doğru karara, adalete ulaşılsın. Ama bugün ayın 20’si. Bu, 3 hafta (21 gün) beklenebilecek bir süreç değildi. Yavaş işletiliyor. Spor yargısının tam oturmamasından, oradaki çabukluk anlayışının tam anlaşılmamasından kaynaklandığını düşünüyorum. Bu saatten sonra ne kadar çabuk olursa bizim için kardır. Kalan süreyi en doğru şekilde değerlendireceğiz.”

BİR HAFTA DAHA BEKLEYEMEYİZ
 
Bir basın mensubunun ‘Kararın Cuma gününe kadar açıklanmasını bekliyor musunuz?’ sorusuna Alper Pirşen, “Top yine Kulüp Lisans Kuruluna gitti. O kurul da normalde spor yönetimi mantığıyla hızlı hareket ederse yarın kararın çıkması lazım. Cuma falan bir şey ifade etmiyor. Transfer işlerinde bir dakikalar, iki dakikalar konuşuluyor. Dolayısıyla bizim bu manada Cuma diye bir sabrımız yok. Kararın yarın çıkmasını istiyoruz. Ama doğru kararın çıkması için bir gün daha beklememiz gerekiyorsa bekleriz. Bir hafta daha bekleyemeyiz. Zaten işin doğasına aykırı. O saatten sonra verilmiş kararın hiçbir faydası olmaz. Hız çok önemli ama doğruluk daha önemli. O yüzden bir miktar sabırlıyız. Ama bu karar bu zamana kalmamış olmalıydı. Bu manada eleştirebilirim.” şeklinde cevap verdi."